Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

30 Yıl Savaşları!

31 Mart 2015 Salı

1618-1648 yılları arasında Avrupa’da Hıristiyanlar birbirlerine girdi. Katolikler ve Protestanlar arasında “30 yıl savaşları” yaşandı.
Almanya da rahip Martin Luther’ın “Protestan” mezhebini yaratması, prensler arasında dinsel ayrılıklara yol açtı. 1555’te çatışmalar sona erdi. İsteyen prens, Katolikliği ya da Protestanlığı seçebilecekti.
İmparatorun güçlenmesini istemeyenler 1618’de ayaklandılar. Katolik İspanya kralı, İmparatora ve Katoliklere yardım etti. Protestanlar yenildi. Protestan Danimarka ve İsveç kralları Katoliklere karşı savaşa girdiler.
Katolik olmasına karşın Fransa 1636’da Protestanlara destek sağladı. Olay mezhep kavgası olmaktan çıkıp ülke çıkarları savaşına döndü. Savaşı bitiren Vestfalya Anlaşması, Avrupa’nın çağdaşlaşmasının dönüm noktasını oluşturdu.

Arap Baharı!
Günümüzde İslam dünyasında çeşitli adlar altındaki “mezhep terör örgütleri” kendi vatandaşlarını öldürüyor. Afganistan’da kan gövdeyi götürmekle kalmıyor, Pakistan’ı da yaralıyor. “Arap Baharı” diye bir hava estirildi. Kuzey Afrika karıştı. Karışıklıklar Ortadoğu’ya sıçradı. İç savaşlara dönüştü.
Nijerya’da Boko Haram örgütünün başı Ebubekir Şeka yüzlerce vatandaşını öldürdü, 300 kadar kızı kaçırdı, halifelik ilan etti. Irak - Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün başı Ebubekir El Bağdadi de bir hutbede halife olduğunu açıkladı.
Suriye’de birden fazla dinsel terör örgütü türedi. El Kaide’nin Suriye kolu olarak Nusra Cephesi de filizlendi. Türkiye sınırına 45 km uzaklıktaki İdlib kentini ele geçirdi, Şii kıyımı gündem oluşturmaya başladı.
Romalı coğrafyacıların “Arabia Feliks (Mutlu Arabistan)dedikleri Yemen’de Şiiler sahne aldı. Şiilerin Zeydi kolundan Husiler silahlanıp iç savaşın tohumlarını attılar.
Yemen halkının üçte birini oluşturan İran destekli Şiiler adına, Husiler başkent San’a’yı ele geçirip meclisi kapattı. Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi eve hapsedildi, ancak kaçarak Suudi Arabistan’a sığındı.
Suudiler silahlı kuvvetlerini, Mısır donanmasını harekete geçirdi. Sünni 10 Arap ülkesi Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi’nin komutası altında 40 bin askerli “Ortak Arap Gücü” kurulması için anlaştı. Olayın boyutları terörden çıkıp İran-Arap savaşının kapısını araladı.
“Irak’ı Özgürleşme Harekâtı” adı altında bu ülkeyi işgal ettikten sonra bölgede başlayan bu olayların sorumlusu ABD, Arapların yanında yer aldı. Ancak nükleer silah anlaşmasındaki gelişmeler nedeniyle İran’ı da tam olarak karşısına almadı.
Aylardır konuşmadığı Sultan’la bir saat konuştu. Sultan “sahibinin sesi” rolünü üstlenerek, İran’a “Bölgede egemenlik kurmak istemesin. Güçlerini çeksin!” sözleri ile tepki gösterdi.
İran Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Siyasa Komisyonu Başkan Vekili Mansur Hakikatpur “Erdoğan’ın ziyareti iptal edilsin!” dedi, Cenevre’de ABD ile nükleer silah görüşmelerini yapan Dışişleri Bakanı Cevad Zarif , “Stratejik hatalar yapan, hırslı politikalar izleyen” Sultan’ın “sorumlu davranmasını” istedi.
Yemen’in dünya petrol üretiminde yeri binde 2… Ancak önemli olan Suudi Arabistan petrolünün ABD, Avrupa ve Asya’ya tanker trafiğinin Aden Körfezi çıkışındaki “Bab ül Mendeb (Hüzün Kapısı)boğazından geçiyor olması. Günde 4 milyon varilin geçtiği boğazın İran’ın denetimine girmesi Suudiler kadar, ABD’yi de zorluyor.
Süveyş Kanalı trafiğini elinde tutan Mısır’ın da boğazla bağlantısı, Yemen’e donanmasını göndermesinin temel etkenidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, boğazın tıkanmasının dünya petrol fiyatını, yüzde 5 etkilediğini açıkladı.
Korkulan bir başka olay da Suudi hava saldırılarının Yemen’de dünyaca ünlü, UNESCO’nun tarihsel miras listesindeki çok katlı evlerin zarar görecek olmasıdır. San’a surlarını 2. Abdülhamit onartmıştı. Kentin en görkemli Osmanlı Ulu Camisi de aynı tehlike altında…

Bardo Mozaikleri!
Yıllarca önce Tunus’ta, mozaikleri ile ünlü Bardo Müzesi’ni gezmiştim. Hatay ve Gaziantep-Zeugma müzelerinden önce dünyanın 1 numaralı mozaik müzesi idi.
Bardo’da 20. yy’ın başında Hatay’dan gitme bazı mozaiklerin ve tarihsel yapıtların olduğu söylenir. O yıllarda ABD’nin Şikago, Princeton müzeleri ile Fransa’da Louvre Müzesi’ne çeşitli mozaikler götürülmüştü. Söylentiye göre bir Fransız gemisi Akdeniz’de fırtınaya tutulunca Tunus’a sığınarak yükünü orada boşaltmış!
Bu güzelim müze de IŞİD terörüne sahne oldu. Irak ve Suriye’de müzelerin ve tarihsel alanların barbarca yıkımından sonra Tunus da nasibini aldı!
Turistlerin kurban olduğu baskında 24 kişi öldü. Arap Baharı ile 3.000 Tunuslunun Suriye ve Irak’a geldiği, Cezayir sınırındaki dağlık yörede konuşlandığı biliniyor.
En önemli geliri turizm olan Tunus halkı, IŞİD’e diş biliyor. Önceki gün düzenlenen anma töreninde insanlar “Birlikte terörü yeneceğiz” andı içtiler. Saldırıyı planlayan Lokman Ebu Sakhar o gün öldürüldü.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları