Geçen hafta dünya ve Türkiye ekonomisinde şu gelişmeleri gördük.

Dünyada hisse senetleri fiyatı düştü. Çin’de yavaşlama var

Avrupa ve Çin’de imalat sektöründe yaşanan daralma, hisse senetleri değerinin düşmesine sebep oldu. Çin’de imalat endeksi en sert düşüşünü yaşadı. ABD’deki işsizlik başvuruları son 4 yılın rakamlarına ulaşmasına rağmen hisse senetlerinde kayıp sürdü.

Amerikalı ünlü yatırımcı Jim Coker, Çin’in bu durumunun yeni fırsatlar yaratacağını ve yavaşlamanın dünya için iyi olacağını ifade ederek beklentisini ortaya koydu.

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, ABD ekonomisinin, finansal kriz öncesindeki performansının altında kaldığını ve ekonomik büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek için hane halkı harcamalarının artması gerektiğini söyledi. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) 13 Mart’taki toplantısında, durağan seyreden enflasyon ve işsizliğin, 0’a yakın faizleri gerektirmeye devam ettiğini yineledi.

St. Louis Fed Başkanı James Bullard, Fed’in 2014 yılına kadar beklemeyerek 2013 yılı ikinci yarısında, 4’üncü çeyreğe doğru bir faiz arttırımına ihtiyaç duyabileceğini söyledi. Bullard yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin iyileşmeye devam etmesi halinde faiz arttırımının Fed açıklamalarında ifade edilen 2014 yılı ikinci yarısında önce olabileceğini vurguladı. Bullard’ın bu yıl Federal Açık Piyasa Komitesi’nde oy hakkı yok. Bullard açıklamasında ayrıca, Avrupa’da yaşanacak bir resesyonun ABD ekonomisi üzerine ciddi bir etkisi olmayacağını da savundu.

Avrupa Merkez Başkanı Mario Draghi, Avrupa’da borç krizinin, kötü günlerin geride kaldığını, istikrar konusunda gelişmeler yaşandığını ifade etti.

Brezilya Merkez Bankası Başkanı Guido Mantega realdeki yükselişin ekonomideki iyileşmeye ve üreticilere zarar vermesi nedeniyle reale müdahaleye devam edeceklerini açıkladı.

Yunanistan 50 milyar Avro özelleştirme yapacak. Bunun için ilk sıraya Türk yatırımcıları koydu. Bu durumda Türkler, dışarıdan para getirecek ve Yunanistan’a doğrudan yatırım yapacak. Bu da Türkiye’ye sıcak paranın gelmesi demek.

Türkiye’de de şu gelişmeler yaşandı

TCMB miktar yöntemiyle haftalık repo ihalesi açmadı. Bunun anlamı, bankaların fonlama maliyetinin artacak olmasıdır. Yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 7.2’den yüzde 7.22’ye yükseldi. TCMB mart ayı ikinci dönem beklenti anketine göre 2012 yılı cari açık beklentisi ise 63.1 milyar dolardan 63.9 milyar dolara çıktı.

Tüketici kredisi büyümesi yüzde 11 seviyesinde gerçekleşti. Tüketici kredisi büyümesi 16 Mart ile biten haftada artışını sürdürdü ve yüzde 11 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde TCMB’nin toplam rezervi 92 milyon dolar artarak 90.5 milyar dolara, net uluslararası rezervi ise 1.3 milyar dolar artarak 50.5 milyar dolara yükseldi. Artışın 1.1 milyar doları 15 Mart tarihinde gerçekleştirilen yen cinsi tahvil ihracından kaynaklandı. Toplam DİBS stoku 40 milyar dolar seviyesinde bulunan yabancı yatırımcılar, söz konusu haftada piyasa fiyatı ve kur farkından arındırılmış olarak DİBS stoklarını 151 milyon USD arttırdılar. 2012, 2013 ve 2022 vadeli tahvillerden çıkan yabancı yatırımcılar, 2016 ve 2017 vadeli tahvillere yöneldiler.

Maliye Bakanı Şimşek mevduatta stopajın kademelendirilmesi için çalıştıklarını açıkladı. Maliye Bakanı Şimşek, mevduatta stopajın kademelendirilmesi için kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü ve yılın ilk yarısında bu düzenlemelerin Meclis’ten geçirilmesinin planlandığını söyledi.

İMKB ve USD/TL birlikte yükselmeye başladı

Son 10 günde İMKB-100 yüzde 6 yükselerek 62.500 seviyelerine ulaşırken, USD/TL de 1.78’den 1.82’ye kadar yükseldi. Geçmiş dönemlerde yurtiçi piyasalarda olumlu hava görüldüğünde USD/TL geriler ve eşzamanlı olarak İMKB de yükselirdi. Tersi durumda ise İMKB düşerken, USD/TL yükselirdi.

Ancak son 10 günde bu ilişkinin bir miktar bozulduğu ve kur ve İMKB’nin birlikte yükseldiği görüldü. Bu; geçici bir durum mu, yoksa yeni bir denge mi var, sorusunu gündeme getirdi. Bu gelişme aslında bir yazı konusu…

Citi, Akbank’taki payını azaltacak

Citi Group tarafından yapılan açıklamada grubun Akbank’taki 3.4 milyar dolara sahip olduğu yüzde 20 oranındaki payın yüzde 10 seviyesine düşürüleceği ve yüksek kur farkları nedeniyle bu satışın Citi için 1.1 milyar dolarlık kayıp anlamına geldiği ifade edildi.