Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Etnik Çözüm ve Tehlike-2
“Biz ayrılamayız, etle tırnak gibi birbirimize karışmışız..En “çok dile gelen ve” ne çok doğru” dedirten bir inanç- kanaattir bu. Öyle dilimize yalan yalnış yapışmıştır ki, örneğin Gül-RTE, Cemaat-RTE için de söylenir..
\nBal gibi her şey, herkes, her toplum, her ırk, her mezhep, birbirinden ayrılır! Karıkocalar gibi!
\nAslında bu bilinmez mi, bilinir tabii...
\nAma bu sözle daha çok, güçlü bir isteğe vurgu yapılır: Ayrılmayın! RTE- Cemaat ayrılmayın, siz iç içe geçmişsiniz (ne demekse!)! Gül-RTE sakın aranıza “nifak” girmesin! Hey Türkler- Kürtler bir arada durun..
\nNeden bu güçlü istek? Çünkü ayrılmalarda, buna en çok karşı çıkanlar zarara uğrayacaktır. Ayrılmak isteyen, bir yarar görmektedir.. Ama iki şeyin birlikteliğinin sürmesinde çıkarı olanlar da derece derece ayrılığa şiddetle karşı çıkarlar, korkarlar, ürkerler.. Ama bu gerçek bir korku da olmayabilir!
\n***
\nBu giriş, bir gerekçelendirmeydi. Ayrılmak istemek istememek üzerine uzmanları felsefi, toplumsal antropolojik, psikolojik, kültürel açıdan sayfalarca yazabilir.
\nAma, menfaatlar, Gül ve Erdoğan’ı alabildiğine çatıştırır.. Var oluş ve yok oluş gibi bir şeydir bu! Birlikte olmak her ikisine de büyük yarar sağlayacaksa ittifaklarını sürdürürler.. Gül’ün son çıkışı, Erdoğan’a güçlü bir anımsatmaydı: Zarara uğrarsın, adaylığımı da koyarım, Cumhurbaşkanı olamazsın, Başbakanlık ve parti için yolumu tıkarsan eğer!
\nErdoğan baktı tarttı, doğru söylüyor olabilirsin; biz bunu zamanı gelince konuşalım, yanıtını verdi.. Her ikisi de sözde bir kardeşlik, uzlaşma mesajları verdi.. Ya çatışma sonraki koşullara göre yeniden incelenmek amacıyla ertelendi ya da şimdilik, evet sıra bende-sıra sende denerek donduruldu. Ama RTE en sona kadar kendi çıkarına bakacaktır! Örneğin ah bir anayasa değişikliği olasılığını ele geçirse!..
\nRTE örneğin, Almanların, görüneni ile içi tamamen farklı olduğunu belirterek (çok doğru bir saptama, bende de bir Almanlık var!) toplumsal tehlike barındırdığını saptadıkları Cemaate ve lideri Gülen’e acımadı. İktidarı paylaşma mücadelesini epey ezerek geçti ve ona dedi ki: “Ben sana ne vereceksem onunla yetineceksin, eteğimin altında duracaksın, ama hep orada; yukarılara tırmanmaya kalkışma, boynunu koparırım!.”.
\nBilmem konu üzerinde açıklayıcı ve inandırıcı olabildim mi!
\n***
\nMesele Kürt konusuydu değil mi!
\nKürt meselesinin birinci özelliği, tarihsel olarak Kürtlerin bütün isyanlarının etnik ayrılma amaçlı oluşudur.. Dünkü yazımda sadece etnik temelde bir çözümün masada olduğunu vurguluyordum (olayların tarihsel ara kesitini ve arka planını iyi bilen bilge politikacı İlhan Kesici, Kürt meselesi üzerine iyi anımsatmalar yaptı, ama sonraki yazıya..).
\nAslında Kürt siyasetçileri de farklı bir şey demez. Nitekim Ahmet Türk de önceki gün, dört coğrafi parçanın Kürdistan olarak birleşeceğini dile getirdi. Bunların hepsi bilinen şeyler.. Bizim Kürt çözümüne yakın görüş bildiren Türklerin de tartıştıkları, bu sürecin kanlı değil “barış içinde” sonlanması-gerçekleşmesidir.
\nSavaşa karşı dile gelen bütün sloganların arkasındaki düşünce kabaca şudur: Kardeşim, sonunda ayrılacaksın, aptallık etmeyin, ölmeden öldürmeden ayrılın ve bunun için de masaya oturun..
\nPKK ve Kürtler ve Türk yardımcıları Oslo görüşmelerinin bu doğrultuda bir yol haritasının çıkması için oradalar.
\nAma Oslo masasından bir “ayrılık yol haritası” çıkaracak ve kabul ettirecek bir iktidarın tutunması zordur. RTE neden yan çizdi dersiniz, o kadar pohpohlamalar, sen bu işi çözersin, çöz kahraman ol ve tarihe geç, itelemelerine rağmen!..
\n***
\nTamamen önyargısız yaklaşabilirsek, aslında bu tartışılabilir bir düşüncedir. Ama bunu bütün Türkiye açıkça tartışmalıdır! Bu büyük bir entelektüel ve kültürel kapasite gerektirir. Türkiye’de şüphesiz bunlar yok değil, ama ülke hiçbir zaman özgür olmamıştır, hele AKP döneminde bu özgürlükler tamamen baskılanmıştır.. Bunun da ötesinde, iktidar gerçekten ulusu bütünleştirici değil, bölücü bir politika uyguluyor..
\nRTE’nin Aleviler, cemevleri üzerine en son söyledikleri, tam bir bölücülüktür, dışlayıcılıktır.. Oy almadığı, alamayacağı kesimlerin dini inançlarına ve ibadet biçimlerine bu tür bir saldırıyı bu ülkenin başına oturan birisi yapabiliyorsa, bu tutum, ulusun değil, kendi dar kişisel ve partisel çıkarlar uğruna bütün ülkeyi ateşe atabileceğinin göstergesidir.. Bunun dinle dincilikle ilgisi yok, sadece bilinçsizlikle, bilgisizlikle, geniş bakış eksikliğiyle.. sevgi eksikliğiyle, kendini tek otorite ve her şeyin karar vericisi sanmakla ilgisi olabilir..
\nİktidar çıkarını Alevileri dışlayarak savunan, CHP belediyelerini olur olmaz kan kusturan, TSK ve kendisine muhalif olanları hukuksuzluklar ve sahte düzeneklerle içeri tıktıran, adalet düşüncesini ayaklar altına alan bir düşünce ve iktidar yapısı, Türkiye’nin ulusal sorunları ve ulusal yararı için bir çözüm üretemez.. Sadece bölücü ve parçalayıcı olur. Türkiye tamamen bu durumdadır!
\nEtnik temelde çözümün zorunlu olarak yol açacağı büyük toplumsal tehlike konusu bir dahaki yazıya kaldı.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Tanrıkulu'ndan Diyarbakır iddiası: Kayyım atanacak mı?
- Akşener'den oy bölme tartışmalarına cevap!
- YURTTAŞLAR KABİNEYE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
- Ekonomik kriz tiyatronun yolunu unutturdu
- Yerel seçime son 5 gün
- Akşener Özel'in o sözlerini hatırlattı
- İmamoğlu önceki dönemi anlattı
- Mart ayı 1. Dönem Çocuk Meclisi toplandı
- İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile Vefa Bozacısı'na gitti
- Özel İYİ Partili ve AKP'li adayları yerden yere vurdu
En Çok Okunan Haberler
- Büyükşehirlerde başa baş seçim
- 'Mahremimizi ortaya saçıyor'
- Belediye çalışanlarına miting ‘yoklaması’
- '30 yıl sonra aynı yanlışın tekrarlanmaması için...'
- Erdoğan'dan 'emekli maaşı' açıklaması
- Özgür Özel'den 'anket' açıklaması!
- 'Tutulma öncesi yiyecek, su, yakıt stoklayın!'
- Bakliyat ve kuruyemiş devi iflas etti
- Ali Koç'tan Ankara hamlesi!
- ‘İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadan taktık’