Yeni seçilen Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminin eski idarecilerinin yaptığı planlamayı yok sayıp üst küme (play off) maçları oynatması futbolumuz adına yeni bir durumdur. Nasıl ki davetsiz konuk olarak evimize ve yaşamımıza giren teknolojik buluşlar hayatımızı her alanda değiştiriyorsa üst küme maçlarının oynanması da futbolun gidişatını etkileyecektir. En azından 40 maçlık bir sezon, kayıpların giderilmesi konusunda avantaj sağlayacaktır. Lige bu bakış açısıyla yaklaştığımızda büyük takımların ve özellikle yeni, futbol oynama becerisi yüksek futbolcular transfer eden G. Saray’ın yitirdiği puanlar geleceğe karamsar bakmanın bahanesi olmamalı.

Sarı-Kırmızılıların geçen yılki kadrosu da diğer takımlardan aşağı değildi. Ancak fazla sayıda yenilgi oyuncuları fiziksel ve manevi bakımdan aşağı çekerek başarım gücünü düşürmüştü. Bu sezon takıma katılan oyuncuların çoğu henüz ilk maçta takıma önemli katkı yapacaklarını kanıtlamışlardır. Ujfalusi ve Eboue hem savunmada hem de orta alanda görev yaparak oyunun iki yönüne de katkı yapabilecek bir özyapıya sahipler.

Melo aranılan bir oyun kurucu. Geçmiş sezonlara bakın; G.Saray böyle bir usta yorumcu (virtüöz) bulmak için ne denli çok para ve çaba harcamıştı. Duvar pasları ile rakip ceza alanı çevresine çok çabuk ulaşıyor, ama orada santrfor sorunuyla karşılaşılıyor. Melo’nun oyundaki işlerliği Baros’un artık devrini kapattığını ortaya çıkartıyor veya Çek santrforun G. Saray’da verimsiz olacağını… Elmander’in takıma katılması ile G. Saray’ın hem forvet sorunu çözülecek hem de takımın İBB maçının ilk yarısında oynadığı çağcıl futbol da ürününü verecektir. Bu bağlamda tamamen karşı olduğum üst küme uygulaması yeni G. Saray için iyi bir fırsat olacak. İstanbul Büyükşehir Belediye maçının ilk yarısında G. Saray’ın oynadığı futbol ülkemiz için yeniliktir. Hem takım bütünlüğü, hem de görsel bir tat vardı oyunda. Ancak Sabri çabuk ve çok pasa dayalı, orta alanı çabuk geçen anlayış içerisinde bocaladı. Sağ beke alınması doğruydu. Aynı şekilde Ujfalusi’nin de tandeme alınması yerindeydi. Gerektiğinde Ujfalusi-Eboue ikilsi de tandemi oluşturabilir. Büyük umutlarla transfer edilen Selçuk İnan’ın Trabzonspor’daki başarım gücüne ulaşabilmesi şimdilik zor... İleriye doğru oynamak zorunda olduğu anlarda aşırı istekler peşinde koştu. Böylesi durumlarda verim gücü düştü. Sercan Yıldırım ve Engin Baytar da Fatih Terim’in oynatmak istediği sistemin adamları değil. Ligin boyu çok uzun... Terim oynattığı sistemden ödün vermemeli. Belediye maçının ilkyarısında bölüm bölüm sergilenen futbol 60-70 dakikaya çıkartılabilirlerse çok değişik ve yeni bir G. Saray izleyebiliriz...