Bat-çıkma Melih!

23 Haziran 2015 Salı

Başbakan Ahmet Davutoğlu 22 Mayıs’ta Trabzon’da, 24 Mayıs’ta Ankara Mamak’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na şu göndermeyi yaptı:
“CHP’nin idaresindeki İzmir’e bakın. İki gün yağmur yağdı. Su şehri bastı da haberleri yok. Zannedersin ki Venedik İzmir’e gelmiş. Kayıklarla dolaşıyorlar.”
Mayıs ayında gazetelere yansıyan bazı haberleri özetleyelim:
12 Mayıs… Cumhuriyet: “Ankara göle döndü.” Milliyet: “10 dakikalık yağmur Ankara’ya yetti.” Sözcü: “Ankara’yı sel aldı.”
13 Mayıs… Sabah: “Başkentte sel alarmı. 269 yeri su bastı.” Sözcü: “Gökçek’in metrosunda şemsiyeyle gezdiler!” Hürriyet: “Metroyu su bastı. Mamak’ta (Davutoğlu’nun konuştuğu semt!) Neşet Ertaş Caddesi, kuvvetli dolu ve sağanak yağışın ardından sele teslim oldu.”
15 Mayıs… Hürriyet: “Altyapı baskını. Başkentte son zamanlarda etkili olan yağışlar nedeniyle yaşanan su baskınlarıyla ilgili açıklama yapan İMÖ Ankara Şubesi Su Çalışma Grubu, su baskınlarının en önemli sebebinin altyapı yetersizliği olduğunu savundu. Yerel yönetim sorumlu.”
17 Mayıs… Hürriyet: “Yağmurda yol çöktü.”
Şimdi de Hazirandaki haberlere göz atalım:
20 Haziran… Zaman: “Sel Ankara’yı vurdu. Belediye ekipleri detektörle rögar kapağı aradı.” Hürriyet: “Selin bilançosu 7,8 milyon TL. Selden zarar gören konut, işyeri ve araçların zarar miktarları Ankara İtfaiyesi ekipleri tarafından tek tek tespit edilerek rapor haline getirildi.”
21 Haziran… Haber Türk: “Etkili olan yağış, kentin batısında hayatı felç etti. Suyla dolan altgeçitte sürücüler zor anlar yaşadı.”

***

İnşaat Mühendisleri Ankara Şubesi Su Çalışma Grubu’nun sel ile ilgili açıklamasında “Ankara çanağına düşen yağışlar kentin farklı yörelerinde ve semtlerinde su baskınlarına yol açmış bulunmaktadır. Su baskınları, bazı durumlarda ciddi yaralanmalara, sağlık sorunlarına ve maddi hasarlara neden olmuştur” denildi. Nedenleri de şöyle sıralandı:
1. Ankara’nın genelde kentsel teknik altyapısı, özelde kentsel drenaj sistemi (yağmur suyu ve pis su kanalizasyon ağı) yetersizdir. Sadece yetersiz değil, çağımızın teknik ve mühendislik yaklaşımına uygun bir altyapısı bulunmuyor.
2. Halen kentsel drenaj birleşik sistem ağırlıklı olduğundan, taşkın sırasında evsel atıksu ve pis sular da yüzeye çıkmakta ve sel sularına karışmaktadır.
3. Son yıllarda yağışlardaki bazı düzensizlikler, belirsizlikler ve aşırılıkların genelde fosil yakıtların aşırı kullanımından, artan karbon salımından ve iklim değişikliğinden kaynaklanabileceği de ileri sürülmektedir.
4. Ankara çanağı içerisinde yeşil alan azalmıştır.
5. Yapılaşma gerek yatayda gerekse dikeyde çok büyük alanlar, mekânlar kaplamıştır.
6. Bu yeni yoğunluğu olağanüstü artan alanların ulaşım, su, kanalizasyon, elektrik, gaz vb. ihtiyaçlarına koşut altyapı planlaması ve yapımı gerçekleştirilememiştir.
7. Eski yeşil alanları; binalar, kuleler, iş merkezleri vb’nin çatıları örtmüştür.
8. Toplu taşımanın değil, otomobillerin kenti durumuna dönmüştür.
9. Bunun sonucu yeni yollar açılmış, her yol asfaltlanmış; açık toprak, akışa geçecek suyu emecek yeşil alan kalmama noktasına gelmiştir.
10. Kaldırımlar yollara, yollar asfalta dönmüştür.

***

Yollardaki yeraltı geçitleri için halk “bat-çık” tanımlaması yapıyor. Ne var ki artık “batçıkların” adını “bat-çıkma Melih olarak değiştirmek gerekiyor! Türkiye’de “kentsel dönüşüm” denilince, her nedense gâvurca “tover” adıyla “kule” dikmek akla geliyor. Ama “büyükşehrin” başı olan Melih Efendi’nin aklına temel altyapı yapmak gelmiyor.
Çünkü “yeraltına yatırımı seçmen görmez” diye düşünüyor. Bir yerde haklı! 20 yıldır aynı koltukta oturmasının temel nedeni seçmenin bilinçsizliği değil mi? Halkın bilinçsizliğini de Tanrı, yağmurla cezalandırıyor. Olan bilinçlilere oluyor!
Acaba Veziriazam Hazretleri Trabzon’da ve Mamak’ta söylediklerini Melih Efendi’nin Ankara’sı hakkında da söyleyecek mi ya da İzmir hakkında söyledikleri için özür dileyecek mi?

Bir Gezi Gözlemleri!
Pazar günü dostlarla Gordion - Pessinus - Alagöz’deki Atatürk’ün Sakarya Savaşı’nı yönettiği Karargâh Müzesi’ni gezdik. Müze her zamanki gibi pırıl pırıl… Önceleri müze hakkında güzel broşürler sağlanıyordu. Şimdi artık basılmıyor!
Sivrihisar’a bağlı Ballıhisar köyündeki Friglerin dinsel başkenti Pessinus’da Belçikalılar arkeolojik kazı yapıyorlardı. Ayrılınca Avustralyalı bir arkeolog devreye girdi. Kötü çalışmasının yanı sıra yanlış bir seçimdi. Güney kıtasındaki Melbourne Üniversitesi’nde ders olduğunda, Ankara’da kazı mevsimiydi. Ankara’da kış olup kazı yapılamadığında, orada tatil vardı. Böyle bir uyumsuzluk geçerliydi.
Avustralyalı arkeolog beceremeyeceğini anlayınca kazıyı bıraktı. Kazının, buluntuların güvenliği için, bir bekçinin aylığını o ödemekteydi. Ödeme yapılmadığı için bekçi işsiz kaldı. Daha da önemlisi, buluntuların sergilendiği kazı evi bahçesindeki yapıtlar da sahipsiz! Kapıda “girilmez” yazıyordu. Ama elimizi kolumuzu sallayarak girdik, gezdik!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları