Olaylar Ve Görüşler

Lübnan seçimleri ve bölünme - Muhammed NUREDDİN

23 Mayıs 2022 Pazartesi

15 Mayıs'ta Lübnan'da meclis seçimi yapıldı. 1972'de seçim yapılmamıştı. Son seçilen meclisin görev süresi uzatılmıştı. 1975'ten 1992'ye kadar olan iç savaş dönemi dışında, her şeye rağmen zamanında milletvekili seçimi yapıldı.

Lübnan'ın hiçbir seçim yasasında istikrar görmemiş olması biraz gariptir. Yasa son anda değiştirilmedikçe yeni seçim olmaz. Ancak 2018 seçimlerinde ilk kez uygulanan mevcut yasanın avantajlarından biri, nispi temsil ilkesini benimsemesi ve siyasi azınlık güçlerinin sınırlı sayıda da olsa parlamentoda temsiline izin vermesidir. Daha önceki tüm seçim kanunlarında, en çok oyu alan liste, seçim bölgesindeki tüm sandalyeleri kazanırdı. Bu da temsilde adaleti sağlamazdı. Halkın büyük bölümünün oyu meclis dışında kalırdı. 

Lübnan seçim yasalarında mezhepçilik sorunu yaşanır. Milletvekilleri din ve mezheplere göre dağıtılır. 128 milletvekilinden 64'ü Hıristiyanların, 64'ü de Müslümanlarındır. Hıristiyanlardan Maruniler 34, Ortodokslar 14, Katolikler 8, Ermeni Ortodokslar 5, diğer Hıristiyan azınlıklar 3 milletvekili çıkarırlar. Müslümanlara gelince, Sünnilerin 27, Şiilerin 27, Dürzilerin 8, Alevilerin 2 sandalyesi vardır. Dolayısıyla esas sorun, nispi temsilde mezhep temelinde nasıl bir ismin seçilebileceğidir. Seçmen, aday listesinden tercihli oy denilen ismi seçer. Tercihli oylar, karmaşık hesaplarla kazananın adını belirlemek için hesaplanır.

TEMELDE AYRIŞMA

Lübnan, Hizbullah liderliğindeki İran-Suriye ekseninin desteklediği listelerle Samir Geagea liderliğindeki Lübnan Kuvvetleri Partisi'nin liderliğindeki ABD-Suudi ekseninin desteklediği listeler arasında mezhepsel ve siyasal temelde keskin bir bölünmenin ortasında meclis seçimine gitti.  

Seçimle ilgili şu gözlemler sıralanabilir: 

1- Seçime katılım, 2018 seçimlerine göre 6 puan düştü, yüzde 42 oldu. Bunun nedeni, önde gelen Sünni lider Saad Hariri'nin, Suudi baskısı sonucu seçimden çekilmesidir. Ayrıca, destekçilerine seçimleri boykot etme, herhangi bir adaya oy vermeme çağrısında bulundu Sünnilerin bir kısmı. 

2- Seçimde, ekonomik - sosyal programlar tartışılmadı. Suudi - Amerikan ekseni Hizbullah'ı silahsızlandırma sloganını yükseltti, ülkedeki tüm olumsuzlukları Hizbullah'a bağladı. İran- Suriye ekseni, ekonomik sorunların nedeninin, ülkenin ilerlemesini engelleyen ABD-Körfez ablukası olduğunu savundu.

3- ABD ve Suudi Arabistan büyükelçileri, belirli adaylar lehine, seçimlere açıktan müdahale ettiler. Birkaç etkili sonucun değişmesine katkıda bulunan büyük paralar harcadılar. 

4- Yurtdışındaki Lübnanlı seçmenlerin sandıklarında ABD- Suudi eksenindeki adaylar galip geldi. Bu ekseni destekleyen ülkelerde, Hizbullah destekli "direniş" adayları kampanya yürütemediler. Direniş yanlıları bu ülkelerden kovulmamak için oy kullanmaktan kaçındılar. Bu da birçok yerde seçim sonucunu direniş karşıtı güçler lehine etkiledi.

5- Seçim sonuçları çok yakındı. Hizbullah ve müttefikleri (8 Mart Cephesi), yarıya yakın sandalye kazandı. ABD-Suudi ekseninin adayları çoğunluğu sağlayamadı. Bağımsızların oyları 15 milletvekiline yaklaştı. Bağımsızların kiminle hareket edeceklerini kestirmek zor. Hiçbir ittifak tek başına belirleyici değil.

6- Hizbullah ve müttefiki Meclis Başkanı Nebih Berri liderliğindeki Emel Hareketi, 27 milletvekiliyle Şii sandalyelerinin tamamını kazandı. Bu da meclis başkanlığının tekrar Nebih Berri'ye gideceği anlamına geliyor. 

7- Saad Hariri'nin yokluğu Sünni arenayı böldü. En büyüğü 4 veya 5 milletvekili olan Sünni partiler var. Ama Hariri gibi güçlü bir Sünni lider yok.

Sonuçta Lübnan daha fazla bölünmüş durumda. Önünde üç zorluk var: Meclis başkanı seçimi, hükümetin kurulması, Kasım ayında cumhurbaşkanı seçimi. Ancak en büyük sınav, hükümetin, ekonomik krize çözüm bulup bulamayacağı ve kendisini ABD-Körfez ekonomik ambargosundan kurtarıp kurtaramayacağı...

MUHAMMED NUREDDİN

LÜBNANLI AKADEMİSYEN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları