Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Slavya Kahvesi Diyalogları

31 Aralık 2011 Cumartesi
\n

Her şey Slavya Kahvesinin muhteşem hayaletleriyle başladı

\n

Kafka

\n

Max Brod

\n

Rilke

\n

Çeklerin yeni kaybettiği yazar-devlet adamı Havelin de giderek, Pragın tılsımlı yazarlar kahvesi Slavyanın hayaletleri arasına karışacağından dem vuran bir yazı kaleme aldım ki daha mürekkebi kurumadan Sevgili Metin Demirtaştan bir ileti aldım:

\n

Slavya Kahvesinden söz edince heyecanlandımdiyordu ileti:Nâzımı ve şiirlerini anarsınız diye. Bilirsiniz Nâzım Prag üstüne çok güzel şiirler yazmıştır. Slavya Kahvesi şiirini okurlarınızla paylaşmanızı diliyorum.

\n

Pragla ilgili olarak Nâzımın fazla bilinmeyen ancak bir o denli etkileyici dizelerini seçip göndermek ilgisini gösteren sevgili okurum Metin Demirtaşın isteğini aynen bu ibareyleSağnakta yerine getirdim.

\n

Ertesi gün posta kutum doluverdi.

\n

Kısaca Koskoca şair Metin Demirtaştan siz nasıl düzayak sevgili okurumdiyerek bahsedersiniz?diye soruyordu yazan okurlar

\n

Adı geçen okurunuz, şair-yazar Metin Demirtaş olmalı. Biçemi bana onu anımsattı. Bunu belki de biliyorsunuz ama yine de yazmak istedim diyerek yumuşak serzenişlerde bulunanlardan tutun da; Şair Metin Demirtaş özenli bir okurdur. Bu ismi ön adsız köşenizde okuyunca üşüdüm. İsim benzerliği diye düşündüm. Alttaki şiirleri okuyunca, okuyucunuzun şu an yaşayan en büyük Türk şairi Metin Demirtaş olduğunu anladım. Şiire altmış yıl vermiş bir şairden ön ad esirgenmemeliyditonlamasıyla yazan çatık kaşlı okurlar da oldu

\n

Keşke ve tekrar üstüne basa basa daha yazıyorum sevgili okurumMetin Demirtaş adını, şairsıfatıyla birlikte kullansaymışım

\n

Ama Nâzım Hikmet için; bırakınşairtanımını kullanmayı sözgelimi çoğu defa sadece Nâzımdemiyor muyuz? Şairler, general mi ki yanlarına illa sıfat gerektirsin? Neyse

\n

Amacım polemik değil. Bu 2011in son yazısı. Yılın son yazısını bu köşenin, her biri benim için çok değerli ve sevgili okurlarına ayırmak istiyordum

\n

‘Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara!’

\n

Slavya Kahvesi yazılarının en büyük getirisi benim için Metin Demirtaşın dostluğunu kazanmak oldu. Aynı tepkiler ona yanişairede ulaşmış. Sevgili Demirtaş buna bana geri dönerek ve Size Nâzım adına, şiir adına sonsuz teşekkürler. İki şiiri çok kişi bilmiyormuş. Yazınızı kesip cebine atanlar, Slavya Kahvesi acaba duruyor mu diye soranlar oldudiyerek yanıt verdi.

\n

Demirtaş Türk şiirinin evet en özgün isimlerinden biri.

\n

1968’deChenin ölümü ardından yazdığıBizim de dağlarımız vardır Che Guevara/ Bakma şimdi durgunsa, bir şahan gibi duruyorsa,/Yorgundur, savaşlar görmüştür, çeteciler barındırmıştır/ Yani satılmış değillerdir hiç tüfek patlamıyorsa,/ Alaçamın, mor meşenin ardına silah çatıp yatmağa/ Bizim de dağlarımız vardır Che Guevaraşiirinden ötürü, 141-142den tutuklanıp yargılandı.

\n

İlk kitabıGörüşme Yeri Memleket Yayınlarından çıktı.

\n

Can Yayınları daha sonraHazırol Kalbimadıyla toplu şiirlerini yayımladı. 2010’da Türkülerde Gezer Adlarıkitabına, Yunus Nadi ve Cemal Süreya ödülleri verildi. Metin Demirtaşın diğer kitapları şunlar: Erenler Böyle Dedi”, “Şiirin Kanadında Mektuplar”, “Şiirimsi Nasrettin Hoca Öyküleri, Tersinden Okunan Masallar, Ben Dönek Değilim… \t

\n

Ve bir yazar duyarlılığı

\n

Slavya Kahvesi diyaloglarına, farklı bir cepheden bir başka değerli yazar Gül İrepoğlu da katıldı:

\n

Yazılarınızı gazeteden her zaman izliyorum. Ara sıra yazmak istiyorum ama nedense erteliyorumdiye başlıyor İrepoğlunun mektubu:

\n

Ancak bu defa yazmadan edemeyeceğim. Prag yazılarınıza bayılmıştım. Hiç gitmediğim o kentin o özel kahvesi ve Havel. O yazıyı İstanbuldan Ankaraya bir UNESCO toplantısına giderken uçakta okudum ve gazeteyi sakladım, sonra yazıyı kesmek üzere. Ve bugün gazeteyi açtığımda o şahane yazının devamını buldum, demek o ilk yazı başkalarını da heyecanlandırmıştı. Nâzımın şiirlerini, özellikle ikincisini her zamanki gibi gözlerim dolarak okudum.

\n

Slavya Kahvesinin tılsımı böyle bir şey!

\n

İyi ki Metin Demirtaş, iyi ki Gül İrepoğlu,Sağnakokurları ve tabiiNâzımımızvar

\n

Yılın bu son yazısında tüm okurlara teşekkür etmek istiyorum. Tek tek yanıt veremediğim, tüm mektupları saklıyorum. Bazen öyle güzel mesajlar geliyor ki buna mutlaka ayrıca cevap vermeliyim deyip ayırıyorum. Sonra araya başka şeyler girip yazamayınca, içimde ukde kalıyor.

\n

Bugün bu yazıya otururken 2011de gelen tüm mektupları gözden geçirdim. En çok yankı getiren yazılar; Devlet Tiyatrosundaki Sümeyye krizi;Suyun Kadınlarıkonserinde Aynurun Kürtçe şarkı söylemesi, Erdoğanın Mısırdaki laiklik açılımıve Hayrünnisa Gülün Elizabethin aklını başından alan ökçeleriyle Van röportajları olmuş

\n

Cumhuriyetokurları ayrıca İrana duyarlı. İran; Ortadoğuda Arap Baharı, Irak, Suriye gibi tüm diğer konulardan daha fazla ilgi çekiyor. Siyaset, yaşam tarzı, sanat, insan hakları alanında İran hakkında yazılan her yazı; yalnız entelektüel bağlamda değil; içgüdüsel ilgiyle okurlarımızın radarına takılıyor.

\n

2012’nin ülkemize daha büyük bir fikir ve ifade özgürlüğü getirmesi dileğiyle.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları