Bugün gelin havadan sudan söz edelim. Hiç değilse şubatın soğukluğunu biraz olsun ısıtalım. Kimi vardır sıcak sever, kimi de soğuk. Yaşlı bir gazeteci arkadaşım vardı, sıcağı hiç sevmezdi. Gelsin buz gibi bir hava, essin çılgın rüzgârlar, yeterdi ona. Bir de ünlü bir politikacımızı da unutmam. Kış yaz fark etmezdi, karlı günlerde bile palto giymezdi. Sağlıklı olmanın politika alanında çok yararlı olduğunu söylerdi. Bilmem siyaset yaşamında başarılı oldu mu? Bir ara önemli görevlere de gelmişti. Ama partisinin lideri onu yarı yolda bıraktı. Ne yapsın, gazete çıkardı, matbaalar kurdu. Hiçbiri yetmedi. Politikacılığı da kısa sürede tarihe karıştı.
Heveslenmek, başarıya ulaşmanın yolu mudur? Böylelerini biliriz, yarı yolda kalakalırlar. Politikacılık çok tuhaf bir alandır. Hiçbir dalda becerisi olmayanlar, yanlışlıkla bir yerlere gelmek için tek yol sanırlar politikayı. Oysa kolaylıkla iflas etmenin yoludur. Ben bunca gazetecilik yaşamımda politika dünyasına atılan ama daha ilk seçimlerde gerisin geri itilen insanlar gördüm. Derler ki hırs yol açar. Öyledir, ama yüreklisine. Ben bu alanda ustalığımı göstereceğim. Bekleyin bakın diyenler oldu, ama pek çoğu çabalarının boşa çıktığını da gördü.
Havadan sudan dedim ya, politikacılık da havadan sudan bir olaydır. Pek fazla ciddiye almamalı. Ya bir de gereğinden fazla önemli sayarsan çok yanılırsın. Daha ilk başkaldırında kafanı ezerler. Her zaman kendinden güçlüler vardır.
Bizim politika dünyamızın son elli yılına bir bakın. Ne ummuşsak boşa çıkmıştır. Kolay sanılan bir iş sayarlar politikayı. Ama kim ki bu alanda ömrünü tüketmişse, ömrünü tüketmekle kalmıştır. Örnekleri ortada, sayısız mı sayısız. Hava gitmiş, suyu da gitmiş. Bir boşluktur ele geçen.