Paranın Renkleri: Kara, Gri ve Ak (1)

11 Şubat 2014 Salı

Tarihin en büyük yolsuzluk iddiaları ile çalkalanan ülkemizde paranın renkleri yeniden gözümüzün önüne gelmeye başladı.
Kara para genel olarak her türlü suç faaliyetinden elde edilmiş gelir diye tanımlanır. Kara paranın varlığı 1925 Cenevre Anlaşması ve 1961 Uyuşturucu Maddelere Dair TEK Sözleşmesi ile uyuşturucu maddelerin geniş çapta yasaklanmasıyla önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır.
Uyuşturucu dışındaki kaynaklar dışında elde edilen kara paranın tarihi Asurlulara kadar gitmektedir. Asurlu tüccarların Anadolu’ya yaptıkları ihracatta daha az vergi ödemek için sahte beyanda bulunma yolunu çok kullandıklarını tarihi kalıntılardan öğrenmekteyiz.
Kara para aklama bir yıkama işidir
Kara paranın aklanması çamaşır yıkamaya benzetilmiştir. 1920’lerde Şikago’da ünlü mafya babası Al Capone, ödemelerin sadece nakitle yapıldığı otomatik çamaşırhaneler zincirini satın alır. Kumar, fuhuş, şantaj ve yasa dışı alkol ticaretinden elde edilen kirli paralar her akşam bu çamaşırhanelerin o günkü gelirine eklenir. Bu şekilde kirli para temiz para ile karışmış olur.
Kara para önce yıkanır (ön yıkama)
Kara para aklamada en önemli aşama ve herkesin farkına varabileceği dönem nakit olarak elde edilen kirli paranın yasal ekonomi içine sokulması veya illegal yollardan yurtdışına transfer edilmesi, yani “dönüştürme” dönemidir.
Burada kirli paranın nakit formundan kurtulması sağlanmaktadır. Çünkü büyük nakit paralar ayakkabı kutularında ve kasalarda saklansa dahi bankacılık sisteminin geliştiği günümüzde oldukça dikkat çekicidir.
Yıkama şu işlemlerle yapılır: Mevduat hesabı açılır. Tahvil ve hamiline hisse senetleri satın alınır. Büyük ölçüde nakit hareketlerin döndüğü barlar, gazinolar, oteller gibi işletmelerin temiz gelir havuzuna atılır. Değerli metal ve mücevherat alınır. Pahalı mallar alınıp kısa sürede elden çıkarılır. Antika mallar ve pahalı tablolar alınır. Boğaz’da bir yalı satın alınıp belli bir süre sonra daha yüksek değerle satılır. Aradaki satış kârı restorasyon harcamaları ile dengelenir. Kumardan kazanılmış gibi yapılır; bunun için kumarhane fişleri alınır.
Ön yıkama en zor bölümdür
Ön yıkamada paralar önce yurtdışındaki bir hesaba, oradan başka bir hesaba, oradan başka bir ülkedeki hesaba aktarılır. Buna paraya kuyruk katılması denir.
Yurtdışında parça parça gönderilir. Sonra kredi kartı ile çekişler yapılır.
Kara para aklamalarda bazen ön yıkmada kalınır ve yerleştirme aşamasına geçilmez.
Kara para, ayırma (yıkama) aşamasından da geçmelidir
Yasadışı paraları kaynağından ayırmak ve kara para sahiplerinin gerçek kimliklerini gizlemek amacıyla yasal işlemlere benzeyen bir sürü işlem sıklıkla ve karmaşık biçimde yapılır.
Bu yıkamada karmaşık mali işlemlerle soruşturmacı otoritelerin gözünden kaçırmak için paranın dolaşımı takip edilemez noktaya getirilir.
Paralar küçük miktarlara bölünür. Para dünya bankacılık sistemine bir kere sokulduktan sonra bankadan bankaya, ülkeden ülkeye aktarılır. Kuşkuları önlemek üzere banka hesaplarında paralar kısa süreli park eder. Sonra bu küçük paralar tekrar birleştirilir ve birbirine katılır ve havale edilir. Bu nedenle bu aşamaya “katmanlama” aşaması da denir.
Bu aşamada Dünya Bankalar Arası Mali İşletim Sistemi olan SWIFT’den yararlanılır. SWIFT Society For Worldvide Interbank Financial Telecommunication kelimelerinin kısaltılmış adıdır. Bu sistemi dünyanın kullandığı bir EFT sistemi olarak kabul edebiliriz.
Bu SWIFT mesajlarında işlemin niteliğini gösteren kodlar vardır. Tüm bilgiler gizli değildir. Ancak yüzlerce hesaba ayrılmış ve çok hızlı hareket eden paranın SWIFT mesajlarını deşifre etmek çok zordur.
Ayırma işleminde şirketlerin ve şahısların kimliklerinin gizlenmesi için off shore da (vergi cennetleri) çok yoğun kullanılır.
Devam edeceğiz…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları