Öztin Akgüç

Anma değil gerçekleştirme

12 Haziran 2024 Çarşamba

Atatürk’ün heykel ve büstlerine saldırıyı, boya atılmasını, resimlerinin indirilmesini, okul kitaplarından isminin silinmesini, cuma ve bayram namazları konuşmalarında hutbede adının anılmamasını yadırgamıyor ve önemsemiyorum. Elim, acıklı olan Atatürk’ü anma, saygı, koruma perdesi ardında Atatürkçülüğün tasfiyesi, tasfiyenin sürmesi Atatürkçülükten günümüze az sayıda kalanı da korumak önemli.

Kalanı savunmak için Atatürkçülük idealine açıklık getirmek gerekir. Atatürkçülüğün ilke ve kuralları, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, devrimcilik başlıkları altında toplanmış, altı ok olarak simgelenmiştir. İlkelerin gereği, tam bağımsızlık, emperyalizme karşı oluş, (antiemperyalizm), ulusun egemenliğine dayanan ulusal üniter devlettir. İlkeler, birbirlerinin tamamlayıcısıdır, birlikte yorumlanmalı, uygulanmalıdır.

Devrim, yaşamının her alanında toplum yararına köklü, yenilikçi, sürekli değişimdir. Çağı izlemenin gereğidir. Süreklilik, “Durmayalım düşeriz” sloganı, özdeyişiyle ifade edilmiştir. Savaş yıllarındaki duraklamanın ardından 1950 DP iktidarı ile Atatürk dönemine ilişkin söylem ve uygulamalarla devrimler örselenmeye başlanmış, iktidarın tutumundan cesaret alan meczupların Atatürk’ün büst ve heykellerine saldırılarının artması üzerine 5816 sayılı “Atatürk aleyhine işlenen suçlar” yasasını çıkarmak gereği duyan DP, Atatürk ve devrimler konusunda ikili oynamış, bu bağlamda 1980 sonrası daha da netleşen gerileyişin sürecini başlatmıştır.

1980 askeri darbeden sonrası Atatürkçü görünüm, söylemi ardında karşıdevrim olarak da nitelendirilen Atatürkçülüğün tasfiye dönemine girilmiş, durağanlık gerilemeye, değer kaybına dönüşmüştür.

Laiklik, bireysel hak ve özgürlüklerin, Aydınlanmanın üniter devlet oluşturmanın, çağdaşlaşmanın, kalkınmanın temel ilkesidir. Dini politik, ekonomik hatta kişisel çıkar itibar sağlayıcı araç olarak gören geniş bir kesim, sivil anayasa gibi önerilerle maarif müfredatı, ÇEDES uygulamalarıyla da geri kalanı da silmeye ülkenin geleceğini de karartmaya girişmiştir.

Milliyetçilik, ulusal devleti, tam bağımsızlığı, emperyalizm karşıtlığını, ülkeye özverili hizmet etmeyi amaçlar. Kukla milliyetçilikle siyasal İslam ümmetçilik desteklenmekte, dış güçlerle birlikte Türkiye’yi bir Ortadoğu İslam ülkesine dönüştürme amacı güdülmektedir. Milliyetçilik, dış politikada tarafsızlığı, bağımsızlığı gerektirir. “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesinin temelini oluşturur. Türkiye’nin ABD ile ikili ilişkileri, NATO çerçevesinde uygulamaları, AB’ye girişi bir amaç olarak benimsemesinin, emperyal güçlerle birlikteliğinin “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesiyle, bağımsızlık, milliyetçilikle ne ölçüde bağdaşacağını irdelemek gerekir. Türkiye, tarafsız merkez olmaya yönelmelidir.

Devletçilik ilkesi ideolojik yaklaşım değildir. Devletçilikle, kamusal mal ve hizmetlerin yeterince üretilmesi, piyasalarda tekelleşme gibi eksiklerin engellenmesi, bilgi kirliliğinin giderilmesi, üretici de tüketicilerin korunması, kaynakların plan disiplini içinde yetkin kullanımını, kalkınmayı amaçlar. Özelleştirme, özel teşvik, neoliberal politikalarla devletçilik ilkesi de arındırılmış, ekonomi her açıdan dengesizlik, sık kriz sürecine sokulmuştur.

Halkçılık, vatandaşlar arasında fırsat ve yasalar karşısında eşitliği, imtiyazlı sınıfın oluşmamasını, gelir dağılımının düzeltilmesini, yoksulluğun giderilmesini sosyal refahın artırılmasını amaçlar. Günümüzün şatafat, servet imtiyazı halkçılıkla bağdaşmaz.

Cumhuriyetçilik halkın egemenliğine dayanır. Günümüzün monarşik, tek kişinin ve yakın çevresinin çıkarlarını koruyan düzeni, cumhuriyetçilikle de bağdaşmaz.

Önemli olan Atatürk’ü anma değil, ilkelerini yeniden yaşama geçirmektir. Bu bağlamda yerel yönetimlerin, STK’lerin geliştireceği alternatif politikalar, uygulamalar olmalıdır.

Atatürkçülük, azim, özveri, özgüven, tutarlılık, alçakgönüllülük gibi artamları, nitelikleri gerektirir. Söylem değil eylem belirleyicidir. “Lafla menzile yol alınmaz” öğüdü geçerlidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları