Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bitmeyen senfoni
Suha Umar
Emekli Büyükelçi
Yunan dostlarımız âlem adamlardır. İki yüz yıldır, iki de bir kabaran iştahlarının ve onları kışkırtan Batılı ağabeylerinin etkisinde kalıp Türk topraklarına göz dikerler. Sonra da dımdızlak ortada bırakılıp bir güzel sopa yerler. Bu bitmeyen bir senfonidir. Hal böyle iken bir de dayılanırlar ki sormayın!
Bir şeyler yapmalıydık
1990’lı yılların ilk yarısı idi. Yunanistan, uluslararası antlaşmalara göre askerden ve silahtan arındırılmış olan Ege Adaları’na (12 Adalar) yıllardır silah ve asker yığmaya devam ediyordu. Nedense pek sesimiz çıkmıyordu. O tarihlerde Dışişleri Bakanlığı, Milletlerarası Güvenlik ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcısı idim ve Yunanistan’ın bu densizliğine fena halde içerliyordum. Benim gibi duruma canı sıkılan, Denizcilik, Havacılık Genel Müdür Yardımcısı arkadaşım Ahmet Banguoğlu ile kafa kafaya vermiş ve Yunanistan’ın antlaşmaları açıkça ihlal eden bu tutumunu NATO’ya taşımaya karar vermiştik. Zamanın Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in, “Tamam Süha, ama basına sızmasın” koşullu onayı ile konuyu, üye ülkelerin başkentlerinden gelen özel temsilcilerden oluşan, NATO Üst Düzey Çalışma Grubu’na(1) götürmüştüm.
‘Erkekseniz gelin alın’
İlk toplantıda hazırlıksız yakalanan Yunan temsilci belli ki ikinci toplantıya, toplantı sonunda Atina’ya çekeceği şifreli telgrafını bile önceden hazırlayıp gelmişti.
Görüşmelerin bir aşamasında söz alıp “şimdi söyleyeceklerim Türk meslektaşım için Yunancadır(2) dedikten sonra, “Molon lave”(3) dedi ve afili bir tavırla mikrofonunu kapatıp arkasına yaslandı. Bu sözcükler belli ki onun Atina’ya göndereceği telgrafın şu son paragrafını oluşturuyordu: “Türk şunu, şunu dedi. Ben, ‘erkekseniz gelin alın’ dedim. Yanıt veremedi.”
Paragraf değiştiren yanıt
Diğer temsilciler, “Ne oluyor? Ne dedi?” dercesine birbirlerine bakarlarken söz aldım ve “Yunan meslektaşımın söyledikleri benim anlayamayacağım sözler değildir. Biz bu sözleri en son 1974 yılında Girne Dağları’nın üzerinde görmüştük” dedim ve mikrofonu kapattım. Kimse yine bir şey anlamamıştı ama herhalde Yunan meslektaşım telgrafının son paragrafını değiştirmek zorunda kalacaktı.
Bunlar nereden mi aklıma geldi? İnanmayacaksınız ama Kanal İstanbul’dan. Ne ilgisi var? demeyin.
Birkaç gün önce Yunan basınında üstteki resim yayımlandı.
Tam da Yunan dostlarımızın anlayacağı dilden, “Molon lave” diyeceğim ama son 17 yılda Türkiye Cumhuriyeti’nin, ekonomi, uluslararası politika ve askeri açıdan düşürüldüğü duruma bakarak, doğrusu, geliverirlerse diye endişelenmediğimi de söyleyemeyeceğim.
1- HLTF: High Level Task Foce. NATO’nun Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ile yürüttüğü silahsızlanma görüşmelerinde, NATO tutumlarını belirlemekle görevli idi.
2- It is Greek to him. Bu ifade, İngilizcede, “söylediğimi anlamaz” anlamına gelir.
3- Molon lave. Yunanca, “erkekseniz gelin alın” anlamındadır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık