‘Elçiye zeval (*) olmaz!’

25 Ekim 2021 Pazartesi

Yavuz Sultan Selim Han, Mısır üzerine yürürken, Memluk Sultanı Kansu Gavri’ye de elçiler gönderiyordu. Ancak giden elçi dönmüyordu! Çünkü hapsedilmişlerdi!

O günlerde Kansu Gavri’nin elçisi Moğolbey de sultanının isteklerini bildirmek için, silahıyla Yavuz’un huzuruna çıkmıştı… Moğolbey’in saçı sakalı kesilerek, yağlı bir elbise giydirilmiş, at yerine bir eşeğe ters bindirilerek ordugâhta gezdirilmişti!

Yavuz, yeniden huzuruna aldığı Moğolbey’e, “Seni öldürmüyorum! Çünkü elçiye zeval olmaz! Ancak efendine söyle, elçileri salsın!” demişti.

Bu söz, sonra “devlet töresi” oldu, yakın çağda “atasözüne” dönüştü… Bir kişinin bir sözünü, başka bir kişiye iletmekle görevli kimse, bu söz kırıcı bir söz, bir tehdit de olsa bu aracılığından dolayı sorumlu tutulmaz, anlamındadır! 

***

Toplum destekçisi, iş insanı Osman Kavala 1 Kasım 2017’den beri “Gezi Parkı” olaylarından dolayı dört yıldır “tutuklu”, “mahkûm” değil! O tarihte, AKP Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur, Vezir-i Azam Recep Tayyip Erdoğan (RTE), “Gezi olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi var! Neyi yutturuyorsunuz?” demişti...

***

Kavala, Gezi Parkı davasından beraat etti... Ancak ardından 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili açılan dava nedeniyle tutukluluğu sürdürülmekte! Kavala’nın başvurduğu “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)”, 10 Aralık 2019’da “tutukluluğun hak ihlali olduğuna ve derhal serbest bırakılmasına” karar vermişti...

***

Kavala’nın tutukluluğunun sürmesi üzerine “Avrupa Birliği Dış İlişkileri Dairesi” şu açıklamayı yapmıştı:

“Yargısal süreçler, eleştirel sesleri susturmanın bir yolu olarak kullanılamaz! 18 Şubat 2020’de İstanbul Başsavcılığı, mahkemenin Kavala’nın serbest bırakılma kararını vermesinden birkaç saat sonra yeni bir tutuklama kararı çıkardı. Kavala’nın yeniden tutuklanması ve inceleme sürecindeki farklı suçlamalarla alıkonulmasında inandırıcı gerekçelerin bulunmaması, Türkiye yargısının güvenirliğine zarar veriyor!”

***

“Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği” de Kavala’nın tutukluluğunun uzatılmasının “insan hakları ihlali” olduğunu açıklamış ve “İstanbul 13. Ceza Mahkemesi’nde alınan tutukluluğun uzatılması kararıyla, Türkiye’nin ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri (AİHM)’ kararlarına uyma sorumluluğunu da çiğnediğine bir kez daha dikkati” çekmişti!

***

Bunlardan sonra, ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri “hükümetlerinden Kavala ile ilgi aldıkları talimatları” bir bildiriyle şöyle açıkladılar:

“Bugün, Osman Kavala’nın tutukluluğunun başlamasının 4. yıldönümü. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir.

Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve ulusal yasalarıyla uyumlu biçimde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. (AİHM’nin) Bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz!”

***

10 büyükelçi, Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı, ardından şu açıklama yapıldı: 

“Büyükelçilere, bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu iletilmiştir! Büyükelçiler, Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır!” 

Yani, “Elçiye zeval olmaz!”

***

Afrika dönüşü uçakta RTE, Kasımpaşa ağzı ile konuştu:

“Bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz! Türkiye’ye ders vermek haddinize mi sizin? Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi böyle bir şeyi, şu ana kadar yaptı? 

Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu zaman sana verecekleri cevap şudur: ‘Yargı bağımsızdır.’ Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor!”

***

RTE’nin, “Türkiye’nin 10 büyükelçiyi ağırlayacak lüksü olmadığı” çıkışına, bir dönem TC’nin Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi olan, emekli Büyükelçi Selim Kuneralp, “Erdoğan, kendince büyükelçileri ‘persona non grata (istenmeyen adam)’ ilan ediyor!” diyor ve şöyle devam ediyor:

“10 büyükelçinin gönderilmesini savaş dönemleri dışında, bırakın Türkiye tarihinde, dünya tarihinde göremezsiniz. Ancak Erdoğan’ın ciddi olacağını düşünmüyorum. Sadece kendi kamuoyuna mesaj vermeye çalışıyor. Hem Türkiye büyükelçileri gönderirse, Batı’daki Türk büyükelçiler de Ankara’ya gönderilir. Erdoğan bunu göze alamaz!” 

***

“Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM)” Başkanı Sinan Ülgen’in değerlendirmesi şöyle: 

“Büyükelçiler, Türkiye’den yollanabilir mi? İşin o noktaya varacağını sanmıyorum! Çünkü bunun dünyada örneği yok. Eğer yine de yaparsa, o zaman Türkiye’nin dış dünyayla hem siyasal hem de diplomatik ilişkileri büyük zarar görür. Bu çok aşırı bir senaryo... Düşünülecek gibi değil!”

***

“İnsan Hakları İzleme Örgütü” Genel Müdürü Kenneth Roth, Kavala’nın Gezi davasından beraat ettikten sonra yeniden tutuklanmasını “Türkiye’nin ceza yargılamaları sisteminin, siyasi olarak manipüle (yönlendirme-etkleme) edildiğini, savcılık soruşturmalarının ve tutuklama kararlarının Cumhurbaşkanı’nın keyfine göre verildiğini gösteriyor!” sözleriyle yorumladı...

***

ABD yönetiminin, 11 Şubat 2021’deki açıklamasında, “Kavala aleyhindeki aldatıcı suçlamalar, aleyhindeki davaların birleştirilmesi de dahil olmak üzere yargılamasının sonuçlanmasında devam eden gecikmeler, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiye olan saygıyı baltalamaktadır” denilmiş ve “Derhal serbest bırakılması” talep edilmişti...

Erdoğan’ın “Kavala açıklamasına” Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Ulrike Demmer, 22 Ekim’de şu açıklamayı yaptı:  

“Erdoğan’ın büyükelçileri Türkiye’de ağırlamak istemediği ve bunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na ilettiği yönündeki haberleri ‘not’ ettik. Alman Hükümeti, büyükelçilerin Kavala’nın ‘derhal serbest bırakılması’ için yaptıkları çağrının arkasındadır!”

***

Sen misin, bunu söyleyen? Ertesi gün RTE, Eskişehir’de “Dışişleri Bakanlığı’na bu büyükelçilerin ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesi, talimatını verdim!” demez mi?

***

Eğer Dışişleri Bakanlığı, RTE’nin talimatına uyarsa, bu 10 büyükelçi, öngörülen süre içinde Türkiye’yi terk edecek!

Sonra bu 10 ülkedeki, Türk büyükelçilerine “Sizler de bavullarınızı hazırlayın… Sizlere ‘Güle güle!’ denilecek…”

Bu durumda bu 10 ülkeler ile ilişkiler sarsılmayacak, deprem geçirecek!

Bakalım büyük diplomat RTE, tükürdüğünü yalayacak mı?


(*) Yok edilme!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları