Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cumhuriyetimizin 85. Yılında Çocuklarımız
Büyük Türk Milleti Mustafa Kemal’in önderliğinde 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti kurarken geleceğini yeni kuşaklara emanet etmişti. Bu dönemin çocukları, 80’li yılların büyükleri bu emaneti çok iyi kullandılar; savaşı, kıtlığı, kuyrukları yaşadılar, özveri ile ülkelerine ve kahramanlarına sahip çıktılar.
Buna örnek babamdı. O Atatürk’ün başöğretmeni idi. Atatürk’e sevgisi ve saygısı müthişti. Ülkesinin gelişmişliğinde eğitimin önemi, onun için Allah’a inancından sonra en büyük imanı idi. Gece yarılarına kadar ibadet eder; gündüz Diyarbakır’da Atatürk İlkokulu’nda başöğretmenliğini yürütürdü. Kürt değildi, ama tüm Kürtler onun kardeşi idi. Diyarbakır’da yüzlerce kahvehanenin yerine fabrika bacaları olması gerekir, derdi. Hatip Dicle öğrencisi idi ve onu çok sever, çalışkanlığını herkese örnek gösterirdi. Namaz kılar, Cuma’sını kaçırmaz ama hiçbir tarikata sıcak bakmazdı. Çocuklarının eğitimleri dışında giyim kuşamlarına, çağdaş olma gayretlerine hiç karışmazdı.
Babamın neslinin büyük çoğunluğu bu anlayışta idi. Onların çocukları da yani bizler bu terbiye ile büyüdük. Vefalı, tutumlu, ülke sevgisi ile dolu, samimi inançlı, bağımsız ve onurlu bir ülke vatandaşı olmayı onlar kadar iyi başaramazsak da gayretli olduk. Nice gencecik vücut bu uğurda can verdi. Eğitime ve okumaya meraklı idik; ülke ve dünya meselelerine kafa yoruyorduk. Ayrımcılık nedir bilmedik.
Sonra bizim çocuklarımız, yani 80’li kuşaklar, bizden bu bayrağı yavaş yavaş almaya başladılar. İşte bu kuşaktan önceki kuşakların gücünü, olgunluğunu, ülke sevgisini ve kardeşlik duygularını gören Batı bu işin dünya için hayırlı olmayacağını görerek ayrımcılık tohumlarını, kendi kültürünü ve tüketim ekonomisi virüsünü toplumumuza aşılamaya başladı ve bunda da başarılı oldu. Hele son 20 yıldır bugünkü küresel krizin de sebebi olan kolay zenginleşme, paradan para kazanma, çılgınca tüketim toplumumuzda metastas yaptı. Okumayan, dünyada ne olup bittiğini araştırmayan, düşünmeyen, eğlence ve keyif yerlerinden çıkmayan, internetten ayrılmayan, geyik muhabbetleri ile en güzel zamanlarını hovardaca harcayan bir nesil ortaya çıktı. Araba markaları, cep telefonları, giyim markaları genel kültür seviyelerinin ölçüsü oldu. Kredi kartı olmayan çocuk ayıplanır, kontörlü telefon kullanan çocuk ise dışlanır oldu.
Bu tüketim ekonomisi sadece çocuklarımızı değil bizim kuşağı da etkiledi. Atatürk, millet, bağımsızlık, kardeşlik duyguları Batı endeksli tu kaka oldu. Bunları dile getirmek avam kabul edildi. Küreselleşmenin maddi değerleri baş tacı yapıldı. Para kazanma becerisi her şeyin önüne geçti. Allah’la aldatmak bir yarış haline getirildi; tarikatlar sosyal ve ticari organizasyonlar şeklinde örgütlenmeye başladı. Liberallik, yobazlık, dindarlık, dincilik, demokratlık karman çorman oldu. Bu değerlerin ortak paydasına kolay para kazanmak ve zenginleşmek yerleşti.
Dolayısıyla bu akım yeni bir tip yaratmış oldu. Liberal, sözde demokrasi âşığı, Atatürk düşmanı, paranın gücünün en büyük güç olduğuna inanan, ülkesi bir savaşa girse kaçacak delik arayacak bir ilginç insan tipi doğdu. Bu anlayıştaki insanlar, tüketim zevkinin sarhoşluğu içindeki çocuklarımızı da etki altına aldı.
Artık çocuklarımızla iletişim kuramaz, onların dillerinden ve zevklerinden anlayamaz; onlara Atatürk’ü, ülke sevgisini, kardeşliği, Batı’nın bizi hep zayıf görmek istediğini, onun için çok güçlü olmamız gerektiğini anlatamaz olduk. Hele bir de onlardan “Aman dikkatli olun, demode şeylerle uğraşmayın yoksa suçlanırsın” diye ikaz da gelince iyiden iyiye karamsar olduk.
Karamsar düşüncelerle manevi eziyet içindeyiz. Aklı başında nesilleri yetiştirebilecek miyiz? Dünyadan bihaber muazzam sayıdaki çocuklarımızın yanında okuyan, düşünen, ülkesi için bir şeyler yapmak isteyen çocuklarımız ve gençlerimiz yok mu, mutlaka vardır; ama çoğunluğun içinde kaybolmuş durumdalar.. fark edemiyoruz.
Son küresel kriz, tüketim çılgınlığının faturasını bize ödetiyor. Aklımızı başımıza alalım ve çocuklarımızı geleceğe hazırlayalım. Polise taş atan, tüketmekten başka bir şey bilmeyen, ülke sevgisi ve sorumluluk bilinci oluşmamış çocuklarımızı, gençlerimizi tüketim çılgınlığı esaretinden kurtararak çağdaş bir insan olmalarını sağlayalım. Sorumluluk hepimizin. Korkarak söyleyeyim! Atatürk yattığı yerden bunu bizden istiyor. Kötü bir şey mi istiyor, siz karar verin…
pamukm@superonline.com
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği