En zor maçlardan biriydi..
Kalbinizden ne geçiyorsa, başınıza ‘o’ gelsin!
“O kadar çok ki etrafta karanlık.
Herkesin gecesi kendine yeter..”(x) diyordu şair..
Oysa artık, bir kişinin “gecesi” herkese yetiyordu Türkiye’de.
Beşiktaş da Osmanlı maçı için Ankara dolaylarındaydı. Gerçekten orası Ankara değildi! Melih ‘Başgan’ın müstemlekesiydi(!)
Saha da müstemlekenin yeşil olan bir tarlasıydı işte!
3 ağır rakip vardı; hakem, saha ve karşı takım. Buz tutmuş bir zemin vardı.
Zemin o kadar kötüydü ki saha çizgileri kırmızıydı. Babel ve Talisca da sahadaydı. Cenk, Atiba, Q7, Oğuzhan.. Beşiktaş en iyi 11’le sahadaydı. Osmanlıspor’un ana taktiği “tekmeler” idi!
Kendilerine Kasapspor de denilebilirdi(!)
Q7’nin kullandığı 2. çalışılmış orta, gol getirdi. Hakem ofsayt dedi. Oysa pasif ofsaytta olan Cenk’ti. Bu golü vermediler ama Talisca’nın golünü mecburen verdi! Çünkü, golün hiçbir bahanesi yoktu! Babel’i durduramayan Avdija, adamın neredeyse iç çamaşırını çıkartacaktı! Babel yere düştüğünde sağ kolu 2 metre uzamıştı(!) Tekme üstüne tekme atan Osmanlısporlulara kart göstermeyen hakem, “Olağan şüpheli” Quaresma’ya ilk hareketinde ‘çak’ sarı kartı gösterdi! Tamam, hakem öyle böyle de sen de “Olağan Şüpheli” olmayacaksın be kardeşim! 2. yarının ilerleyen dakikalarında Gökhan sakatlanınca Beck, Q7 de Tolgay’a bıraktı yerini.
Osmanlıspor’da 2. yarı taktik yine aynıydı.
“Tekme taktiği”!
Bu sadece, Türkiye’de kötü hakemler olduğu için geçerli bir taktikti..
Ve o tekmeler Babel’i saf dışı bıraktı, yerine Kerim girdi.
Cenk’in 85’te kaleye vurduğu ancak taca çıkan “O vuruşu” spor akademilerinde okutulmalıydı.
Fabri’nin çataldan çıkardığı top ise, maçın kurtarıldığı andı.
Hakem Beşiktaş’ın penaltısını da vermedi.
Tolgay’a yapılan harekete Mars’ta bile penaltı verirdi hakemler.
Beşiktaş’ın taraftarı “taşıkardi” yaptığı anlarda Atiba’nın sayesinde Cenk golü attı..
(x) Cahit Sıtkı Tarancı