Komşularla sıfır sorundan neredeyse savaşın eşiğine geldik.\n

Dış politikada Yeni Osmanlı anlayışı, cılk yaralar açıyor.\n

Ortadoğu’da belki de dünya ölçeğinde büyük bir felakete yol açacak savaş çığırtkanlığıyla “itidal” çağrılarının arasında sıkışıp kalmış bir iktidar var.\n

Uçağımızı düşüren Suriye’ye ne yapılacak? Savaş mı açılacak?\n

Rusya, Çin ve İran Suriye’nin arkasında olduğu sürece bu, çok güç görünüyor.\n

“Bağımsızlık temel karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra Batı’ya göbeğinden bağlanan bir ülke, enerjisinin büyük bölümünü bu üç ülkeden sağlıyorsa ne yapabilir?\n

Doğalgaz vanaları kapatılırsa ülkenin hali nice olur?\n

***\n

Uçağımıza saldırı, kabullenilecek gibi değil. \n

Ne yazık ki iki pilotumuz belki de şehit. \n

Toplum mühendisliği yine devrede. Halklar arasında kin ve düşmanlık duyguları bileniyor.\n

Oysa savaş büyük bir yıkım ve felakettir.\n

Medyanın “malum unsurları”, Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesinin ardından Suriye’ye yapılacaklarla ilgili somut bir öneri getirmediği için ana muhalefet liderini suçluyor. Ama asıl sorumlu iktidara, “Senin önerin, çözümün ne” diye soramıyor. \n

***\n

Bu arada Irak savaşı öncesinde olduğu gibi, “Bir koyup üç alalım” hesaplarıyla, “Suriye’ye girelim” goygoyları...\n

Ne oldu da şunun şurasında bir yıl öncesine kadar eşlerle birlikte kanka kucaklaşmasından, düşmanlığa varan bir sürece geçildi?\n

Bir bakıyorsunuz rüzgâr aniden yön değiştiriyor.\n

Küresel güçlerin, ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki planlarının taşeronluğunu kabullenince ortaya bu manzara çıkıyor.\n

***\n

Suriye’deki zulme seyirci kalınamazmış!\n

Irak’ta çoluk çocuk on binlerce insan katledilirken o zulme niçin seyirci kalındı?\n

Suriye’de kimin eli kimin cebinde belli değil, küresel güçler devrede.\n

İki ülke arasında yaşananları anlamak için New York Times’ın 21 Haziran tarihli sayısında yer alan şu habere bakar mısınız:\n

“CIA ajanları, Türkiye’nin güneyinde muhaliflere yardım ediyor... Otomatik silah, tanksavar ve roketatar gibi silahların sevkıyatının CIA aracılığıyla Suriye’nin Türkiye sınırında yapıldığı belirtildi...”\n

Hükümet, Suriye için NATO’nun devreye girmesini istiyor.\n

Peki, ABD’nin yönetimindeki Irak’tan terör örgütü PKK defalarca sınır ihlali yapıp, askerlerimizi, güvenlik güçlerimizi şehit etmedi mi?\n

İktidar, Türkiye’nin sınırının dibindeki terör kampları için havadan bombalama dışında ne yapıyor?\n

Yüzlerce şehidimiz var.\n

Bu açık savaş durumu için NATO göreve çağrıldı mı?\n

Çağrılsa ne olacak? NATO üyesi küresel güçler, bir yandan PKK’yi terör örgütü sayıyor, diğer yandan büyük bir ikiyüzlülükle, denetimleri altındaki bölgede örgütün faaliyetlerine izin veriyor.\n

Bu nasıl iş?\n

***\n

Kamuoyu, Kandil ve benzeri terör odaklarına kapsamlı bir sınır harekâtı yapılmasının ABD’nin onayına bağlı olduğunu biliyor.\n

Nitekim Genelkurmay Başkanı’nın “ABD’nin izni” konusunda ne söyleyip ne söylemediğinin tartışıldığı bir ortamda, Başbakan Erdoğan’ın, “Çok da izne gerek yok” değerlendirmesi, manidar değil mi?\n

Buradaki “çok da” sözü, konunun can alıcı noktasıdır...\n

***\n

Bu iktidar Esad’a söylediğinin binde birini ABD güdümündeki Barzani ve Talabani’ye yöneltti mi?\n

Suriye konusunda ulusal onurdan söz edenler, yabancı ülkede konuşlanan terör örgütünün katlettiği insanlarımızı unutuyor mu?\n

Türk askerinin başına çuval geçirenlerin özür yerine üzüntü bildirmekle yetindiklerini, Mavi Marmara’da dokuz kişinin ölümüyle ilgili İsrail’den iki yıldır bir özür bile gelmediğini anımsıyor mu?\n

1997’deki Irak’ın kuzeyine yapılan sınır operasyonunun önceden belirlenen hedeflere ulaşmadan sona erdiğinin, ABD Dışişleri Bakanı’ndan duyurulduğu akıllarına geliyor mu?\n

Türk ordusunda yüzlerce komutanın terörist diye tutuklandığı, yargılandığı gerçeği ortada durmuyor mu?\n

Kendi derdini bir yana koyup, Türkiye’yi küresel güçlerin çıkarları için devreye sokmanın, tarih önünde vebali büyük olacaktır...