Öztin Akgüç

İç Tasarruf Açığı

25 Eylül 2011 Pazar
\n

\n

\n

\n

Türkiye ekonomisinin vurgulanmayan önemli sorunlarından biri de iç tasarrufların yetersiz olması nedeniyle, tasarruf-yatırım dengesizliği ve açığın dış kaynaklarla fonlanmasıdır. Cari işlemler açığı iç tasarrufların yetersiz olmasının bir yansımasıdır.\n

\n

2006-2011 dönemi için Ekonominin Genel Dengesinden bir kesit alarak iç tasarruf yetersizliği, iç tasarruf-yatırım dengesizliğini kamu ve özel sektör ayrımı yapılarak rakamsal olarak tablo halinde aşağıda özetlenmiştir.\n

\n

\n

\n

Tablo I, yatırım-tasarruf farkını, iç tasarruf açığını, açığın gayri safi milli harcanabilir gelire oranını cari fiyatlarla göstermekle beraber, yıllık fiyat artış hızlarının farklı olması nedeniyle, yıllar itibarıyla anlamlı karşılaştırmalara, oranlar dışında olanak vermemektedir. Bu nedenle reel değişmeleri ortaya koyabilmek, yıllar itibarıyla daha anlamlı karşılaştırmalar yapabilmek için aynı tablo sabit fiyatlarla da (1998 fiyatlarıyla) düzenlenmiştir.\n

\n

Tabloların ortaya koyduğu Türkiyenin iç tasarruf oranı, yurtiçi tasarruflar/gayrisafi yurtiçi milli hasıla oranı genelde düşük olup, özellikle 2002 yılından itibaren de yıllar itibarıyla dalgalanmakla beraber düşme eğilimi göstermektedir. 2002 yılında yüzde 20.0 dolayında olan İç Tasarruf Oranı/GSYH oranı 2010 yılında cari fiyatlarla yüzde 12.6ya değin düştükten sonra 2011 programına göre yüzde 13.4 oranında oluşması beklenmektedir. Türkiyede giderek artan cari işlemler açığının boyutu da bir yerde iç tasarruf yetersizliğinin göstergesi olmaktadır.\n

\n

***\n

\n

İç tasarruflar yetersiz olduğu, göreceli olarak düşme eğilimi gösterdiği gibi, reel olarak, tutar olarak da belirgin bir artış göstermemektedir. Türkiyenin ekonomik büyüme rekorları kırdığından söz edildiği 2011 yılında dahi iç tasarruflar salt tutar olarak 2008 düzeyinin altındadır. Krizin teğet geçtiğinin savunulduğu 2009 yılında, iç tasarruflar salt tutar olarak yüzde 22.1 oranında azalmıştır. İzleyen yıllardaki artışa karşın, 2008 düzeyine henüz ulaşılamamıştır.\n

\n

Türkiye sabit sermaye yatırımlarının yetersizliğine karşın; iç tasarruflarla yatırımlar fonlanamamakta, iç tasarruf-yatırım farkı, dengesizliği sürmektedir. İç tasarruf-yatırım açığının, gayri safi harcanabilir milli gelire oranı 2010 ve 2011 yıllarında dahi yüzde 5.2 düzeyindedir.\n

\n

Günümüzde dış açık sorununun çözümü konusunda daha ciddi, etkili önlemler ileri sürülmeye başlanmıştır. Türkiyede sanayinin üretim yapısının değişmesinin yanı sıra sabit sermaye yatırımlarının artması ve iç tasarruf-yatırım farkının daralması hatta dengelenmesi gerekir. Bir ülkede tasarruflar (1) hane halkında, (2) sosyal güvenlik kurumları dahil tasarrufçu kuruluşlarda, (3) kamuda, (4) özel işletmelerde oluşur. Ülkemizde hane halkının tasarruf oranı düşüktür. Genel bir oran verilirse hane halkı harcanabilir gelirinin yüzde 85.0ını tüketmektedir. Bu yüksek bir orandır. Bankalarda yeterli mevduat artışının olmaması da mevduat/GSMH oranının düşüklüğü de bir yerde hane halkı tasarruf yetersizliğini yaratmaktadır.\n

\n

***\n

\n

Türkiyede, sosyal güvenlik kurumları tasarrufçu değil tersine açık veren kuruluşlardır. Özel emeklilik fonları, hayat sigorta şirketleri yeterince gelişmemiştir. Kısa sürede hane halkının tüketim eğilimini, tüketim kalıplarını değiştirme olanağı sınırlıdır. Tasarrufçu kurumları geliştirmek, en azından bir orta vade gerektirir. Bu koşullarda kısa vadede tasarruf oranının yükseltilmesi kamu gelirlerinin arttırılarak kamuda en azından tasarruf-yatırım dengesinin sağlanması, özel işletmelerde de, içsel kaynak yaratma oranının yükseltilmesi, işletme kaynaklarının tüketime dönük kullanılmasının kısılması ile olanaklıdır. İç tasarrufları arttıralım demek doğrudur, ancak bunun yollarını da önermek gerekir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

CHP’nin ilkeleri 10 Temmuz 2024

Günün Köşe Yazıları