Arife günü, geleneksel ziyaretimi yapmak için Edirnekapı’daki Sakızağacı şehitliğindeydim.\n

Aile bireylerimin sonsuzluk uykusunu uyuduğu kabristanın tam karşısındadır Edirnekapı Şehitliği. 1920’de işgal ordularının İstanbul’a ayak bastığı 16 Mart 1920 günü Şehzadebaşı’ndaki karakolda çıkan çatışmada yaşamlarını yitiren askerlerimizin de, daha sonra çeşitli savaşlarda can veren kahramanlarımızın da mezarlarının bulunduğu bir hıyabandır.\n

Daha da ilginç olan yanı o şehitlikte, Çanakkale Destanı’nı yazan ve onlara “Sana dar gelmeyen makberi kimler kazsın/Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın” diye seslenen İstiklal Marşımızın şairi Akif de yatmaktadır.\n

Gençliğimin ilk yıllarında geldiğim İstanbul’da 1945’te Edirnekapı’da yatan sonuncu şehit topluluğu İstiklal Savaşı sırasında can veren askerlerimizden oluşurdu. Her 16 Mart’ta İstanbul Belediyesi ile Garnizon Komutanlığı adına yapılan ziyaretlere katılan şehit yakınlarının sayıları da sınırlıydı.\n

Önceki günkü manzara, taze ölülerinin hem Şeker hem de Zafer Bayramlarında onları yalnız bırakmamak amacıyla gelmiş, çoluklu çocuklu bizim bugünkü kuşaklarımızdan oluşan bir topluluk tarafından sergilenmişti.\n

Uzun uzun onların hüzünlerini izledik aile bireylerimle. Çocuklarına babalarının kahramanlığını anlatanlar da vardı. Hiç konuşmadan vakur bir heykel duruşu ile, baş uçlarında doğum ve ölüm tarihleri yazılı evlatlarına fatiha okuyanlar da.\n

Benim gibi bir dizi yurttaş, kendi yakınlarına görev yapmak amacı ile gidip gelirken, baş uçlarında al bayraklar konulmuş ve gelincik bahçesine çevrilmiş bu fidan gibi evlatlarımızın geride bıraktıkları kimselerle ilgilenmeden yaşamlarını sürdürüyordu.\n

Oysa bu evlatlar, 30 yılı deviren o anlamsız kardeş savaşının aramızdan Türk-Kürt demeden kopartıp aldığı 30 bin yurttaşımızdan oluşan ve sonsuzluk uykularını evlerinin bulunduğu bu büyük kentin kabristanlarından birisinde uyuyan kahramanlarımızdı.\n

PKK denilen ve önemli bir bölümü profesyonel canilerin oluşturduğu çeteye karşı Hava Kuvvetlerimizin geçen haftanın son iki gününde düzenlediği bombardımanların durdurulması için bazı kentlerde gösteriler yapan ya da Güneydoğu sınırımızda yığınak oluşturanlar, dilerim dünkü bayramların yüzü suyu hürmetine ,Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları olmanın anlamını kavrar ve aralarından çıkan sergüzeştçi çeteyi oluşturan kardeşlerinin dağdan inerek ortak yaşama karışmalarına omuz verirler.\n

Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar insancıl ve barışçıl davrandığını görmek isteyenlerin arife ve ondan önceki iki gün içinde bölgede düzenlenen hava hücumlarında sadece terör örgütünün barınak ve depolarının hedef olarak seçildiğini belgeleyen ve Hava Kuvvetlerimiz tarafından çekilmiş olan fotoğraflara bakmaları yeterli değil midir?\n

\n\n