Biz, Kendi Söküğünü Dikemeyenler...
Mustafa Sönmez
Son Köşe Yazıları

Biz, Kendi Söküğünü Dikemeyenler...

09.02.2013 04:56
Güncellenme:
Takip Et:

Medya-kültür endüstrisinin ayırt edici özelliği, bu alanda çalışanların eğitim ve bilinç düzeyinin görece yüksek oluşu. Medyada çalışanlar, olan biteni herkesten daha iyi izleme, daha iyi “anlama”, nasıl değiştirilip dönüştürüleceğine dair de daha fazla donanımlı bilinirler. Özellikle işgüçlerinin karşılığını almanın yolunun örgütlü olmaktan, dayanışma içine girmekten geçtiğini de bilmeleri beklenir. Peki, öyledir de kendi söküğünü dikmeyi beceremeyen terziden farklı mı davranırlar?
Toplumun öteden beri en örgütsüz kesimlerinden birini oluşturdu medya çalışanları. Özellikle medyanın 1980’lerde endüstrileşmesi, 1990’larda finans-medya bütünleşmesi ve nihayet 2000’lerde iktidarla yandaşlaşması, rehine olma süreçleri ile birlikte tam
“ört ki ölem” hali yaşar oldu medya çalışanları.
Bu yıl yeni işkolları yönetmeliği ile matbaadan yazıişlerine bütün basın emekçileri aynı sendikada örgütlenme olanağına kavuştu. Kavuştu da örgütlenme nerede? Yeni mevzuatın koyduğu yüzde 1 barajını geçecek kadar bir örgütlenme bile yok ortada.
DİSK Basın-İş, çağrı yapıyor, örgütlenelim diye. Henüz karşılık bulabilmiş değil. Hal böyle olunca, medya işverenleri de geleneksel kış kıyımlarına engelsiz giriştiler. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Milliyet, Vatan, Radikal, NTV, CNBC-e ve Sabah’ta çalışan basın emekçilerinin işten çıkarılmasını kınamış, Cumhuriyet gazetesinin bir günde 25 işçiyi çıkardığına özellikle dikkat çekmiş…
Türkiye’de, reklam ve satış gelirlerinin finanse edemeyeceği nicelikte bir medya kalabalığı olduğunu hep yazıyorum. Böyle olunca, medyanın medya dışı kaynaklarla sübvansiyonu gerekiyor. Patronlar, siyasetçiler, dümen suyunda gitmeleri şartıyla, medya şirketlerine gerekli parayı aktarıyorlar ama bir yere kadar. Arada bir silkelemeleri, yükü hafifletmeleri gerekiyor. O zaman da tenkisata gidip, arada “çıkıntılık” yapanlardan da kurtulup herkese bir de ayar çekiyorlar. Bunlar hep yapıldı ve medya çalışanları böyle darmadağın oldukça, kimse karşı duramayacak yapılanlara. Bugün de yaşananlar aynı. Ekonomik büyüme 2012’de çakıldı, reklam gelirleri de… Yazılı medya, zaten son birkaç yıldır iyice belirginleşen bir gerileme içinde. Gazete, dergi satışları sürekli düşüyor. Genç kuşak, okuyacağı varsa, internetten okuyor gazeteleri. Düşüşe çare bulunamıyor. Zaten, okuyucu nezdinde güven de yerlerde sürünüyor. TV kanalları, reklam gelirlerinin yüzde 60’ını çekse de çarklarını döndürmeye bu para yetmiyor. Yan sanayi diyebileceğimiz dizi sektöründe de ağır bir kriz var. Kanallar ödeme yapamıyor, dizi firmaları çöküyor. Orada da yüzlerce mağdur çalışan var. Yandaş ve rehin alınmış medya, krizini, örgütsüz, kendi söküğünü dikmekten aciz çalışanlara yıkıyor ve buna devam edecekler. Örgütlenme, direnme olmadıkça, bu böyle sürecek, çare yok…

\n

***

\n

Bunca iğnelemeden sonra gelelim çuvaldızlamaya… Kırık kolu yende saklamak, şeffaflığı, açıklığı savunan kurumlar için geçerli olamaz. Okura karşı açık olmak boynumuzun borcu. Kendi söküğünü dikemeyen Cumhuriyet’te de tenkisat var. Detaylara vâkıf değilim ama olması kaçınılmaz. Cumhuriyet’in arkasında sübvansiyon sağlayan bir sermaye grubu yok. Gazete satışı ve ikinci plandaki reklam geliri ile çarkı dönmüyor, gelecekte de dönmez. Gelirine göre, aşırı gideri, özellikle istihdam gideri var. Kim, ne zaman bu kadar istihdama gerek görmüş, bilinmez. Ama böyle süremez. Bizim BJK’nin “Feda” formülüne Cumhuriyet’in de ihtiyacı var. Birileri jübile zamanı geldiğini fark etmeli. Birileri dolgun maaşından indirim yapması gerektiğini kabul etmeli. Birileri özel şoförlü, makam arabalı lüksünü feda etmek zorunda. Elde avuçtaki kıt gelirin bölüşümü de Cumhuriyet’e yakışmalı. Tasarruf kadar, haberciliğe, araştırmacı gazeteciliğe yatırım gerekli. Çiçek, böcek, devrim, faşizm bulamacı köşe yazılarından gına geldi herkese. Genç, yenilikçi, yaratıcı taze kana ihtiyacı var gazetenin. Ama daha önemlisi, hedef, sadece günün sorunlarını aşmak değil, gelecek olmalı.
“Cumhuriyet 2023” başlıklı 10 yıllık bir büyüme planına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet’in “marka değeri”ni kullanarak uzun soluklu bir büyüme döneminden söz ediyorum. Sadece “gazete”de kalarak değil, medya-kültür-yaratıcı sektörlerin tüm alt dallarında, sinemadan müziğe, fuardan kitapevleri zincirine, televizyondan radyoya, sahne sanatlarına Cumhuriyet markası ile yatırım…“Cumhuriyet” ismiyle neler yapılabileceğini düşünen, daha da önemlisi, fikirden uygulamaya geçiren ve onunla kaynak yaratarak gazeteye de soluk aldırıp onu güçlendiren bir büyüme vizyonu, hamlesi
Tüm medya gibi,
Cumhuriyet de bir darboğazdan geçmeye çalışırken kendine yakışan tarzda yapmalı düzenlemelerini; adil, şeffaf ve demokratça… Bugünün sorunlarını aşmaya çalışırken geleceğe dönük planları tasarlamak ve uygulamak için de tüm Cumhuriyetçilere davet çıkarılmalı; ortak akıl, ortak inşa daveti…

\n

Yazarın Son Yazıları

Sadece Sen mi Mağdursun, Bra?*

Devamını Oku
04.03.2013
Çakma İhracatın Naylon Kahramanları

Devamını Oku
02.03.2013
AKP-PKK: Olmayacak Duaya Amin!.

Devamını Oku
01.03.2013
Kelebeğin Rüyası ve Mükellefiyet...

Devamını Oku
25.02.2013
3x5 Hedefi: Hoş, Ama Boş...

Devamını Oku
23.02.2013
Kürt Düğümü: Kim Çözer, Kim Çözemez (2)

Devamını Oku
22.02.2013
Kürt Düğümü: Kim Çözer, Kim Çözemez (1)

Devamını Oku
20.02.2013
Yabancıların Kazanç Transferi 120 Milyar $

Devamını Oku
18.02.2013
Dış Sermaye Kalitesiz, Ya Yönetim?

Devamını Oku
16.02.2013
Cari Açıkta Altın Pişkinlik!..

Devamını Oku
15.02.2013
Terörü Finanse Etmişsin... Mülga!..

Devamını Oku
13.02.2013
Devlet Raporunda Gelir Uçurumu...

Devamını Oku
11.02.2013
Biz, Kendi Söküğünü Dikemeyenler...

Devamını Oku
09.02.2013
Aç Tavuğun Kürt Petrolü Rüyası (2)

Devamını Oku
08.02.2013
Aç Tavuğun Kürt Petrolü Rüyası (1)

Devamını Oku
06.02.2013
Bir Türk-Kürt Federasyonu Rüyası...

Devamını Oku
04.02.2013
TÜİK'ten Yanıt: Altın mı, Ne Altını?

Devamını Oku
02.02.2013
Yüzde 1'in Sömürüsü Anadili mi Seçiyor?..

Devamını Oku
01.02.2013
Ne Yüzde 1'i, Yüzde Yarımın Türkiyesi...

Devamını Oku
30.01.2013
SGK: Çalışan Azaldı, TÜİK: Arttı...

Devamını Oku
28.01.2013
Tüccarlaşmadan Kültür Üretmek...

Devamını Oku
26.01.2013
24 Ocak: Neoliberal 'Yık-Yap'ta 32 Yıl...

Devamını Oku
25.01.2013
Vadeler Kısalıyor, Burunlar Uzuyor...

Devamını Oku
23.01.2013
Dışarıya Türk Yatırımı: Neyin Nesi?

Devamını Oku
21.01.2013
Paris'teki Kan, Irak'taki Petrol... (2)

Devamını Oku
19.01.2013
Paris'teki Kan, Irak'taki Petrol... (1)

Devamını Oku
18.01.2013
Bütçe Başarısız Umut, Büyümede...

Devamını Oku
16.01.2013
Gıdada Fahiş Kâr Kimin Umurunda?..

Devamını Oku
14.01.2013
Nar Tanesi Vurgun Senesi

Devamını Oku
12.01.2013
Dış Sermayenin Altında Kalmak...

Devamını Oku
11.01.2013
Dış Sermaye ve AKP'li Son 10 Yıl

Devamını Oku
09.01.2013
Cepte Görgüsüzlük ve İnternet Erişimi...

Devamını Oku
07.01.2013
Sorarsın da, Cevap Alabilir misin?

Devamını Oku
05.01.2013
Medyada Geçen Yıl ve Bu Yıl...

Devamını Oku
04.01.2013
En Mağdurlar: İşsiz ve Güvencesizler...

Devamını Oku
02.01.2013
Ücretli Sınıf: 'Senede Bir Gün'

Devamını Oku
31.12.2012
Üretici Sahipsiz, Tarım İnişte...

Devamını Oku
29.12.2012
Tüketici Tedirgin, İhracatçı Bezgin...

Devamını Oku
28.12.2012
İnşaat Yorgun, Sanayi Pusulasız...

Devamını Oku
26.12.2012
2012'nin Sınıfsal Bilançosu (1) Finans Sermayesinin İşleri Tıkırında

Devamını Oku
24.12.2012