Olaylar Ve Görüşler

Sahne senin ulus devlet - Prof. Dr. Mithat BAYDUR

06 Ağustos 2022 Cumartesi

Aslında Ukrayna’daki savaş, dev bir buzdağının sadece görünen yüzü... Mesele çok daha derinlerde.

ABD’yi, AB’yi ve bizim gibi ülkeleri büyük ölçüde sarsan, enflasyonist dalga (Bana göre bizim enflasyon oranımızın 3/4’ü yerli ve milli!...) daha uzun seneler sürecek gibi.

Bir tarihsel kırılma anını resmeden Berlin Duvarı’nın yıkılışı, iktisadi ve sosyal dinamikleri de ateşliyordu. Küresel çapta markalaşma, ulus devletlerin ötesine uzanan devasa şirketler, para akışına hükmedemeyen merkez bankaları, titreşimleri dünya genelinde hissedilen rekabet sarsıntıları, o dönemin iktisat ve sosyal tarih açısından akılda kalan travmatik tortularıydı.

KÜRESELLEŞME DALGASI

Önceleri “tarihin sonu”nu, ardından “coğrafya”nın sonunu ilan etmişken bugünlerde ise tarihin devam ettiğini ve İbn Haldun’a atfen, “coğrafyanın bir kader olduğu”nun yeniden altını çiziyoruz.

Küreselleşme dünya ticaret hacmini 20 kat artırdı. Ancak dünyadaki tüm devletlerin GSYH’leri toplamı yaklaşık 80 trilyon dolar iken ülkelerin birbirlerine borç toplamı yaklaşık 250 trilyon doları buldu. Ve gelir dağılımı dramatik biçimde bozuldu. Dünya genelinde, demokrasi ve bir arada yaşayabilme istek ve direncinin lokomotifi olan orta sınıf kazandığı mevzileri kaybediyor. Artık çok zengin ve yoksullar var.

Küreselleşme dalgası 1980’lerde başladı. 40 yıl boyunca örneğin ABD, çoğu üretim tesislerini Çin’e taşıdı. Onun devasa işgücünden, ucuz emek istihdamından yararlandı. Çinli öğrencileri ABD’deki Ivy League üniversitelerine kabul ettiler ve Çin dünya piyasalarında kazandığı edinim, transfer ettiği teknoloji ve know-how yoluyla ABD’yi tehdit eder hale geldi.

COĞRAFYANIN SONU

Trump veya Biden fark etmeyecek. ABD kapılarını göçmenlere kapatıyor. AB de öyle. Polonya, Ukraynalıları kovmak istiyor. İngiltere artık yeter dedi. Oysa 80’ler dünyası, sermaye, emek, bilgi ve zekânın sınır tanımadan dolaşmasını öngörüyor ve bunun fiili altyapısını oluşturuyordu.

Bugün ABD, Hollandalı firmaya Çin’e çip makineleri satmaması için uyarıda bulunuyor. AB ülkeleri, (özellikle Almanya ve Fransa) Rus doğalgazına bağımlılıktan kurtulunması için ABD tarafından yine uyarılıyor ve yeni çareler aranıyor.

Ve bütün bunlar olurken Almanya seneler sonra dış ticaret açığı veriyor.

Başta ABD olmak üzere, çoğu ülke dışarıda ürettirdikleri çoğu ürünü kendi topraklarına getirtme politikasına döndü.

İşte bu coğrafyanın sonunun sonu.

HOŞ GELDİN YERELLEŞME

Şimdi yeniden kamplara bölünen bir dünya... Herkes evine kapanıyor. Nihayetinde bu “eve kapanma” olayı, küreselleşmenin kapanma evresinin ivme artırıcısı oldu.

Covid-19 ve pandemi süreci ile birlikte çaresiz kalan uluslar, aslında devasa birliklerin kurgusal bir üst şemsiye olduğunu fark ettiler.

AB, İtalya ve Fransa’yı çaresiz seyretti ve ulus devletler kendi esnaf ve tüccarlarına “Evine git, parayı biz sana vereceğiz” dediler. Evet, ulus devlet yeniden sahneye çıktı. O çok törpülenen, tokatlanmak istenen devlet, düzenleyici, kural koyucu ve adalet dağıtıcı misyon ve rolüyle perde arkasından sahneye geri geldi.

Yaşlı Avrupa’da üretim maliyetleri artıyor. İşgücü bulunamıyor ve anlaşılıyor ki o görünmez el buna derman olamıyor. 

Hoş geldin yerelleşme, sahne senin ulus devlet!...

PROF. DR. MİTHAT BAYDUR

AKADEMİSYEN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları