Yüzde 40 daha şahlandık...

09 Haziran 2024 Pazar

Bir önceki ''Otomobil satışları nasıl artıyor?'' başlıklı yazımın son bölümünü paylaşarak yazıya başlıyorum.

''Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan verilere göre reel efektif döviz kuru endeksi, Mayıs 2024'te TÜFE bazında 1,65 puan artarak 61,46'ya çıkarken, Eylül 2021'den bu yana Türk Lirası reel anlamda en değerli seviyesine yükseldi.

Türkiye ekonomisi gün geçtikçe gerçeklikten uzaklaşmaya devam ediyor. 

Döviz ucuzluyor, yani döviz ile alınanlar gittikçe değerinin daha da altında satılıyor.

İşte otomobil satışlarının hâlâ aylık 100 bini görebilmesinin en büyük nedeni de bu.

Tabii bu durum yalnızca otomobilde değil diğer ithal edilen ürünlerde de benzer şekilde işliyor. Dengede olmayan piyasada ülkenin para birimi fazla değerli ise dış ticaret açığı artar; ardından dışarıdan alınan mal ve hizmetler için ödenen yabancı para biriminin ülke içinde azalmasıyla bu yabancı para biriminin ülkenin para birimi karşısındaki değeri artar.

Dış ticaret açığı ise 2023 yılında toplam 106 milyar dolar olarak açıklandı. 2024'ün ilk 5 ayında ise bu rakam 36.761 milyar dolar.

Bir sonraki yazımda Türk Lirası daha ne kadar güçlü kalır, bu süreçte ve sonrasında otomotiv piyasasına yansıması ne olur sorularına cevap arayacağım.''

''Otomobil satışları nasıl artıyor?'' başlıklı yazımı yazdıktan sadece saatler sonra 7 Temmuz 2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan Çin'de üretilen otomobillere ilave gümrük vergisi alınacağı açıklandı.

Ülke meselelerinde yapılan tartışmada hani kimi zaman kullanılır ya ''Hepimiz aynı gemideyiz'' diye... Gelin geminin durumundan başlayalım.

Yelkenleri paçavra olmuş, güvertesine sular dolan, mürettebatı açlıkla pençeleşen bir gemi bu gemi. Peki bu gemiyi yürütmek için neler yapılıyor? İhtiyaçları nasıl sağlanıyor?

***

Mesela bu geminin yelkenleri yap işlet devret projeleri ile tamir ediliyor. Geminin seferi artıyor. Bu sayede ayda 10 lira fazla kazanıyor ama 25 yıl boyunca her ay 50 lira veriyor. 

Bu projelere giden paraların ardından kalan da başta kaptan ve 3-5 kişi arasında bölüşülüyor. Mürettebatın yemeği her gün kısılıyor. 

***

Mesela su alan güvertedeki delikler ahşap kesilip kapatılmıyor. Onun yerine deliklere bant çekilip bir güzel de boyanıyor. Sonra da mürettebat geminin çok sağlam olduğuna inandırılmaya çalışılıyor. Mürettebat her geçen gün geminin içinde daha çok suyla boğuşuyor, delikler büyüyor, içeriye dolan su arttıkça artıyor, gemi dibe batıyor.

Dışarıdan bakanlar içinse T, Ü, İ, K adında 4 kişi pembe gözlük dağıtıyor. ''En net bu gözlükle anlarsın ne kadar sağlam'' deniyor.

***

Yatacak yer bulamayan açlıkla pençeleşen mürettabat bir de dışarıdan gelen yabancı mürettebata yer açmaya çalışıyor. Yeni gelenlerle ne yatacak yer kalıyor, ne de yiyecek ekmek. Hatta bazılarının işi de elinden gidiyor.

Ama dışarıdan mürettebat alan kaptan mutlu. Çünkü borçlularını mutlu ediyor. Tefeciler kendi gemisine almak istemediklerini aldığı için 3-5 kuruş yardım yapıyor, o para da yine dışarıdan gelenle kaptan ve tanıdık sevdikleri arasında bölüşülüyor.

Gemi battıkça önü kalkıyor, Kaptan bağırıyor ''Şahlanıyoruz''...

***

Su dolan gemi artık yavaşlıyor yürümüyor. Kaptan başyardımcısını çağırıyor, çözüm istiyor. Çözüm basit değerli malları atmak. Mallar atılıyor köpekbalıkları geliyor. Gemi yükseliyor. Gemi yükseliyor yükselmesine ama bu kez de ticari açıdan batıyor.

Döviz borç alanlar Türkiye'de TL'ye çevirip faize yatırıyor. Ellerindeki TL'ye faiz de eklenip arttığında ise tekrar dövize çevirecekler. Bu kez getirdiklerinden fazla dövizi alıp gidecekler. İşte bu sürede döviz bollaşıyor TL güçlü gözüküyor.

***

TL güçlü olunca bu sefer başka sorun çıkıyor. İthalat artıyor, delikler yine büyüyor.

E tabii Kaptan gemi hızla batsın istemiyor. Hem 7 sülalesini hem kendi hem de onların eşini dostunu hatta onların bile 7 sülalesini besliyor bu gemi. İmdadına yine başyardımcısı yetişiyor: ''İthal ürünlere daha da daha da çok vergi!''

İçten yanmalı motorlu binek araçlara alınan en düşük ÖTV yüzde 80, KDV ise yüzde 20...

Çin'den gelenlere bir de yüzde 10 ÖTV uygulanıyordu. Artık ona yüzde 40 daha geliyor 7 Temmuz'da ve yüzde 54 oluyor. Tıpkı elektrikli olanlara uygulanan gibi.

Tamamı ne mi yaptı? Bir şey değil...

Yüzde 232.64 vergi.

Yani 2010 model 250 bin kilometredeki ikinci el araba ile 2024 model 1 milyon 663 bin liraya satılan araba aynı fiyat. Tek farkı ikisi de 500 bin lira ama birini alırken 1 milyon 163 bin lira vergi vermek gerek.

En başta sorduğum sorunun cevabına gelirsek, Türk Lirası güçlü kalmaya devam eder, delikler de bantla kapanmaya. Korkulacak bir şey yok, zaten karaya oturmaya çok da bir şey kalmadı. Halka düşense gemi karaya oturmadan önlem almak. Çünkü bu gemiyi karadan kaldıran da tamir eden de yine mürettebat olacak.

Unutmadan gemiye yeni bir yaldızlı boya daha geliyor. Bu boyanın adıysa dezenflasyon. TÜİK'e göre 2023 Temmuz enflasyonu 9.49, ağustos enflasyonu 9.09'du. E aylık enflasyon bu rakamlardan az gelirse ki şüphe yok gelecek, o zaman yine duyacağız: ''Şahlanıyoruz''...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları