Türk vatandaşlarını damgalayın, olsun bitsin!

09 Mayıs 2021 Pazar

Dışişleri Bakanı, Berlin’de Alman Dışişleri Bakanı’na şöyle diyor: “Turistin görebileceği herkesi mayıs ayının sonuna kadar aşılayacağız.” Şimdi bu cümleden ne anlıyoruz, benim anladığım “bu son kapanma da dahil her şey turistler için.” Malumunuz zengin turist epeydir ülkemizi terk etti, eder, çünkü asıl para bırakan bu turist grubu öyle beş yıldızlı, harala gürele otelleri sevmez. Sessizlik ve özel hayata saygı duyulmasını ister. Ayrıca ülkenin tarihini de anlamak, bilmek ve görmek ister. Onlar gidince biz 2 bin, 3 bin kişilik her şey dahil otellerimizi su parasına turiste açmak zorunda kaldık. Yeter ki biraz para girsin. Dışişleri Bakanı da bu konuşmayı, bunun için yapıyor. 

Turizm sadece turist değildir, yüzlerce ana girdisi vardır. Böyle ucuza giden lüks otellerin birinde beni gezdirmişlerdi. Arka kapıda onlarca kamyon yükleriyle bekliyordu. Karpuz dolu en az yirmi kamyon saymıştım, gerisini siz tahmin edin.

Yemeklerin yapıldığı bölümde on ayrı grup, on ayrı bölümde çalışıyordu: Et yemekleri, deniz mahsulleri, sebze yemekleri, Türk tatlıları, pastacılar, mezeciler, ızgaracılar vs. 

Bu otellerde çarşaflar, havlular her gün değişir, otellerin altında dev yıkama kazanları ve dev ütü makineleri sürekli çalışır. Sahilde ve havuz başında en az on beş hizmetli turistlere sürekli içki taşır.

Ve vardiyalı çalışan otel işçileri, kat yöneticileri.

Kısaca sayıları otel müşterilerini aşan çalışanlar.

Eğer turist gelmezse bunlar işsiz kalacak. Zaten büyük bir kısmı şimdiden işsiz kaldı. Evet, Dışişleri Bakanı çaresizlik içinde, Alman Dışişleri Bakanı’na adeta yalvarıyor. Ve tüm turizm sektörünü aşılayacaklarını söylüyor. Unuttuğu bir şey var, hadi hayal bu ya tüm turizm sektörü aşılandı. Peki, aşılanmayan Türk vatandaşları ne olacak? Turist aşılı olanlarla aşılı olmayanları nasıl ayırt edecek? Benim aklıma şöyle bir şey geliyor: Aşı yapılmamış Türk vatandaşları devletin önerdiği formatta bir damgayı mesela eczanelerden alıp kendi kendilerini damgalasın. Damgayı görünür bir yere vurmaları şartı getirilsin. Örneğin elin üst kısmına.

20 yıl içinde verimli tarım alanları, meraları yok edilmiş, fabrikaları kapatılmış, en güzel ormanları taşocakları için yağmalanmış, kentleri blok mezarlıklara dönüştürülmüş, milyonlarca genç işsizi bulunan bir ülkede, elbette Dışişleri Bakanı turist diye çırpınır ve olmayacak şeyler vaat eder, bize de utanması kalır. Ülkeyi bir harabeye çeviren, “milletin ...... koymaya” yemin etmiş Bay Cengiz ve yaptığı her katliamda onu destekleyen AKP iktidarı, bu utançtan sorumludur ama nerede, çok değil, biraz vatan sevgileri bile yok, iktidar hâlâ Cengiz’in ve benzerlerinin vergi borçlarını silmekle meşgul.

Neyse ki para bittikçe iktidarın çeşitli kademelerinde nemalananlar, tarikatlar ve mafya grupları birbirlerine düşmeye başladı. İktidarın hiçbir kural tanımadan KHK ile yaptığı işlere itiraz edenlere botokslu yüzüyle kasıla kasıla, “onları kanlarında boğacağız!” diyen ve yurtdışına firar etmiş mafya lideri Sedat Peker, belli ki bir kuyruk acısı var, yol arkadaşlarının ağır işlerini ifşa etmeye başlamış. Başta Mehmet Ağar’ın oğlu ve AKP milletvekili Tolga Ağar’ın adının karıştığı ve yayın yasağı getirilen Elazığ yerel kanalında sunuculuk yapan üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman’ın Tolga Ağar’la röportaj yaptığı günün ertesinde evinde ölü bulunması olayına dair yepyeni şeyler söylüyor: “Bir gün, bir Kazak kızı polise gidiyor ve Tolga Ağar’ın adını vererek ‘Bana tecavüz etti’ diyor. Kazak kızı o gün bir helikopterle alınıp uzaklaştırılıyor ve ertesi gün evinde ölü bulunuyor. Sürekli üstü kapatılan bu ölüm olayını ben de biliyordum ama Mehmet Ağar’ın öyle sırları vardır ki kimseler ona ve ailesine bulaşmak istemez. O, derinin derin devletidir.”

Başka bir zamanda olsak bu iddia, manşetlik bir haber olurdu. Şimdi sıradan bir ifşaat!

Madem damgalanacağız, öyleyse tarak satışını yasaklayan İçişleri Bakanı’ndan söz etmemek olmaz. Hayır, sadece ondan değil, CİMER’e yapılan her şikâyete mal bulmuş gibi atılan AKP savcılarından da söz etmeliyiz. Neymiş, Ekrem İmamoğlu, Fatih’in eşlerinden birinin mezarını, eli arkada ziyaret etmiş. Böyle bir saçmalığa soruşturma açtığınız için sizi kutluyorum, ananızdan babanızdan hiç mi terbiye görmediniz? 

Not: Geçen yazımda Karadenizli kadınların fotoğrafını paylaşmıştım ve çekeni bulup gözlerinden öpmek istemiştim. Sevgili okurlarım, bu muhteşem Türkiye fotoğrafını çeken kişinin Eren Dağıstanlı olduğunu söylediler. Selam olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları