Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Almanya’nın ‘üst aklı’...

05 Haziran 2016 Pazar

"Soykırım oylaması” tartışmaları sürerken yeni döndüğüm Almanya’nın Wuppertal kentindeydim.
Kuzey Ren Westfalya bölgesinde... Türkiye için küçük sayılabilecek 350 bin nüfuslu kentin, “dünyada ilk” olan bir “asma treni” var.
8-12 metre yükseklikteki “monoray” sistemi, Almanya’nın “üst aklı”, taa 1890’larda düşünüp buraya inşa etmiş.
Henüz “vinç” icat edilmemişken Eyfel Kulesi’nin adeta yatay şekliyle boydan boya kenti üstten geçen 16 km. uzunluğundaki hattı, dost düşman çatlatarak sırf insan gücü kullanarak döşemişler.
Kentin ortasından Ren’in bir kolu olan Wupper Nehri geçtiği için aynı yıllarda metro inşaatlarına atılan diğer Avrupa kentlerindeki gibi bir yeraltı ulaşım sistemi kuramamışlar.
Bunun yerine, Wuppertal’da çok yoğun olan tekstil, boya, kimya, makine sanayi işçilerini fabrikalarına taşımak; dar yollarda trafik yoğunluğunu önlemek için bu avangard teknolojiyi yaratmışlar.
Havada giden trene önce halk binmeye korkmuş...
Halkı cesaretlendirmek için Kayser Wilhelm, trenin ilk deneme açılışını yapmış.
İmparatorun kullandığı “Kayser vagonunda” şimdi rehberli özel turlar yapılıyor. Bu turlardan birine bindim ve şehri 1 saatte kat ettim...

‘Aspirin’den Engels’e
Kayser yıllarının giysilerindeki iki rehber, hiç durmadan anlattı.
İlk günkü gibi çalışan “asma tren/ Schwebebahn” o kadar mükemmel işliyor ki; “akıllı telefonları” olmayan insanlar zamanında saatlerini, hâlâ da 5.20 - 23.20 arasında servis veren bu araca göre ayarlarlarmış.
“Asma tren” dar sokaklardan, evlerin kılpayı aralarından, tenha parklardan, kalabalık kavşaklardan ve Wupper’in durgun suları üzerinden geçiyor.
Rehber bir yandan anlatıyor: “1897’de ‘Asprin’i icat eden Bayer fabrikalarının tam yanından geçiyoruz. Marx’la ‘Komunist Manifesto’yu kaleme alan Friedrich Engels’in evi az ilerde. Evin önündeki heykelde ‘Manifesto’nun son cümlesi; ‘İşçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur!’ yazar. Beride; ‘Sosyalistleri topladılar, ben ses etmedim. Sendikacıları topladılar, gene sesimi çıkarmadım. Yahudileri topladılar, bir şey demedim. Beni almaya geldiklerinde, sesini çıkaracak hiç kimse kalmamıştı!’ sözleriyle Hitler faşizminin yaygın sindirilmişliğini tarif eden Peder Niemöller’in istasyonu var. Dans ustası Pina Bausch’un tiyatrosu da şu yanda...”
Küçük bir Alman kentinde 1 saatlik yolculukta sanat, felsefe ve sanayi alanlarında karşınıza çıkan “Alman ekolü” ürünleri sırasıyla bunlar: Bayer ilaç-kimya sanayi; düşünce-sanat dünyasından Friedrich Engels, Martin Niemöller ve Pina Bausch...

Sürprizi olmayan ülke
Bu kısa liste bile hangi kerte gelişmiş; hesaplı-kitaplı bir ülkeyle karşı karşıya olduğumuzun kanıtı.
Böyle bir ülkeye karşı “Ama efendim yollarımızı, hava alanlarımızı kıskanıyorlar da onun için çelme takıyorlar” argümanını kullanmak...
“Alman ekolü operasyon yaptı!”
“Üst akıl talimat verdi ondan oldu!” tesellilerine sığınmak, zekâyla alay etmek oluyor.
Almanya’da soykırım oylamasının bu defa mutlaka geçeceği, günler öncesinden biliniyordu.
Bu konuda gazetelerde gizli saklısı olmayan yazılar, günlerdir... Çarşaf çarşaf çıkıyordu.
Her zaman ve her şeyde olduğu gibi, Berlin bu işi gayet ince ince her türlü hesabı kitabı yaparak hazırladı...
Dünya yüzünde Almanya kadar sürprizsiz bir ülke yok. Bundan emin olabilirsiniz.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları