Çukur’dan ‘Baba’ çıkar mı?
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Çukur’dan ‘Baba’ çıkar mı?

08.11.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Herkes için bir “en iyi film” vardır ya, benimki de “Baba 2”dir (“The Godfather-Part 2”).

“Mafya” üzerine, duayen sinema yazarımız Atillâ Dorsay’ın ifadesiyle bir “şiddet senfonisi” olarak şekillenmiş Mario Puzo/Francis Ford Coppola şaheseri “Baba” üçlemesinin ikinci bölümünün beni benden alan olağanüstü bir hikâyesi ve finali vardır.

“Baba 2” (1974), bize “iktidarın muktediri de ezdiği” görüşünü ete-kemiğe bürüme yolunda eşsiz bir örnek sunar.

Bir mafya ailesinin, “yasal” ve sakin bir hayat sürmeyi arzulayan, o yüzden ailesinden uzaklaşmış en küçük oğlu Michael Corleone (Al Pacino), “Baba”sından (Marlon Brando) sonraki lider namzedi büyük abisi Sunny’nin (James Caan) öldürülmesiyle istemeye istemeye başa geçer.

Fakat ortanca kardeş Fredo (John Casale), silik, ezik, yeteneksiz ve yüreksiz olduğu halde küçük kardeşinin başa geçmesinden dolayı (aslında kötü bir insan olmamakla birlikte) kıskanç ve kızgındır. Bu yüzden ihanet edip rakip mafya örgütlerine çalışarak kendi ailesini büyük tehlikeye atar.

İhaneti anlaşıldığında “Baba” Michael Corleone, abisi Fredo’yu yanından uzaklaştırarak cezalandırsa da sonra “aile fertleri”ni (anne, abla) kıramayarak affeder, yanına alır. Yaptığından bin pişman Fredo artık tamamen zararsızdır.

Ancak bir başka sorun vardır! “Baba”nın hizmetinde, ona “köpek” gibi” sadık, öl dese ölecek adamlarının yüzünde ve gözlerindeki tatminsizlik, sık sık beyaz perdeye yansır. Onların ihanet karşısında hâlâ bir “beklenti”leri vardır ve “Baba” bu beklentiyi karşılamak, bunun için de benliğindeki şefkati, kalbindeki sevgiyi (kardeş sevgisini) “öldürmek” zorundadır.

Filmi izlerken anlarız ki “iktidar”, ona sahip görünen “Baba”dan ziyade aslında ona tâbi görünenlerin gözlerindedir!..

Bu "gözler", söz konusu kardeşi de olsa içinde yer aldıkları dünyanın kanununu yerine getirmesini ondan kararlılıkla beklemektedir.

Ve “Baba”, bu “iktidar bakışları”na teslim olur.

Filmin son karesinde kendi emriyle abisini öldüren kurşunun sesini karanlık bir odada yapayalnız duyduğunda acıyla önüne düşen başı, bize iktidarın muktediri de ezdiğini resmeder.

***

Tüm bunları şu ara tekrar hatırlamama vesile, Show TV’de ekrana gelmeye başlayan yeni dizi Çukur.

Çukur, bariz, dosdoğru, neredeyse uyarlama denilebilecek kertede bir “Baba” esinlenmesi… Bu çok da yazıldı, konuşuldu, dillere dolandı.

Dizide, kült filmin ana karakterlerinin (Brando, Pacino, Caan, Casale) bire bir karşılıkları var: Yaşlı “Baba”, İdris Koçovalı (Ercan Kesal); genç “Baba”, Yamaç Koçovalı (Aras Bulut İynemli); kontrolsüz büyük abi, Kahraman Koçovalı (Mustafa Üstündağ); ve ezik, güçsüz ortanca kardeş, Selim Koçovalı (Öner Erkan).

Sinema filmindeki en unutulmaz sekansların karşılıkları da ilk üç bölümde adeta “konsantre” (sıkıştırılmış) mahiyette karşımızdaydı.

Bunlara bakıp kült filmi hatırlatarak “taklitlerinden sakının” diyenler olmuş mudur bilemiyorum.

Ama ben, sinema filmini her fırsatta nasıl yeniden izlemeden duramıyorsam, dizinin çekimine de kendimi kaptırmadan edemedim! Bunda elbette çalışmayı kotaranların, yapımcı Kerem Çatay ve Pelin Diştaş başta olmak üzere yönetmen Sinan Öztürk ve senarist Gökhan Horzum’la birlikte hem yetkin, hem de yetenekli oyuncu kadrosunun payı büyük.

Yabancı dizi uyarlamalarının da, yerli roman uyarlamalarının da bol bol yapıldığı dizi sektörümüzde neden bir kült sinema filminden esinlenme/uyarlama olmasın? Olabilir. Ayrıca zaman içinde dizinin kendine “özgü” bir akışla giderek yerlileşeceği de hissediliyor.

“Baba” filmi hatırına bile “Çukur” izlenir mi izlenir ama daha not vermiyorum! Bakalım yukarıda ayrıntılı olarak tasvir ettiğim, “iktidarın en çok muktediri ezdiği” sahne nasıl sunulacak ya da sunulacak mı?..

Final notum o zaman gelecek!..

***

Dizi şu ara bir de hikâyenin “kötü” karakteri “Vartolu Sadettin” üzerinden gündeme geldi. Uyuşturucu ticareti yaparak “iyi” mafya karşısında “kötü”yü temsil eden karakter, Varto ahalisini rahatsız etti, RTÜK’e şikâyet söz konusu oldu.

Ne demeli?! “Kürt fobisi”nin siyasi hesaplarla kirli mi kirli bir savaş atmosferinde kanırtıldığı şu iklimde biraz “kör parmağım gözüne” bir karakter olmuş, evet.

Ama yine hissediyoruz ki “Vartolu” karakteri de dönüşüme uğratılacak; onu böylesine korkunç kılan hayatın izi sürülerek “kötü” kazınıp altındaki “insan” ortaya çıkarılacak; bunun işaretleri var.

O yüzden biraz sabır!..

Tabii bir de Sadettin’i canlandıran ve dizinin hiç tartışmasız en inandırıcı, harika oyuncusu Erkan Kolçak Köstendil’i tanıyor, kalbini de gayet iyi biliyoruz.

Yani “Sadettin”i bilmem, göreceğiz… Ama Varto da, Vartolu da, Erkan da candır!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018