Meriç Velidedeoğlu

Salgınlar!

27 Mart 2020 Cuma

Değerli dostlar, “İkinci Dünya Savaşı” sürerken, “1940”lı yılların ikinci yarısında, çok tehlikeli, bulaşıcı bir hastalık olan “Tifüs” oldukça yaygındı dünyada.

İnsanların vücudunda asalak bir yaşamı olan, “bit” denen bir böcek taşırdı bu mikrobu. 

Baş ve vücut biti” olarak iki türü vardı, özellikle “baş biti” daha yaygındı, saçların arasına, nokta nokta dağılan, “sirke” denen -çoğunlukla zor görülen- beyaz yumurtalarını bırakırdı.

Tifüs” salgını, özellikle eğitim sürecinde sıkı bir “kontrol” (denetim) altında tutulmaya çalışılırdı; her hafta pazartesi günü yapılan bu denetimler, öğrencilerin elleri, tırnakları, siyah okul önlüklerinin (giysilerinin) ceplerinde bulunması istenen mendil denetimiyle başlardı.

Sıra başa, saçların denetimine gelince heyecanlanırdı öğrenciler; saçlar arasına gizlenmiş “sirkeler” görüldüğünde çok üzücü olurdu, çünkü eve gönderilirlerdi; bu öğrenciler okuldan çıkarken, arkadaşları tarafından görülmekten çok utanç duyarlardı...

Ne var ki değerli dostlar, o günlerde, daha doğrusu o tarihlerde doktorlara çok saygı gösterilirdi; günümüzdeki gibi yönetim tarafından kızılıp cezalandırılmazlardı; istekleri son derece ciddiye alınıp yerine getirilirdi. Salgınlar birlikte atlatılmaya çalışılırdı...

Oysa günümüzde, “T.C. Devleti”nin başındakinin yaptığı ise “doktorlar”la birlikte, ülkenin tüm “sağlık çalışanları”nı, ülkenin, “Meslek Kuruluşları Topluluğu”na almayıp bu boyutta örgütlenmelerinin önünü kesmek..

Ne ki, ülkemizin bu “Tek Adam Yönetimi”nin aldığı böyle bir karara, halkımız gereken yanıtı, görkemli bir biçimde, unutulmayacak bir “Alkış Yağmuru” ile verdi...

Öyle ki, bu “protesto”ya “neden” kendisi değilmiş gibi Erdoğan eşi Emine Hanım’la birlikte katılıp alkışladı, üstelik gülümseyerek olağanüstü bir memnuniyetle...

Dahası bu görüntülerini, “...her türlü sıkıntıya göğüs geren ‘sağlıkçılarımıza’ şahsım, ailem ve milletim adına selamlar, sevgiler ve elbette alkışlar...!” diyerek “video”da da paylaştı...

İnsan, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!” demekten de kendini alamıyor doğrusu... 

Ve değerli dostlar, zaman zaman sizlere, “60-70 yıl” önceki yaşamlardan, üstelik “tanık” olduklarımdan söz ediyorum...

Ara sıra da, 19. yy düşünürlerinden olan Danimarkalı Kiergegaard’an da (1813-1855); şöyle diyor: “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönüp anlarız!” 

Bilmem ki siz de katılır mısınız?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları