Trump’ın dönüşü
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Trump’ın dönüşü

10.11.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

ABD seçimlerinin en kısa özetini ünlü komedyen Jimmy Kimmel yaptı: 

“Bir savcı ve hüküm giymiş bir kriminal arasında oy kullanmaya davet edilen seçmenler, tercihlerini kriminalden yana kullandılar.” 

Ümitlerini Kaliforniya eski baş savcısı Kamala Harris’e bağlayan Demokratlar şokta. 

Harris’in Trump’ın karşısında güçlü aday olmadığını ve rastlantıyla son dakikada yarışa girdiğini bilmelerine rağmen gene de bozgunun şokunu üzerlerinden atamıyorlar. 

Çünkü ait olduklarını sandıklarından çok daha farklı bir ülkeye uyandıklarını düşünüyorlar. 

Kadın ve ırz düşmanı Trump’ın kürtaj karşıtı sağcılarına karşın, kadınlar umulduğu üzere örneğin kadın aday Harris ardında kenetlenmedi. 

Siyahlar ve İspanikler beri yandan kendilerini aşağılamaktan kaçınmayan ve “beyazların üstünlüğüne inanan” Trump’a karşı, Harris’le kol kola girmedi. 

Bunlar yetmezmiş gibi... Bir önceki seçimlerin çalındığı iddiasıyla yapılan Kongre baskınını destekleyen Trump’ı, kurumları ve demokrasiyi hiçe saydığı, şiddette destek verdiği için devre dışı bırakmayı akıllarından dahi geçirmediler. 

Bu yüzden şok yaşıyor Demokrat Parti seçmenleri. 

Bu şokta hem haklılar hem haksızlar.

Trump’ın 2016 da tüm anketçileri de gafil avlayan bir sonuçla Hillary Clinton’ı yenmesi ve Beyaz Saray’a çıkması, evet şok yaratan bir olaydı. 

Ancak ne ki bugün Trump’ın dönüşü -özetlemeye çalıştığım üstteki tüm çelişkilere rağmen- şok değil.  

Dünya zira 2016’nın dünyası değil. 

2016’dan bu yana “post-truth” denen düzmece, dezenformasyon siyaseti çok uzun yol aldı. 

Demokrasinin kuralları ve değerleri, yalnız ABD de değil, bu kuralların çok daha köklü olduğu Eski Kıta da ağır darbelere uğradı. Irkçılık ve nefret siyaseti, “iyi ile kötü” nün, “doğru ile yanlış”ın üzerine çıktı. Gelişmiş tüm Avrupa demokrasilerinde aşırı sağ partiler yükselişe geçti ve güçlerini arttırdı. 

KARŞIDEVRİM HEDEFİ

Bunlar olurken ve Trump, Beyaz Saray’a dönme sevdasından hiç vazgeçmemişken Demokratlar ortadaki fiziki çöküşüne karşın Biden’ın adaylığını yaz başına dek tartışmaya açmadılar. 

Hazirandaki ilk başkan adayları tartışmasında Trump’ın karşısında gözleri boşluğa dalan ve lafını toparlayamayan Biden, şimdi anlıyoruz ki Trump’ın zaferi karşısında bugün de afallayan ve dağılan parçalarını yan yana getiremeyen Demokrat Parti’nin adeta cisim bulmuş haliydi.  

Harris’in uğradığı bozgunun ardından bugün ne bir alternatif liderleri ne de vizyonları var. 

Hal böyle olunca, Trump’a ivme veren ve bazılarının “faşizm” olarak adlandırdığı otoriter sağ dalganın görünebilir gelecekte geri çevrilmesi artık olası görünmüyor. 

“Canım 2016’da da geldi. Dört yıl kaldı ve gitti. Dört yıl sonra yerine nasılsa daha makul biri geliverir!” basitliğinde değil yaşananlar.  

Ortada böyle bir umut yok. Çünkü Trump bu defa, çok açık bir misyonla devleti ele geçirmek hedefiyle Başkanlığa çıkıyor. 

“Project 2025”, “America First Institute” gibi Trump’a yakın düşünce kuruluşları, Biden döneminde bildiğiniz bir karşıdevrim projesi hazırlamış. 

Bu projeye karşı çıkan, uygulamayan bürokratlar gönderilecek ve bir “etnik temizlik” yaparcasına bürokrasiden kazınacaklar.

ORWELL DİSTOPYASI

Başlı başına bu bile, “hukuk devletinin askıya alınması” demek.

Trump’a açılan davalar, bilinmeyen bir geleceğe ertelenecek veya düşecek. Kongre baskını davasını açan savcı Jack Smith, Trump’ın seçim kampanyasında söz verdiği üzere “Görevinden azledilecek”.

Kayıt dışı göçmenler toplu sınır dışına uğrayacak. Bunun yapılabilmesi için kayıtlı göçmenler de her yerde kimlik terörüne maruz kalacak. Bu, toplu cadı avı ya da yeni McCarthysm döneminde özetle “farklı görünümlü” herkes diken üstünde olacak ve otoritelerce her an sorgu sual edilmek tehlikesi ile yaşayacak. 

Bunlara -uzayın efendisi Elon Musk, yapay zekâ evreninin büyük patronu Peter Thiel, Amazon ve de Washington Post’un sahibi Jeff Bezos gibi- büyük teknoloji multimilyarderlerinin dayattığı yeni kurallar düzlemi eklenince, Orwell’e rahmet okutan bir distopya şekillenecek.

Gözlemciler tüm bu nedenlerden ötürü, II. Trump döneminin gelip geçici olmadığını, 2020’lerden 2030’lara sarkan yapısal bir “kara dalga”yla çakıştığını söylüyorlar. 

İspanyol düşünür Rafael Narbona bunun gerçekte bir “uygarlık krizi” olduğunu; “demokrasinin göz önünde öldüğünü” ileri sürüyor. 

La Repubblica yazarlarından Ezio Mauro ise o kerte ileri gitmese de Trump ve ahbaplarının demokrasinin kodlarını; karar alıcılığı, şefliği, egemenliği ve de hiyerarşileri -güçler dengesi aleyhine- değiştirecek, tanımlayacak şekilde sil baştan yazmak istediklerini değerlendiriyor.  

Gerçek şu ki dünya, öngörülmesi güç bambaşka bir evreye girdi. 

Demokrasilerin içinin boşaltıldığı ve güç yitirdiği yıllar sürecek.

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025