Erken seçim mi, o da ne?
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Erken seçim mi, o da ne?

06.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

CHP hemen seçim istiyor, “hemen seçim” olmazsa erken seçim. Tele1’de söyledim, gazetemizde de yazdım: Seçimin olup olmamasına, yapılıp yapılmamasına R.T. Erdoğan karar vererecek! Son zamanlarda toplumsal piyasada zaptiyelik yapan uygulamalar, gençlik toplantıları ve gösterileri, CHP’nin yarattığı siyasal basınç değil, kararı Erdoğan verir, verecek. Dua edin de 2028’de seçim yapılsın!

R.T. Erdoğan kazanamayacağı seçimi yaptırmaz. Seçimden yenik çıkarsa savunmasız, çırılçıplak kalır. O günü bekleyen yüzlerce etobur var! Varsa var, Erdoğan’ın umrunda bile değil.

Erdoğan için demokrasi, demokrasiyi aramadığı için hiçbir zaman sorun olmadı. Demokrasi hiçbir zaman amacı olmadı, demokrasi onun için taşıt aracı idi. Onu ineceği istasyona götürecek bir araç. Öyle ki demokrasi trenine binecek ve günü gelince ya da gününü getirince istediği istasyonda inecek.

R.T. Erdoğan’ın “muhalif” kimliği çok kısa sürdü. İktidara yürümesi için yoluna halı sermek için başta Deniz Baykal’ın olduğu siyasal destek yarışı oldu.

Kısaca anımsayalım: Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 14 Ağustos 2001’de kuruldu. 2002 yılında yapılan seçimi kazandı. 2002 yılı seçiminde aday olamayan R.T. Erdoğan 2003 ara seçimlerinde Siirt milletvekili oldu ve 59. hükümeti kurdu. 2003- 2014 yılları arasında başbakanlık görevinde bulundu. 2014 yılında cumhurbaşkanı oldu ve 2025 yılına gelindiğinde toplamda 11 yıldır cumhurbaşkanı. Yani 11 yılı başbakanlık, 11 yılı cumhurbaşkanlığı olmak üzere 22 yıldır ülkenin yönetim ve geleceğini ellerinde tutuyor. Seçim 2028 yılında yapılırsa iktidar dönemi tamı tamına 25 yıl olacak. Çeyrek yüzyıl! Olaylarla, yolsuzluklarla, skandallarla dolu 25 yıl! Masadan kalkarsa 25 yıllık hesabın faturası masaya konulacak.

Tarihin yolu her zaman düz ovada ya da yokuş aşağı değildir. Şimdi R.T. Erdoğan için “rampa” dedikleri yokuş yukarı. Tekerin tersine döndüğünü hissediyor. Bu nedenle Ekrem İmamoğlu’nun diploması iptal ettirildi ve kendisi hapse tıkıldı. Yapmaması gerekeni yaptı ve mürekkebin son damlası su bardağına damladı, su masmavi oldu.

Erdoğan kendini tam anlamıyla Necip Fazıl Kısakürek’in “Başyüce”si hissedip “Var mı bana yan bakan”lanmaya başlayınca herkesin pısacağını sandı. Savcı beyler bu yanılsamayı iyice pişirmişti. İçeride itiraz edenlere karşı “Ulan gölgeme bastın” yöntemi uygulanıyordu ama dışarıda “kazın ayağı” ters basmaya başlamıştı. Sonunda Avrupa Birliği Sözcüsü Markus Lammert yaptığı açıklamada, “Son dönemde yaşanan endişe verici gelişmeler nedeniyle Türkiye ile olan ilişkilerimizi dikkatli bir şekilde yeniden değerlendirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Ancak Lammert, Türkiye’nin stratejik açıdan önemli bir ortak olmaya devam ettiğini de vurguladı. “Türkiye’yi Avrupa değerlerine bağlı görmek istiyoruz” diyen Lammert, “Hukukun üstünlüğü ile ilgili endişelerimizi dile getirmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

Bu çıkışmanın anlamı “Biraz daha sabredebiliriz”den başka bir şey değil. Yurtdışında Türkiye’nin ilişkili olduğu örgütlerin tamamı Ekrem İmamoğlu’nun hemen serbest bırakılması için bastırmakta.

Yurtiçinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Gücünü aldığın sandığa ihanet etme. En erken haziranda, yetişmezse kasımda sandığı getir, mertçe yarışalım” demekte. Özgür Bey kardeş, aday olamayacağı seçimde sandığı nasıl getirsin Erdoğan? Emekli olmaması için türlü çeşitli çareler aranmakta. Gireceği ilk seçimi kaybedeceğini çok iyi bilen Erdoğan neden seçim sandığını getirsin? Çaresini bulmadan, sonucu garantiye almadan seçim yaptırmaz Erdoğan! Seçim yaptırmayınca da şu anda adı konulmamış rejimin adı resmen konur.

R.T. Erdoğan’ın demokrasi anlayışı şöyle: “Demokrasi bugüne kadar bazen amaç bazen ise araç olarak görülmüştür. (…) Bize göre ise de demokrasi ancak bir araçtır. Hangi sisteme gitmek istiyorsanız, bu düzenlerin seçiminde bir araçtır. Yani demokrasi ile düzenler gelir, düzenler gider.” (2. Cumhuriyet Tartışmaları, s.419)

Yani “Demokrasi caddesinden faşizm sokağına sapılır” demek istiyor ki seçime ne gerek var!

Yazarın Son Yazıları

MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025