Asırlık Cumhuriyetimiz...

11 Eylül 2023 Pazartesi

Keşkelerle başlayan cümleler hayatımızda giderek artıyor. Cumhuriyetimiz 100. yılını kutlamaya hazırlanırken ağır ekonomik koşullar, kilitlenmiş siyasi atmosferle birlikte genç yaşlı hepimizin umutları yara bere içinde, gelecek kaygısı büyük. Rant, beton kültürü, liyakatten, demokrasiden yoksun bakış açıları, gerici zihniyet, “şahsım yönetim modeli”ne sıkışıp kalma, şiddetin her halinin topluma yansıması, iktidarın eğitimden ekonomiye yapboza dönen programları... Söylerken bile içimiz daralıyor değil mi... Yaşananlar hepimizin bildiği, şikâyet ettiği, iplik söküğü gibi devam eden kronik sorunlar.

Oysa çözüm üretememe, üretmeme lüksümüz yok. Bir yerden başlamamız gerek, hemen şimdi. Birilerinin değil, her birimizin Atatürk’ün yolunu açtığı modernleşme, Aydınlanma ışığında bağımsız, egemen, laik, akıl, bilimden yana Cumhuriyeti sarıp sarmalaması şart. İşte Cumhuriyet gazetesi tam da bu noktada tarihi sorumluluğunu, ilkeli haberciliğini sürdürüyor.

CESUR KALEMLER

Masamın üzerindeki arşiv çalışmalarına, duvardaki tarihi fotoğraflara dalıyorum. Kuvayı Milliye ruhuyla Milli Mücadele yıllarından itibaren Mustafa Kemal’le yol alan gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’den, gazeteyi kurumsallaştıran Nadir Nadi’ye, vakıflaştıran Berin Nadi’ye, “Aydınlanmanın bilgesiİlhan Selçuk’a... Uğur Mumcu’dan Onat Kutlar’a, Ahmet Taner Kışlalı’ya, Bahriye Üçok’a, Muammer Aksoy’a canları pahasına çağdaş Cumhuriyet değerleri için mücadele eden cesur kalemlere, düşün insanlarına bakıyorum. Mücadele meşaleleri elbette hep ışıldayacak.

Aslında kim olduğumu size anlatmadan girdim yazıma, affola. Atatürk’ün adını koyduğu gazetemiz Cumhuriyet’te yaklaşık 25 yıllık bir serüven benimkisi. “Babıâli’nin dışişleri bakanıErgun Balcı ekolünde dış haberlerden haber merkezine, yazıişlerine uzanan yolculuk. Gelecek 7 Mayıs’ta 100. yaşını kutlayacak gazetemiz Cumhuriyet okulunun çocuğu olarak bu kez karşınıza “genel yayın yönetmeni” olarak çıkıyorum. Gazetemizin tarihinde ilk kadın genel yayın yönetmeni olmak onur verici. Toplumsal yaşamda eşitsizlikten gericiliğe tüm zorluklara karşın kadınlar olarak “cam tavanları” kırma azmimiz her geçen gün daha da güçleniyor.

İLK GÜNKÜ GİBİ AYNI MÜCADELE RUHUYLA...

Referans gazetesi olarak yurtiçi ve dışından ilkeli, objektif, güvenilir habercilik anlayışıyla siz değerli okuyucularımızla buluşmak çok değerli. Muhabir, editör ve yazarlarımız, çizerlerimizle, teknik, idari tüm ekibimizle yerelden ulusala habercilik anlayışımızla yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Sadece sorunları değil, çözüme yönelik öneriler, bakış açılarını da sayfalarımıza taşıyoruz. Seçimlerin yanı sıra yakından takip ettiğimiz konular arasında “anayasada değişiklik” tartışmaları da var. Laiklik gibi eğitim, kız çocukları ve kadın hakları, yaşam özgürlükleri konularında kırmızı çizgilerimiz net.

Ve elbette kalbimiz her daim deprem bölgesinde. Depremzedelerin durumunun, adalet arayışlarının takipçisiyiz. Unutmayız, unutturmayız. Yargı bağımsızlığı vurgusuyla, hak, hukuk haberlerimizi sürdürürken adalet sistemindeki adaletsizliklere örneklerden cezaevindeki yazarımız Barış’ın özgür olacağı günü de dört gözle bekliyoruz. Gezi tutsaklarından milletvekili Atalay’a, gazeteci Yanardağ’a tüm hukuksuz süreçlerin takipçisiyiz.

Çokkutuplu dünya” tartışmalarının alevlendiği, “dünya devlerinin” dev sorunlar karşısında kilitlendiği yorumlarının arttığı ortamda farklı coğrafyalardaki gelişmelerin yanı sıra çevre konularında haberciliğimize de hız kesmeden devam edeceğiz. Teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmelerle birlikte Cumhuriyet, dijital yayınlar konusunda her geçen gün daha da güçleniyor.

Gazetemiz, bu asırlık genç, ilk günkü gibi aynı haber heyecanı, yurtsever, mücadele ruhu ile yola devam ediyor. Diyeceğimiz o ki yapacağımız çok haber, söylenecek çok sözümüz var. Keşke dememek, büyük bir uğraş sonucu elde edilen kazanımları yitirmemek için.

Önümde Cumhuriyet’in 11 Nisan 1930 tarihli birinci sayfası... “Bugün miting var” başlığıyla kadınların belediye seçimlerine katılma hakkı ile birlikte “Kadın Birlikleri”nin yapacağı gösteriye değiniliyor. “Peki ya Atatürk olmasaydı, haklarımız ne olurdu, nasıl bir keşke derdik” acaba, diye düşünüyorum... Biz Cumhuriyetin çocukları, Atatürk’ün kızları tehlikelerin farkındayız, vazgeçecek de değiliz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Akdeniz kapışması 9 Aralık 2024
HTŞ ve tesadüf! 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları