Şehircilik ve Siyaset

21 Nisan 2013 Pazar

“Emsallerle (yapı yoğunlukları) oynayan belediyeler var. AK Parti’nin azami emsal ilkesi 3 olmalıdır. Plan notlarıyla oynayarak 6’ya, 7’ye çıkarıyorsanız tarih de millet de sizi affetmez.”
Biliyorsunuz bu sözler Başbakan’ın... Partisinin 1 Nisan’daki
Yerel Yönetimler Sempozyumu’nda “rant için emsali yükseltme mantığından vazgeçilmesi”ni de belirtmiş, kentsel dönüşümün en çok “zemin+5”le planlanmasını söylemişti.
Ulusal Kanal’daki İmar Dosyası’nın o haftaki (4 Nisan) konusu “Şehircilik ve Siyaset”; konuğum ise Doç. Dr. Tarık Şengül’dü. Şehircilikte “çevre ve toplum yararı”ndan uzaklaşılmasının temel nedeninin “siyasi müdahale” olduğunu anımsatan Şengül diyordu ki; “Herkese sağlıklı yaşam hedefi yerine imar rantını gözetmenin giderilemez zararlarını yaşıyoruz.”
Peki, rant yapılaşması neden “giderilemez” zararlar veriyor?
Şehir Plancısı Şengül bunu da özetle şöyle açıkladı: “İmar talanı ve kanunsuz binalar, ister konut ister işyeri olsun artık yıkıl(a)mıyor. O halde tek çıkar yol, önce sağlıklı planlama ve plana koşulsuz uymayı sağlamak; tıpkı gelişmiş ülkelerdeki gibi...”

\n

Başbakan’ın \tönerileri

\n

Bir bilim insanının bu sözü ile Başbakan’ın “yoğunluk artırmayın” çağrısının “eşzamanlı” yapılması, siyasetin artık “aklını başına aldı”ğını ne yazık ki göstermiyor; çünkü Başbakan’ın “alkışlanan” konuşması aslında siyasetin şehirciliğe açıkça müdahalesi!..
Örneğin
“3 emsal” bile (yani arsa alanının 3 katı inşaat) “kente karşı suç” denilen devasa yapıların imar dayanağıdır. Kaldı ki yoğunluğu artırmak denince önce TOKİ akla geliyor; çünkü işi gücü mümkün olduğu kadar fazla imar rantı sağlayarak “gelir ortağı” kâr amaçlı şirketlerine armağan etmek.
Özelleştirme İdaresi ise
“satış”ını üstlendiği kamu tesisi arsalarındaki yoğunluğu, kendi yapıp kendi onayladığı planlarla olabildiğince artırarak, en yüksek fiyatlarla pazarlama peşinde...
Başbakan’ın önce, emsal artırımının
“dorukta”ki örneklerine imza atan kendisine bağlı bu vb. kurumların “kulaklarını çekmek” yerine belediyelere çatması ise insanı sadece gülümsetiyor.

\n

İmar krallığı

\n

Bir “siyasetçi”nin, “emsal” ya da “kat” gibi ancak şehircilerin derinlemesine çalışmalarla karar verebilecekleri konularda, hiçbir etüde dayanmayan kurallar getirmesi acaba nasıl tanımlanabilir?
Çağdaş planlamada bu gibi değerler, nüfus artışından arazinin özelliklerine, kent siluetinden yöresel mimariye… sayısız verinin
“birlikte” ele alınmasıyla belirlenebiliyor. Örneğin kimi yerde “tek kat”, kimi yerde “yüksek apartman”lar akılcı olabiliyor. “Şehircilik bilimi”nin temelini oluşturan bu “sentez”i doğru yapabilen öğrenci diploma alıyor, beceremeyen sınıfta kalıyor.
Bu durumda
Edirne’den Kars’a her yerde Başbakan’a uyup “en çok emsal 3”; kat adedi de “zemin + 5”i öneren bir öğrencinin notu acaba kaçtır dersiniz?
Yanıtını
“akil” değil, mesleğinden ödün vermeyen şehircilik hocalarımızdan bekliyorum...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları