Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Niçin hapisten çıkıp suç işliyorlar?
Güncel,
alışılmış haber türlerinden biri de şunlar:
“Hapisten çıktı, boşandığı eşini öldürdü…”
“Hapisten çıktığı gün, iki cinayet işledi…”
“Hapisten çıkar çıkmaz, daha önce gasp ettiği kişiyi yine gasp etti…”
Bu haberler genellikle, “bir kadın cinayeti daha” ya da “tahliye cinayet getirdi” gibi başlıklarla işleniyor.
Madalyonun bir de öteki yüzü var:
Bu insanlar niçin özgürlüklerine kavuştuktan sonra yeniden suç işliyor? Özgürlük onlar için çok değersiz bir şey mi? Ya da onlar özgürlük deyince başka bir şey mi anlıyorlar? Türkiye’de hapisten çıkan bir kişinin yeniden suç işleyip hapse girme oranı yüzde 40’ın üzerinde. Aynı suçu işleme oranı ise yüzde 30. Neden?
Cezaevleri bir “suç atölyesi” mi?
“Cezaevi topluluğu” diye tanımlanabilecek ayrı bir alt kültür mü oluştu?
Cezaevinde insanlar “kapatılma alışkanlığı” içine girip başka bir hayatı hayal dahi edemeyeceği noktaya mı geliyor?
***
6 Mart 2009 günü 30 saatlik sorgunun ardından tutuklanıp Metris’e getirildiğimde, “Bir hafta kadar burada tecritte kalırsın, sonra Silivri’ye nakledilirsin” dediler. Tecrit hücreleri tek kişilik. Ertesi gün öğleye doğru, demir kapının ortasındaki 15 santime 30 santimlik demir gözü açıp, “Havalandırmaya çıkmak ister misin” diye sordular. Bir tarafta yan yana üç hücre, üç taraf yüksek duvar. Gökyüzünde bulutlar geçiyor. Baktım selam verecek kimse yok, onlara selam vereyim derken, hücrelerden birinden, “Merhaba” diye bir ses yükseldi…
50 yaşlarında. Dişleri sigaradan katran siyahı. İnce yüzlü, seyrek beyaz saçlı. Hücre penceresi 10’ar santimetrekarelik demir parmaklıklarla örülü. Enden sekiz, boydan on demir göz var.
Tanıştık, adı İsmet… 15 yıldır cezaevinde. Cinayetten girmiş. Altı kişiyi öldürmüş, biri dışarıda, beşi hapiste. Dışarıdakini fazla anlatmadı. Hapistekileri ise her birini adeta bir diploma gibi paylaştı. Hak etmişler! Biri nefsi müdafaa, biri koğuşun kurallarına karşı gelmek, biri kalabalık kavganın ortasında…
Ne zaman çıkacağı belli değil. Çok da sorgulamıyor. Daha fazla cinayet işlememek için tek kişilik hücreyi kendisi tercih etmiş. Sekiz cezaevi dolaşmış. Her birinin tek tek özelliklerini saydı, ikisini tavsiye etti, gerisi işe yaramaz!
Bir hafta sonra başlayan uzun Silivri günlerinde ister istemez hapishane koşullarını da sorduk, sorguladık. İş atölyesi olarak ayrılan yerlerin çoğu başka amaçlar için kullanılıyordu. Kimi kurslara katılım yüksekti ama sürekli değildi. Bir gün merak ettik, “Acaba her birinde biner kişinin kaldığı 10 hapishanelik kampusta mahpuslarla konuşabilecek bir hukukçu var mıydı?” Sorduk, şu yanıtı aldık:
- Hukukçu yok ama isterseniz imam gönderebiliriz?
Olsun dedik, mademki böyle bir hizmet var, dinleyelim. Sağ olsun geldi. Güzel bir sohbet oldu. İmam gayet samimi bir üslupla bizim bu dünyadaki sorunlarımıza bir şey yapamayacağını ama öteki dünyaya hazırlayabileceğini söyledi.
***
2003 yılında cezaevlerindeki mahpus sayısı 65 bindi. Bugün 270 bin. 2003’te Türkiye’nin nüfusu 71 milyondu. Bugün 82 milyon. Nüfus yüzde 15 kadar artarken, mahpus yüzde 400 artmış.
Normal olmayan bir artış var.
Demek ki yazının başında vurguladığımız cezaevlerinin suç atölyeleri olmasından öte bir sorun söz konusu. Demek ki bir kişiyi hapse atıp da ne kadar kötü koşullarda yaşarsa o kadar ıslah olur mantığı geçerli olmamış.
Bernard Shaw, “Bir ülkede cezaevleri olduktan sonra içine kimin konduğu önemli değildir” diyor. Bu yanı başka bir yazı konusu. Ancak toplumda suç işleme eğiliminin arttığı, cezaevlerinin “ıslah” özelliğinin kalmadığı bir gerçek. Buna ciddiyetle kafa yormak gerekiyor. Örneğin kimi ülkelerde cezaevlerinde özel bir kurul var. O kurul, mahpusun cezası bitse bile topluma karışacak durumda değilse, “bırakmayın” diyor. Tersi de oluyor, cezası dolmadan topluma karışacak bir noktaya gelmişse, “serbest bırakın” diyor.
Önce şu konuyu iyi araştırarak işe başlamak gerekiyor:
Hapisten çıkan her 10 kişiden 4’ü niçin yine suç işleyip hapse giriyor?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı