Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İran'ın Başındaki Bela!..
HAKKÂRİ - Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İran-Irak sınırındaki terörist sızmalarını ve eylemleri durdurmak için operasyonlarını sürdürürken, PKK’nin İran’daki kolu PJAK’ın hareketliliği son günlerde iyice yoğunlaşıyor. Örgüt, 20 militanı idam eden, 300 militanı cezaevinde tutan İran yönetimine karşı giderek sertleşirken kimlerden destek ve cesaret alıyor?
PKK’nin Ortadoğu’daki yapılanmaları içinde 3 örgüt dikkat çekiyor. Suriye’de Kürt nüfusun yaşadığı bölgeyi “Güneybatı Kürdistan” diye tanımlayan PKK bu ülkede “Partiye Yekitiya Demokrat” (Demokratik Birlik Partisi - PYD) adı altında faaliyet gösteriyor. Suriye’de yapılan seçimlere bağımsız adaylarla katılmak isteyen ancak sürekli engellenen örgütü Fuad Ömer yönetiyor. 2003’te kurulan partinin 100’den fazla üyesi cezaevlerinde bulunuyor. Kürtlerin yaşadığı Halep, Afrin, Kamışlı, Kobani ve Haseki’de etkili olmaya çalışan partinin üyeleri zaman zaman güvenlik güçleriyle çatışıyor. PYD’nin Suriye’deki kadın örgütlenmesi ise “Yekitiya Star” adı altında PKK’ye destek veriyor.
PKK’nin Kuzey Irak’taki kolu olan “Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi” (PÇDK) Süleymaniye, Kerkük ve Musul’da PKK’nin ideolojisini yaymayı hedefliyor. Dr. Faik Muhammed Gulpi tarafından yönetilen PÇDK, Türkiye ile Irak yönetimi arasında sürekli kriz yaratıyor. Peşmergelerle çatışan örgütün yöneticileri zaman zaman tutuklanıyor, büroları ise kapatılıyor. PKK’nin lojistiği açısından da önemli bir görev üstlenen PÇDK’ye karşı Kürt yönetimi gerektiği biçimde etkili olamıyor!
PKK’nin en kapsamlı örgütlenmesi ise İran’da bulunuyor. “Partiya Jiyana Azadi Kurdistan - Kürdistan Özgür Yaşam Partisi” (PJAK) Tahran yönetimine uzun yıllardır büyük sorunlar yaşatıyor. PJAK’ın İran kentlerinde örgütlediği kitle gösterilerine 15 ile 30 bin civarında insan katılıyor.
Rahman Hacı Ahmedi yönetimindeki örgütün 3 bin civarında silahlı militanı bulunuyor. Örgüt “Doğu Kürdistan” diye tanımladığı ve Kürtlerin yoğunlukla bulunduğu Poldeşt, Urmiye gibi kentler ile Türkiye-Irak sınırının kırsal kesiminde faaliyet gösteriyor.
PJAK içinde Türkiye’den giden 500 kadar militan da eylemlere katılıyor. Son iki yılda Türkiye’nin çeşitli kentlerinden giden 50’den fazla militan PJAK saflarında güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürüldü. Örneğin Bursa nüfusuna kayıtlı “Bawer Xebat” kod adlı Serti Oruç 22 Mayıs’ta İran’ın Urmiye kentinde İran askerleriyle çıkan çatışmada öldü. Kızıltepe nüfusuna kayıtlı “Çimen Herekol” kod adlı PJAK’lı Meryem Adsoy ise TSK uçaklarının 17 Ekim’de Kandil’e düzenlediği hava saldırısında yaşamını yitirdi. Nusaybin nüfusuna kayıtlı “Berivan” kod adlı PJAK’lı Gülistan Beştaş 19 Eylül’de, “Şoreş Roni” kod adlı Bilal Biçen ise 9 Kasım’da İran askerlerince öldürüldü. İranlılar Beştaş ve Biçen’in cenazesini vermedi. Son bir yılda öldürülen PJAK militanlarının önemli bölümünün Hakkâri nüfusuna kayıtlı olması ise dikkat çekti.
Aslında Türk kökenlilerin PJAK içinde faaliyet göstermesine şaşmamak gerekiyor. PKK’liler, PJAK’ın kontrolleri dışında, İran Kürtlerince yapılandırılmış bağımsız bir örgütlenme olduğunu öne sürse de gerçeğin hiç de öyle olmadığı yaşanan olaylardan anlaşılıyor! PKK, Türkiye’nin Irak ve İran sınırındaki eylemlerini PJAK’la bir entegrasyon içinde yürütüyor. Örgüt, TSK’nin hava operasyonlarıyla sıkıştığında PJAK’tan destek istiyor. Kandil’e yönelik yapılan operasyonlardan kaçan teröristler soluğu İran kırsalındaki PJAK kamplarında alıyor!.. Artık İran-Irak sınırındaki operasyonlarda PJAK’lılar da Türk güvenlik güçlerine karşı saldırılar düzenliyor. Tüm bunlar Kandil’de sıkışan PKK’nin, PJAK’ı hem operasyonlara karşı yedek güç hem de Ortadoğu coğrafyasına yaymak istediği “Büyük Kürdistan” rüyasının bir aktörü olarak kullandığını gösteriyor!
