CHP’li olmak; halkçı, devrimci ve Atatürkçü olmak demektir. Adaletten, eşitlikten, emek ve emekçiden yana olmak demektir. Sevgiden, kardeşlikten ve barıştan, bilimden, laik düzenden ve tam bağımsızlıktan yana olmak demektir.

AKP iktidarı 22 yıllık uygulamalarıyla ülke ekonomisini yıkımın eşiğine sürüklemiş, halkı namerde muhtaç hale getirmiştir. Bu gelişmeler karşısında halkımız oylarını konsolide ederek yerel yönetimlerde CHP’yi iktidar yapmıştır. CHP yönetiminin; “Türkiye İttifakı” ve “halkçı” söylemleri AKP iktidarından kurtulmak isteyen halkta büyük karşılık bulmuştur.

CHP yönetimi; yerel yönetimler arasında koordinasyonu sağlayarak ve güçlendirerek, yerel yönetimleri, geliştireceği merkezi projelerle besleyerek ve halkla bütünleşen güler yüzlü sosyal belediyecilik anlayışını daha da güçlendirerek genel siyasi iktidarın olanaklarını yaratmalıdır.

Temel amaç; halk egemenliğine dayanan demokratik bir düzen sağlamaktır, yani çağdaş demokrasi ve ülkeyi içten içe tüketen bu çürümüş düzeni değiştirmektir. CHP’nin bu bağlamda kendisini örgütsel olarak yenilemesi ve geliştirmesi gerekli ve önemlidir. Bu yöndeki tüzük ve program değişikliği talepleri ötelenmemelidir.

Siyaseti; insanı tüketen değil, insan yetiştiren ve geliştiren bir anlayış üzerine inşa etmek, partiyi kendi mülkiyeti gibi gören hizipçi grupların egemenliğinden kurtarmak ve halkın siyasal yaşama etkin ve yaygın katılımını sağlamak, partide üye yapısını feodal ve çıkar ilişkilerine dayalı olmaktan çıkarıp özgür irade, aidiyet, bilinç ve ideolojik bağlılık üzerine inşa etmek, örgütsel dinamizmi ve motivasyonu tüketen yukarıdan aşağıya yönetim uygulamaları yerine örgütün etkinliğini öne çıkarmaya yönelik parti içi demokrasi ve hukuk düzenini tam çalıştırmak, partinin mücadelesine sahip çıkacak nitelikli, üretken ve dinamik bir örgüt yapısını geliştirmek, partide temel sorun olan yönetimde kalıcılığa son vermek, değişim, yenileşme ve rekabetin önünü açmak, parti çalışmalarında örgüt iradesinin ve kollektif aklın hâkim kılınması, doğrudan örgüt kurullarının ve parti üyelerinin karar süreçlerinde söz sahibi olması için yeni örgüt kültürü gereklidir.

ÖNSEÇİM YÖNTEMİ

Bunun için parti tüzüğünde başlıca yapılması gereken değişiklikler şunlardır:

Parti organlarında (ilçe, il ve genel başkanlık) kişi en fazla üç dönem görev yapmalıdır. İlçe, il başkanı ve genel başkan ikinci başkanlık sürecinde görev bölgelerinde yapılacak seçimlerde parti oylarında artış sağlayamadıklarında üçüncü defa aday olamamalıdırlar.

Partide, “seçimlerde aday olan kadroların belirlenmesinde milletvekili, belediye başkanı ve belediye meclis üyeliği” tüm üyelerin oy kullanacağı önseçim yöntemi kullanılmalıdır. Bu görevlerde kişi en fazla iki dönem görev yapmalıdır.

Parti içi organ seçimlerinde seçme ve seçilebilme hakkının güvencesi olarak çarşaf liste yönteminin kullanılması yegâne seçenek olmalıdır.

İlçe kongrelerinde mahalle delegeliği kaldırılmalı ve kongre tüm üyelerin katılımıyla yapılmalıdır.

Aday üyelik sistemine geçilmelidir. Parti eğitim ve diğer faaliyetlerine katılmaya bağlı olarak kişi üyelik hakkını elde etmeli ve seçme hakkını kullanabilmelidir. Üye yenileme eğitimlerine ve diğer faaliyetlere katılımı sonucunda da üye seçilebilme hakkını elde etmelidir.

İKTİDAR YÜRÜYÜŞÜ

Partinin güven veren ve kurallara dayalı çalışan bir kurumsal düzene kavuşturulması için örgüt kurullarını denetlemek ve geliştirmek üzere teftiş kurulu oluşturulmalıdır.

Sonuç: CHP nasıl bir demokrasi istiyor ve amaçlıyor ise bunu iç yapısında projelendirmelidir. Bu yolla ülkede tam demokrasi mücadelesinin öncülüğünü yapmalıdır. CHP önümüzdeki süreçte hiçbir biçimde iç çekişmelere izin vermemeli ve bu yolda savrulmadan, düzeni değiştirme iddiasını yineleyerek iktidar yürüyüşüne odaklanmalıdır.

DOÇ. DR. HÜSEYİN MERT