14 Şubat’ı Ne Yapsak?

19 Şubat 2014 Çarşamba

14 Şubat, Katolik Kilisesi’nin azizlerinden St. Valentine’e adanmış bir gün. “Valentine”in sevgili anlamına gelmesinden olsa gerek “Sevgililer Günü”ne dönüşmüş. 1800’lü yıllarda Amerikalı Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasıyla yeni bir biçim almış. İlk zamanlar sevgililerin birbirlerine kartlarla mesajlar yollamasını özendiren, günü sevgililerin birlikte geçirmesini sağlayan etkinlikler yapılmış. Hediye alıp verilmeye başlanınca da bir tüketim çılgınlığına dönüştürülmüş.
Türkiye’de Sevgililer Günü’nün öncüsü olarak Hıncal Uluç biliniyor. Uluç, Sevgililer Günü’nden ilk kez 1977’de o zamanki Amerikalı eşi vesilesi ile söz etmiş. Ülkemizde 90’lı yıllardan itibaren yaygın olarak kutlanmaya başlamış. Anneler ya da Babalar Günü gibi tüketimi özendirmek amacıyla desteklenen bir gün. Sevgililer Günü’ne iki temel eleştiri var. Biri, Hıristiyan kökenli olduğu için Müslümanlarca kutlanmasının doğru olmadığı. Sevgililer Günü denince akla St. Valentine gelmiyor. Zaten 469 yılında Papa’nın ilan ettiği bu anma 1969’da kilise takviminden çıkarılmış. Yani 14 Şubat’ın dini niteliği kalmamış.
İkinci eleştiri Sevgililer Günü’nün amacının sadece tüketimi özendirmek olduğu düşüncesi. Haklı bir eleştiri, bugünün kutlanmasının tüketimi özendirmek ve artırmaktan başka bir amacı yok.
14 Şubat’ta sadece Sevgililer Günü kutlanmıyor. Uluslararası Kitap Değişimi Günü, Kütüphane Severler Günü ve Dünya Öykü Günü de 14 Şubat’ta kutlanan günlerden.
Dünya Öykü Günü’nü düşünüp öneren öykücü Özcan Karabulut’tur.Özcan Karabulut iyi bir öykücü olmasının yanında bir öykü sevdalısıdır, öykünün daha çok okunup benimsenmesi için elinden gelen her şeyi yapar. Öykü dergileri yayıncılığı ile başlayan çabası, Ankara Öykü Günleri ile gelişti, sonunda da “Dünya Öykü Günü” önerisine vardı.
Özcan Karabulut Türkiye’de bugünün kutlanmasına önayak olmakla kalmadı, dünya çapında kutlanması için de çalışmalar yaptı. 2003 yılında Türkiye PEN’in önerisi ile Uluslararası PEN Genel Kurulu’nda 14 Şubat “Dünya Öykü Günü” olarak kabul edildi. İkinci ve önemli aşama günün UNESCO tarafından kabul edilmesiydi. Ama UNESCO Genel Kurulu’nda 14 Şubat’ın “Dünya Öykü Günü” olması önerisi reddedilmiş.
Öykü ülkemizde okunan, sevilen bir tür olmasına karşın dünyada bizdeki kadar yaygın değil. Öykü edebiyat dergilerinde yayımlanan bir tür olarak kalıyor, öykü kitaplarının sayısı az. 14 Şubat “Dünya Öykü Günü” olarak UNESCO tarafından benimsenip dünyaya duyurulsaydı sanırım günün öyküye ilginin artmasında önemli bir katkısı olacaktı.
Bu yıl Özcan Karabulut ve öykücü arkadaşları kurumsallaşmada önemli bir adım atarak Ankara Öykü Günleri Derneği’ni kurdu. “14 Şubat Dünyanın Öyküsü” dergisi yayımlanmaya başlandı. Dünya Öykü Günü kutlamalarında da dernek önemli rol yüklenmiş.
“Yaşadığınız öyküler dilerim güzel bitsin!” diye noktalanan 2014 Dünya Öykü Günü Bildirgesi’ni usta öykücü Necati Tosuner yazmış. Başta Ankara olmak üzere Bursa, Erzurum, Kayseri, İzmir, Denizli, Eskişehir ve Konya gibi şehirlerde kutlamalar yapılmış. Önceki yıllarda Türkiye PEN’in organizasyonu ile İstanbul’da da kutlamalar yapılıyordu. Bu yıl ise İstanbul’da bir etkinlik yoktu. Sadece Kadıköy’de öyküseverler bir araya gelip balonların ucuna bağlanmış öyküleri sokaktan geçenlere dağıtmış. Bence Ankara Öykü Günleri Derneği’nin çabasına Türkiye PEN ve diğer yazar örgütleri de katkıda bulunmalı. Ancak her yerde birbirinden bağımsız kutlamalar yapıldığında “Dünya Öykü Günü” kalıcılaşacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları