Mümtaz Soysal

Dönüşlerin Sonrası

16 Kasım 2011 Çarşamba
\n

\n

DIŞ politikada kişiliksizliğe doğru bir kayma sezmiyor musunuz? Sözcüğü duygusal bulup politikada ve hele dış politikada duygusallık olmaz; aslolan, duygular değil, ulusal çıkarlardırdiyebilirsiniz. İsterseniz, o açıdan da soralım: Son ayların görüntüsü, dış politikadaki dönüşlerin ulusal çıkarlara ters düştüğü izlenimini yaratmıyor mu?

\n

Hele, yakın geçmişte bölge merkezli bir dış politikayla sıfır sorunlubir ortam yaratarak dünyada etkili bir ülke olmakla övünüyor idiysek.

\n

Şimdi yaratılan izlenim, ABD ve İngiltere gölgesinde Batılı büyük sermaye ülkelerinin Ortadoğu politikalarına taşeronluk etmeye soyunmuş bir ülke izlenimidir. Elbet, böyle bir rolün de ulusal çıkarlara uygun olduğu ya da olacağı söylenebilir. Dönüşlerin bu amaca hizmet ettiğinden söz edenler çıkacaktır. Nitekim, en çok eleştirilen dönüşlerden biri sayılabilecek Libya örneğinde bile muhalif cepheyle sürdürülen ilişkilerin ve el altından o cepheye yapılan yardımların sağladığı yararlardan söz edenler var. Yarım kalmış girişimlerin sürdürülmesiyle övünenler eksik olmuyor.

\n

Ama bu çeşit avunmalar, başlangıçtaki ilkeden ayrılışın yanlışlığını örmeye yetmez. Yakın komşularla ilişkileri sıcak tutmak, hem oralardaki halkların, hem de Türkiye halkının çıkarlarını korumaya çok daha elverişli bir zemin oluşturuyordu. O ilkeyi aynı tempoyla sürdürmek yalnız uzun vadede yararlı olmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiyenin tutarlı ağırlığını sürdürmeye yarayacaktı.

\n

Olmadı. Olan, büyük umutlarla ileri sürülen stratejik derinliktezine oldu. Şimdiki taşeronluk izleniminin silinmesi çok zaman alacak. Kendi içinde insan hakları ve hukuk devleti konularında önemli sorunları olan bir Türkiyenin, başka yapacak işi kalmamış gibi, Arap komşularına demokrasi dersleri vermeye kalkışması kolay silinecek bir çelişki lekesi değildir.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları