Dünyada en çok yapılan sanat festivali türü şiir festivalleridir. Bir yandan şiirin çok az okunduğundan, okur azlığından yakınılırken diğer yandan sürekli şiir festivalleri yapılır. Şairler de bu festivallere davet edilmeyi önemserler. Konuk olarak çağrıldıkları ülkelerde festivaller aracılığıyla başka dillerde yeni okurlara ulaşacaklarını düşünürler.
Kuşkusuz her şair kendince değerlidir ve bu festivallere katılıp şiirlerini yabancı dillerde okumak, duyurmak ister. Şairlerin bu arzusunun uyanıklar için yeni bir kazanç kapısı açtığı anlaşılıyor. Şairleri gelir sağlayıcı birer turist, çeviriyi de ticaret olarak görüyorlar. Tabii bu turizm ve ticaretin temelinde şairin iyi niyetlerini kötüye kullanmak var.
24 - 31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Berlin Şiir Festivali kapsamında düzenlenen 20 ülkeden 27 festival yöneticisinin katıldığı “Uluslararası Şiir Festivalleri Yöneticileri” toplantısının gündeminde de bu konu vardı. Berlin Şiir Festivali’nin bu yılki teması “Dizeler sanata değer katar”dı. Soyut, görsel, ses şiiri gibi şiirler diğer sanatlar arasında bağlar kuran türlere dikkat çekmekti amaç. Festivale bu türlerde çalışmalar yapan şairler davet edildiği gibi Berlin’in çeşitli sanat galerilerinde de bu çalışmaların sergilendiği yedi ayrı sergi açıldı. Bunlardan biri de Berlin Sanat Kütüphanesi’ndeki soyut şiirin ustalarının ürünlerine yer veren sergiydi. Sergi kataloğunda soyut şiirin bir ustası olarak Yüksel Pazarkaya’ya geniş bir yer ayrılmış olması da dikkatimi çekti. Berlin Şiir Festivali’ne bu yıl 51 ülkeden 150 şair ve sanatçı katılıyor. Hemen hepsi bilinen, ülkelerinde ve dünyada önemli şairler. Çünkü bütün önemli festivaller gibi
Berlin Şiir Festivali de davet edeceği şairleri dikkatle seçiyor. Tanımadıkları şairleri de araştırıyor, ilgili ülkenin festival yöneticilerine ya da tanınmış şairlerine soruyorlar.
Özellikle Latin Amerika, Hindistan ve Balkan ülkelerinde gelişen şair turizminde ise şairin niteliğine değil parasına bakılıyor. Ciddi bir şiir festivali davet ettiği şairleri misafir eder ve telif ücreti öder. Bunlar ise üste para alıyorlar. Şairlerden fuara katılım ücreti olarak istedikleri para, o şehre turist olarak gidildiğinde harcanacak paradan çok daha fazla. Yani bu tür festivaller şairlerden kâr elde ediyor. Çoğunda da şairler gittikleri şehrin okurlarına değil birbirlerine şiir okuyor. Üste biraz daha para verirseniz bir ödül ya da madalya da almanız mümkün. Ülkenizde uluslararası şiir ödülü aldım, diye haber bile yaptırabilirsiniz. Festivale katılmadan ücretini ödeyerek ödül kazanmak (!) da mümkün.
Çeviri ticareti de bu şairlerin şiirlerini çevirip antolojilerde yayımlamak yoluyla oluyor. Hem çeviri için hem de antolojide yayımlamak için şairlerden para talep ediliyor. Normalde üste telif ücreti ödenen bu antolojilerde yer almak için hevesli şairler yüksek rakamlar ödemekten çekinmiyor. Bu antolojilerin çok az sayıda basıldığı, dolaşıma girmediği, sadece katılan şairlere yollandığı da biliniyor.
Bunun daha da gelişmişi iyi niyetli, bol paralı şairin birçok şiirini çevirip kitabını çıkartmak. Hem antolojilerde hem de kitaplarda yer alan şiirlerin internetteki ücretsiz çeviri programları ile çevrilmiş gibi yapıldığı ve çevrildikleri dillerde anlaşılmalarının pek de mümkün olmadığı söyleniyor. Yani yabancı dillere çevrilip şiir festivallerine katılarak dünya çapında tanınmak isteyen şairler birer gelir kaynağı haline gelmiş oluyor.
Not: Geçen haftaki yazımda sözünü ettiğim İstanbul’un Ressamı Hoca Ali Rıza kitabına Milenyum Dağıtım’la çalışan kitabevlerinden ve internet kitapçılarından ulaşmak mümkünmüş. İlgilenenlere duyurulur.
Şair turizmi, çeviri ticareti
Yazarın Son Yazıları
‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken
Ara Güler Müzesi
Yayıncılıkta kırmızı alarm
Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü
Okul kütüphanelerimizin durumu vahim
Sanatta KDV düşerse ne olur?
Türkülerin kardeşliği adına
Üçüncü Yeniler’in başarısı
Günümüz sanatçıları ne yapıyor?
Varlık’la geçen yıllarımız
25 yıl ve daha fazlası
‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’
Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?
Şiir için ineğini satan şair
Seray Şahiner’le tanışmalarım
Şair turizmi, çeviri ticareti
TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?
Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?
Büstü dikilen öğretmen
‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’
İzmir’de İstanbul manzarası
50 yıllık emek
‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’
Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer
Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!
Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!
Kırpıntı kadar değerimiz var mı?
Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem
Klasik müziğin en sevilenleri
Sabahattin Ali’nin Şehirleri
Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?
Röportaj vermek’ mümkün mü? Metin Celal yazdı...
‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?
Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz
‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’
Bibliyofobi
Müzik listelerindeki karmaşa
Mahzuni’ye saygı
‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’
‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’