Tahran yönetimi son 5 yılda binden fazla İran askerini öldüren PJAK’a yönelik olarak son 1 yıldır kapsamlı operasyonlar yapıyor. İran’daki Kürt kökenlileri molla rejimine karşı kışkırtan örgütün Kuzey Irak içlerindeki karargâhları hedef alınıyor, kent örgütlenmelerine göz açtırılmıyor. Mollalar, ABD’nin İran’daki hançeri olarak niteledikleri PJAK’lılara karşı tutuklamaları yoğunlaştırıyor. Eylül ayı itibarıyla Mahabad, Kereç, Urmiye, Sine ve Kırmanşan cezaevlerinde yaklaşık 300 PKK ve PJAK’lı tutuklu bulunuyor. Militanlar zaman zaman işkenceden yakınıyor ve bu yüzden açlık grevi yapıyor.
İran, yakalanan militanları idam cezasına çarptırıyor. Ancak Kürt kökenlilerin yaşadığı bölgelerde infaz edilen her cezanın ardından PJAK, İran güvenlik güçlerine yönelik eylemler yapıyor!
İran son 5 yıldır sürdürdüğü operasyonlara karşın PJAK’ı bir türlü etkisizleştiremiyor. Aksine örgüt terör eylemlerini giderek arttırıyor ve pusu eylemleriyle pasdarlara önemli kayıplar verdiriyor. Örgütün zayıflama yerine militan sayısı ve etki alanını genişletmesi ABD ve İsrail’in askeri ve lojistik desteğine bağlanıyor! Bu iki ülke ise PJAK’a katkı sunulduğu iddialarını sürekli yalanlıyor. Oysa The New Yorker gazetesinde 2006’da yer alan bir makalede, “ABD ve İsrail’in PJAK’lı teröristleri silahlandırdığı, eğittiği ve örgüte istihbarat bilgileri sağladığı” öne sürülmüştü.
PJAK yetkililerinin zaman zaman ABD ile diyaloğa girme çabaları da bu örgütün Amerika’nın İran’daki istikrarsızlaştırma taşeronu olduğu kuşkusunu iyice öne çıkarıyor. Hatta tartışmalar, PJAK’ın İran’daki rejim muhalifi Halkın Mücahitleri Örgütü’nden daha etkin konuma getirildiği iddialarına kadar uzanıyor!
ABD 2007 yılının ağustos ayında Washington’a ziyarette bulunan Rahman Hacı Ahmedi’ye randevu vermeyerek dikkatleri dağıtmaya çalıştıysa da inandırıcı olmadı. Çünkü Ahmedi’nin aynı tarihlerde Washington Times gazetesine yansıyan “Elimizdeki cephane ve silahlar ile hükümeti devirmemizin mümkün olmadığı açıktır. Verilecek finansman veya silah yardımı, İran’da gerçek demokrasiye giden yolu hızlandırır” şeklindeki sözleri PJAK’ın ABD’den cesaret aldığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
İran ise Ahmedi’nin ABD’de destek arama çabalarına tepki gösteriyor. Yalnız ABD değil Almanya da, Hacı Rahman Ahmedi’ye barınma olanağı verdiği için Tahran yönetiminin tepkisini çekiyor. İran Dışişleri Bakanı Manuşer Muttaki, 2007 yılında, Almanya’ya nota vermesine karşın PJAK lideri örgütünü bu ülkeden yönetmeye devam ediyor. Ahmedi örgütünü güçlendirmek için Avrupa ülkeleri arasında adeta mekik dokuyor! Nitekim Hacı Ahmedi üç gün önce Halepçe ve Enfal Mağdurları Merkezi’nin (CHAK) Londra’da düzenlediği bir toplantıya katıldı ve Irak’ı işgal ettiği için ABD’ye sert eleştiriler yöneltti.
İran kırsalındaki operasyonlar ve son günlerde şiddetlenen çatışmalar gösteriyor ki PJAK’ın hem İran’a hem de dolaylı olarak da Türkiye’ye yönelik tehdidi büyüyor. Ekim ayının başlarında İran’la ortaklaşa operasyon yaptığı iddiasıyla Türkiye’ye saldırı tehdidinde bulunan PJAK’ın askeri kanadının sorumlusu Amed Piran ise tüm çabalara rağmen yakalanamıyor. Türkiye’nin son 4 gündür hava, İran’ın ise topçu saldırıları ile yoğunlaştırdığı operasyonlar, Piran yönetimindeki terör gruplarının Kandil Dağı ve çevresindeki merkezlerini hedef alıyor.
İran’ı Ortadoğu’da büyük bir tehdit olarak gören ve kimyasal silah ürettiği iddiasıyla Tahran’a ambargo uygulayan ABD ise PJAK’ın eylemlerini “Düşmanımın düşmanı dostumdur” zihniyetiyle görmezden geliyor. Bu yaklaşım Batı’nın, Türkiye’ye yönelik ikiyüzlülüğünü hem PKK hem de onun yavrusu üzerinden sürdürdüğü gerçeğini de değiştirmiyor!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama