Osmanlı’da doğmuş, yetişmiş, olgunluk çağlarını Cumhuriyet döneminde yaşamış bir sanatçı Feyhaman Duran. Hat sanatı levhalarını natürmortlarında kullanacak kadar gelenekselle yakından ilgili, ama öncü de, Paris’te resim eğitimi almış, Cumhuriyet’in en önemli portre ressamlarından sayılıyor.
Sakıp Sabancı Müzesi 15. yılını kapsamlı bir Feyhaman Duran sergisi ile kutluyor. Sabancı Holding’in katkıları ve İstanbul Üniversitesi’nin işbirliğiyle düzenlen “İki Dünya Arasında” isimli sergide Duran’ın 997 eseri, sanatçının yaşamöyküsünün de izini sürerek sergileniyor.
Kendisine ün kazandıran portrelerinin yanı sıra peyzaj ve natürmortları, güzel yazı çalışmaları, minyatür, hat, tezhip ve seramikleri de yer alıyor sergide. Duran’ın evi ve atölyesi sergi alanında canladırılmış. Yaşadığı ortamla birlikte yaşadığı dönem, hem İstanbul hem de Paris’ten görüntülerle yansıtılarak izleyicilerin ressamın çağının içinde nasıl konumlandığını anlamaları sağlanmış. Aile yadigârı hat koleksiyonu da sergide yer bulmuş. Güler Sabancı’nın belirttiği gibi hat ve resim koleksiyonları ile tanınan Sakıp Sabancı Müzesi’ne çok uygun bir sergi ve ressam.
İstanbul Üniversitesi’nin katkısı önemli.
Feyhaman Duran sağlığında evini, içindeki tüm eşya ve diğer varlıklarla beraber korunması amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne bağışlamış. Sergide Sabancı Müzesi koleksiyonunda bulunan eserlerin yanı sıra bu evden gelen eserler ve diğer koleksiyon ve Feyhaman Duran’ın çalışma aşamalarını yansıtan eskizleri yer alıyor.
Feyhaman Duran 17 Eylül 1302 (1886) İstanbul Kadıköy doğumlu. 5 yaşındayken kaybettiği babası Süleyman Hayri Bey şair. Ailesinde hattatlar da var. Annesini de genç yaşta kaybetmiş. 1895 yılında başladığı Galatasaray Sultanisi’nde resim öğretmenleri Viçen Arslanyan Efendi ve Şevket (Dağ) Bey, Feyhaman’ın yeteneğini keşfetmiş ve onu desteklemişler. 1910’da Abbas Halim Paşa, ailesinin portrelerini ısmarlamış genç ressama ve bu iş ona Paris yolunu açmış. Abbas Halim Paşa’nın desteği ile Paris’te resim eğitimi almış. Hocası Jean Paul Laurens’in etkisi ile de portre çalışmalarına ağırlık vermiş. “O dönemde artık bir yenilik olmaktan çıkmış, hatta bir anlamda akademikleşmiş olan empresyonizm”den etkilenmiş. I. Dünya Savaşı çıkınca 1914’te birçok ressam arkadaşı ile birlikte İstanbul’a dönmüş, Türk resminde 1914 Kuşağı’nı oluşturmuşlar. Savaş yılları herkes gibi onun için de maddi açıdan sıkıntılı geçmiş. 1919 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Kız Güzel Sanatlar Okulu) öğretmenliğe getirilmesi onu madden rahatlatmış. Uzun yıllar öğretmenlik görevini yürütmüş. Bu arada toplu resim sergilerine katılmış. Sanat örgütlerinde görev yapmış. 25 Ağustos 1922’de öğrencisi Güzin Hanım’la evlenmiş. 1938’de ressamların yurt gezileri programında Gaziantep’e gidip 10 tablo yapmış. Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün portrelerini çizmiş. Topkapı Sarayı Müzesi’nde çalışmalar yapmış. Geleneksel sanatları incelemiş, eserlerine yansıtmış. 6 Mayıs 1970’de vefat etmiş ve Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verilmiş. (bkz. “Türk Resminde Bir Temel Taşı”, Gül İrepoğlu, antikalar.com/turk-resimde-bir-temel-tasifeyhaman- duran/)
Güzin Hanım’ın ailesinden Hattat Yahya Hilmi Efendi’den kalan Süleymaniye’deki evde neredeyse tüm yaşamlarını geçirmişler. İstanbul Üniversitesi’ne intikal eden ev de burası. Gerekli tamirat yapıldıktan sonra bu evin “Feyhaman Duran Müzesi” olarak halka açılması bekleniyor.
Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki “İki Dünya Arasında” 30 Temmuz’a kadar sürecek. Sergi süresince Feyhaman Duran belgeselinin gösterimi, konferanslar ve çocuklara yönelik atölyeler de gerçekleştirilecek. Kaçırmayın.
Feyhaman Duran; iki dünya arasında bir köprü
Yazarın Son Yazıları
‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken
Ara Güler Müzesi
Yayıncılıkta kırmızı alarm
Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü
Okul kütüphanelerimizin durumu vahim
Sanatta KDV düşerse ne olur?
Türkülerin kardeşliği adına
Üçüncü Yeniler’in başarısı
Günümüz sanatçıları ne yapıyor?
Varlık’la geçen yıllarımız
25 yıl ve daha fazlası
‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’
Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?
Şiir için ineğini satan şair
Seray Şahiner’le tanışmalarım
Şair turizmi, çeviri ticareti
TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?
Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?
Büstü dikilen öğretmen
‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’
İzmir’de İstanbul manzarası
50 yıllık emek
‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’
Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer
Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!
Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!
Kırpıntı kadar değerimiz var mı?
Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem
Klasik müziğin en sevilenleri
Sabahattin Ali’nin Şehirleri
Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?
Röportaj vermek’ mümkün mü? Metin Celal yazdı...
‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?
Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz
‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’
Bibliyofobi
Müzik listelerindeki karmaşa
Mahzuni’ye saygı
‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’
‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’