Örsan K. Öymen

Post-Virüs -2-

27 Nisan 2020 Pazartesi

Kamuoyunda “koronavirüsü” olarak da anılan “Covid-19” virüsünün sağlık, eğitim, ekonomi ve sosyal yaşam alanlarında yol açtığı krize yönelik çözüm önerileri tartışılmaya devam ediliyor.

Ancak virüsün ortaya çıkması ve yayılmasıyla ilgili ayrıntılar hâlâ neden ve sonuç ilişkisi bağlamında tam olarak açıklanabilmiş değil. Virüs ilk defa Çin’de kayıt altına alındı. Ancak virüsün diğer ülkelerde Çin’den sonra tespit edilmesi ve kayıt altına alınması, virüsün ilk defa Çin’de ortaya çıktığına dair bir tahmin yapılmasına olanak tanısa da, virüsün kesin olarak ilk defa Çin’de ortaya çıktığı anlamına gelmez. Çünkü virüs diğer ülkelerde, sonradan da fark edilmiş olabilir ve virüse bağlı ölüm vakaları kayıtlara “zatürree”, “solunum yetmezliği” veya “akciğer-solunum enfeksiyonu” olarak geçmiş olabilir. Sonuçta “Covid-19” testi geliştirilmeden ve uygulanmadan, ölüm nedeninin tam olarak ne olduğu da, “Covid-19” virüsü vakasının olup olmadığı da bilinemez.

***

Dünyadaki tüm ülkelerde 2019-2020 yılı ölüm vakaları ve nedenleri daha önceki yıllarla karşılaştırıldığında ve aradaki farkın ne kadar olduğu ve neden meydana geldiği ayrıntılı bir biçimde araştırıldığında, bu konuda daha sağlam çıkarımlar yapılabilir. Bu bağlamda, Sağlık Bakanlığı’nın geliştirdiği, “Türkiye uzun süre bu salgının dışında kalmayı başardı” ifadesi de bir tahminden ibarettir. Türkiye uzun süre bu salgının dışında mı kalmıştır, yoksa “Covid-19” testlerinin dışında mı kalmıştır da, salgının dışında kaldığını sanmaktadır, bu belirsizdir.

Kaldı ki, Türkiye’nin uzun bir süredir, bu salgının tam ortasında olduğu ve artık dışında kalmadığı açıktır. Türkiye dünyadaki 195 ülke içinde, vaka sayısı itibarıyla 7. sırada, ölüm sayısı itibarıyla 9. sıradadır. Açıklanan tüm verilerin doğru olduğu kabul edilecek olursa, Türkiye’nin durumu, ABD, İtalya, İspanya, Britanya, Fransa, Almanya’nın durumundan daha iyidir, ama dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğunun durumundan daha kötüdür.

Bunlara bağlı olarak şu sorunun da yanıtı aranmalıdır: Virüs Çin’den sonra ilk aşamada en fazla neden İran ve İtalya’da görüldü de, ABD ve Avrupa Birliği gibi, Çin’in en büyük ticari ortakları arasında yer alan Japonya, Tayvan, Tayland, Malezya, Singapur, Endonezya, Filipinler, Avustralya, Hindistan, Vietnam, Rusya, Brezilya gibi başka ülkelerde veya Çin’in içinde başka eyaletlerde ve bölgelerde aynı yoğunlukta görülmedi?

Bu sorulara, temelsiz komplo teorilerine veya dinsel metafizik dogmalara saplanmadan, sadece ve sadece olgulara ve bilimsel araştırmalara dayanarak açıklamalar getirilmeden, diğer sorunların çözümü de kolay görünmemektedir.

***

Bir taraftan virüsün ve salgının nedenleri ortaya çıkarılırken, diğer taraftan, olası yeni salgınlara karşı, sağlık alanında devletin kontrolünde çok büyük yatırımlar yapılmalı, sağlık sistemi tamamen kamulaştırılmalıdır. “Covid-19”un yol açtığı krize bir bütün olarak bakılmalı, aynı şey, eğitim için de uygulanmalıdır. Parası olanın nitelikli eğitim alabildiği, parası olmayanın cahil kaldığı düzen ortadan kalkmalıdır.

Oxfam” adlı araştırma kurumunun raporuna göre bugün dünyadaki refahın yüzde 82’si en zengin yüzde1’in tekelindedir. Gelir dağılımındaki dengesizliği ortadan kaldıracak ve işsizliği önleyecek kamucu üretim ve hizmet biçimleri güçlendirilmeli, özel sektörün ekonomideki rolü uzun vadede aşamalı olarak ortadan kaldırılmalı, rekabetin yerini dayanışma almalıdır.

Benzin, mazot, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıt kaynaklı enerji bağımlılığı aşamalı olarak terk edilmeli; güneş, rüzgâr, su kaynaklı enerji teknolojileri yaygınlaştırılmalıdır. Doğaya zararlı sanayi tarzı üretime son verilmelidir; tarımsal üretim desteklenmelidir; yeşil alanlar, denizler, göller, nehirler, dereler ve sular, yapılaşmaya, madenciliğe, sanayiye kapatılmalıdır.

Tüm bunlarla birlikte, yetkileri artan devletin faşistlerin elinde kalmaması için, devletin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması sağlanmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları