Özgüven: Siyasi infaz

04 Aralık 2012 Salı

İsveç’te izin yapmakta olan Osman Özgüven, görevinden alınmasını siyasi infaz olarak niteledi. Sudan sebeplerle iki davadan 8 yıl 4 ay ceza verilmesini ve görevden alınmasını siyasi karar olarak değerlendiren Osman Özgüven, “Siyasi infazları kabullenemeyiz” diye konuştu. Avukatının görevden alınma kararını durdurmak için girişimde bulunacağını söyleyen Özgüven, hukuksuzluğa karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtti. Yargıtay’ın onadığı 8 yıl 4 aylık cezanın bozulması için sırasıyla HSYK’ye ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını ifade eden Özgüven, bu kurumlarda adaletin gerçekleşmemesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceklerini söyledi. Özgüven, kar yağışı altındaki Stockholm’de, yürüyüş yaparak, ardından demli çay içerek yılların yorgunluğunu atmaya çalışıyor. Başına gelenlere rağmen oldukça sakin.

 

‘Hem sürpriz hem değil’

ÖZGÜVEN - Bu davalar siyasi. İktidarın CHP’li belediyelere yönelik baskılarını görüyoruz. Önce sudan sebepler yaratılarak, yolsuzluk iddialarıyla itibarsızlaştırma operasyonları yapıyorlar. Sonra formalite hatası sayılabilecek işlemleri yolsuzluk gibi ağır ithamlarla yargıya götürüyorlar. Mahkemelerin baskı altında olduğu belli. Yargıç ilgili dosyanın Yargıtay’dan döneceğini, endişelenmeme gerek olmadığını söyledi. Peki kendisi neden adil davranma cesaretini gösteremedi? Öte yandan CHP yönetiminde olan hukukçular da, görüştüğüm akademisyenler de dosyalardaki suçlamaları çok saçma buldular. Bu yüzden Yargıtay’ın siyasi baskılara rağmen infaz anlamına gelen böyle bir kararı onaylamaması gerekiyordu. Bu adalete aykırı, hukuku yaralayan bir karardır. Bu kadarını göze almaları sürpriz. Sürpriz olmayan tarafı siyasi baskıdır.

 

Güler misiniz, ağlar mısınız?

- Halka bedava su dağıtmanız da dava konusu oldu ama ondan beraat ettiniz.


ÖZGÜVEN - Halka bedava su dağıtılması konusunda büyük bir kamuoyu oluştu. Mahkeme sürecinde protestolar oldu. Kanımca bu yüzden adaleti çiğnemeye cesaret edemediler. Mahkûm olduğum iki dosya ise belirttiğim gibi o kadar sudan suçlamalar ki kimse mahkûmiyet çıkabileceğini tahmin etmedi. Bu sessizlik ortamını fırsat bildiler.

Eski garaj yerini satışa çıkardık. Bir firma ihaleyi kazanıp peşinatı yatırdı. Ne var ki bu firma henüz kuruluş aşamasını tamamlamamış. Biz bunu öğrenince anlaşmayı iptal ettik. Aldığımız peşinatı da geri ödemedik. Anlaşmayı iptal etmemize rağmen, kuruluş aşamasını tamamlamamış bir şirkete ihale yoluyla satış yapmamız ihaleye fesat karıştırma olarak değerlendirilip ben ve 8 arkadaşım cezalandırıldık. Bu haksızlık değildir de nedir? Bu siyasi infaz değildir de nedir?

- Araç alımındaki suçun niteliği de ihaleye fesat karıştırma mı?

ÖZGÜVEN - (Osman Özgüven gülüyor) Bir cenaze arabasına, bir et nakliye aracına, öğrencileri okullara getirip götürecek üç de servis aracına ihtiyacımız vardı. Ama belediyenin parası yoktu. Araçları belediyenin yüzde 91 hissesine sahip olduğu jeotermal enerji şirketimiz satın aldı. Biz de onlardan kiraladık. Bir yıl sonra da ihale yoluyla araçları belediyeye satın aldık. Fesat şuymuş: Jeotermal enerji şirketinin sosyal sigortaya borcu varmış. Sosyal sigortaya borcu olan şirket ihaleye katılamazmış. Ben ve 8 arkadaşım bu yüzden mahkûm olduk. Güler misiniz, ağlar mısınız?
    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çöküş 17 Kasım 2013
Özgüven: Siyasi infaz 4 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları