Boykotun sessiz çığlığı
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Boykotun sessiz çığlığı

06.04.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım boykot günü epey eğlenceli geçti. Sabahın köründe ülkeyi yönettiğini sanan bakanların alışveriş merakı beni benden aldı. Ellerinde poşetler arkalarında yandaş medyanın kameraları alışveriş yapıyorlar. Çevrede de marketin mallarını kucak kucak taşıyan artık paralı mı bilmiyorum insanlar. Bakan dediğin biraz usturuplu olur, bu denli gülünç oyunların aktörü olmak, Allah korusun.

Ben şahsen epey eğlendim ve evimin çevresindeki on markete gidip çıkıp alışverişi teftiş ettim. Bomboş marketlerde tezgâhtar kızların keyif çatmaları çok hoşuma gitti. Hatta birkaç yerde marketin mutfağında yaptıkları çaydan bana da ikram ettiler. Pek güzel lafladık.

Şimdi gelelim tüketimi boykot etmek neden önemlidir. Düşünün 86 milyon bir ülkede alışveriş yapan bizler günde dolaylı vergi olarak ne kadar para ödüyoruz? İşin püf noktası bu! Ödediğimiz miktar o kadar yüksek ki bakanlar günlük para dönsün diye oyunculuğa bile soyunuyorlar. Çünkü bu ülkede yıllık verginin gelirinin büyük miktarını dolaylı vergiler ve çalışanların ücretlerinden kesilen vergiler oluşturuyor. Sermaye mi, anormal para kazanan elektrik, inşaat sektörü mü? Yapmayın onlar her zaman devletin koruyucu kanatları arasındadırlar. İşte sevgili dostlarım boykot dünyanın her yerinde tüketicinin elindeki en güçlü savunma eylemidir!

Şimdi gelelim bir günlük boykot yeter mi? Müjdeler olsun elektriğe yüzde 25 zam geldi. Geleceğini adım gibi bildiğim için geçen haftaki yazımda elektirik tüketimini nasıl azaltabiliriz diye tavsiyede bulunmuştum. O tasviyeler kişisel olarak bizlerin yapması gerekenler ama kitlesel olarak yeni boykotlar üretmeliyiz. Bunları yazarken Çin’de yapılan bir boykot aklıma geldi. Görüntülerini unutmam mümkün değil. Şöyle ki Çin’de akaryakıta çok küçük bir zam yapılıyor ve ilan ediliyor. Anında yollardaki tüm arabalar duruyor. Millet arabalarını yolda bırakıp yürümeye başlıyor. Muhteşem bir kalabalık oluşuyor ve yapılan zam geri alınıyor. Acaba biz neden üst üste gelen akaryakıt zamlarını protesto etmiyoruz? Acaba konforumuza çok mu düşkünüz? Burada aklıma apartmanın altındaki markete gitmeyip bu işi kuryelere yaptıran ve getirme parası olarak 30 lira ödeyenler geliyor. Bir de aklıma şirket adına alınan akaryakıtı da arabanın kendisi de kurumsal vergilerden muaf tutulan arabalar geliyor. Vızır vızır dolaşıyorlar, gariban emekli de (bu bizzat ben oluyorum) pazardan aldığı malları güçlükle taşıyıp eli kolu uyuşmuş eve varıyor.

Peki çok değil, 3 gün arabalarımızı kullanmasak, özellikle İstanbul’da toplu taşıma araçları vızır vızır işliyor, onlara binsek ve biraz yürüyerek işe gitsek. Nasıl olur, bir düşünün hepimiz yollardayız! Gerçi pek çok üniversite öğrencisi ya yürüyor ya da toplu taşıma kullanıyor. Ama gençler de konfora alıştılar. Bir süre hocalık yaptığım için biliyorum, şimdilerde yıllık parası bir milyonu bulan özel üniversitelerin önündeki otoparklar lüks arabalarla doluydu. Hocaların değil, öğrencilerin arabalarıyla. 3 günlük boykot yapmak çok mu zor! Küçücük Hırvatistan bile akaryakıt zamlarını protesto ediyor. Biz neden yapmayalım? Bu arada özellikle gençler tarafından yoğun bir şekilde boykot edilen, adını da bir türlü öğrenemediğim bir kahveye neden bilmiyorum, ülkemiz sosyetesinin ünlü bir hanımı kahve içmeye gidiyor ve sahibiyle çok samimi bir pozda foto çekip yayımlıyor. Acaba iktidarın aklında ülkemizin en eski ve en köklü sermaye grubunu bile korkutan bir şeyler mi var? Bir başka sermaye grubuna da 40 uçak alması için devlet teşviki çıktı, bay Cengiz’e milyon hektarlık meralar kamulaştırılarak hediye edildi.

Şimdi kara kara düşünüyorum yurtiçi ulaşım acayip zamlanacak buna karşı biz ne yapsak? Çeşitli siteler var şöyle birileri mesela Adana’ya arabayla gidiyor, o kişiyle akar yakıt parasını bölüşerek en az dört kişi istediği yere daha ucuz ulaşabilir. Şimdi dayanışma zamanı, korkmayın siteden kişinin özelliklerini öğrenebilirsiniz. Ayrıca gençler ve hâlâ genç olanlar otostop yapabilirler. Gerçi ülke öyle bir hale getirildi ki kimseler kimselere güvenemiyor, işte bu dönem insanlar arasında güvenin yeniden inşa edildiği bir zaman parçası olabilir.

Bu arada ölümüne Silivri Cezaevi’nde tutulan, ileri derecede tansiyon ve şeker hastası ayrıca yirmi gün önce anjiyo ameliyatı geçiren İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Mahir Polat hepimize bir mesaj göndermiş. “İyi dilekleriyle bana güç veren duyarlı, güzel dostlar, hepinize kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Mektuplarınızı bekliyorum. Candan sevgilerimle. Adres: Semizkumlar Mahallesi, Marmara İnfaz Kurumları Kampusü Marmara Kapalı Ceza infaz Kurumu. Silivri 9’nolu Cezaevi, C blok, 53 koğuş, Silivri/İstanbul.”

Evet şimdi bizde kalemi kâğıdı önünüze alıp başlayalım yazmaya. Yazdıkça unuttuğumuz mektup günlerimiz aklımıza gelebilir. Öyleyse yazın! Mahir Polat’ın kalbi iyileşir, ben inanıyorum. 

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025