Türkiye ellerimizin arasından kayıp gidiyor...

Sokaklara, mahallelere, kentlerimize bakın... “Göç değil işgal” diye yazıp anlattık...

*

Turist adı altında başta Karadeniz olmak üzere memlekete akan insanların -istisnalar olsa da- ciddi uyum ve saygı sorunu var. Kültür çatışmalarına uçaklarda, otellerde rastlamak mümkün.

Aklı başında ülkeler turist profilini yükseltmek için yarışırken Türkiye vasata razı olmamalı...

*

Türk Lirası kar gibi eriyor! Vatandaşın alım gücü çöl kabilelerinin alım gücüne düştü...

Para ile vatandaşlık satan ve bundan zerre utanç duymayan bir iktidar var.

Arsalarımız, evlerimiz, şirketlerimiz, emeğimiz, tüm değerlerimiz ucuzladı... 

Yabancılar ve hırsızlık paralarının izini Londra’da kaybettiren “bıyıklı yabancılar” için ülkemiz sudan ucuz! 

*

Hatırlayın!

Afganistan’daki ortaçağ yönetimi Taliban, terör örgütü IŞİD’e baskın düzenledi. Yakalanan IŞİD yöneticisi, “İran üzerinden Türkiye’ye militan göndermek ve onlara kalacak yer ayarlamaktan sorumluydum” dedi!

Yani... Memleketin dört bir yanında IŞİD hücreleri var... 

Bu nasıl oldu? Kim izin verdi?

İran sınırından elini kolunu sallayarak ülkemize akıyordu insanlar... Aralarında kadın, yaşlı, çocuk yoktu! 

Gazeteci sorumluluğu ile ilk günden itibaren yazdık, anlattık, sorguladık:

- Genç erkeklerden oluşan bu adamlar neden Türkiye’ye doluyor? 

- Nasıl olup da bu kadar kolay memleketimize sızıyorlar?

- İçeri girdikten sonra nerede kalıyorlar, ne yiyip ne içiyorlar? Amaçları ne? 

Taliban, IŞİD sorumlusunu yakalamasaydı, bu soruların yanıtını da öğrenemeyecektik!

*

Geçen yıl doların 6 TL olduğuna kimse inanamıyor... 6 TL’den 18’e, sonra 12’ye ve yeniden zirveye!...

128 milyar doları bu dalgalar arasında kimlerin hiç ettiği sır -değil-. 

Kur korumalı mevduat ile yoksuldan alıp zengine veriyor iktidar. 

Zenginin parasının değerini yoksulun vergisi ile koruyan ucube zihniyet..

*

Akaryakıt fiyatları bir yılda üçe katladı. En temel gıda ürünleri lüks oldu. 

AKP, Türkiye’yi, bir avuç Saraylı azınlığın dışında yoksulluk ve açlıkta eşitledi!

*

Ve hapishanelerde tutulan masum insanlar...

Sayısını bilmiyoruz... Ama emin olduklarım var! 28 Şubat davasından, Gezi davasından mahkûm edilenler...

Daha önce kumpas davalarında yılları çürütülen masum insanlar...

İktidardaki güç zehirlenmesinin örgütlü kötülüğe dönüşmesi...

*

Dünya şairi, edebiyatımızın dev ismi Ataol Behramoğlu ile program yaptık. 

Düello şiirini okudu... “İyilik ve kötülük bir düelloda karşılaşsalar kim kazanır dersiniz” diye soruyordu dizelerinde...

Türkiye işte o seçime gidiyor...

İyilik ve kötülüğün -kötü yönetim, yozlaşma, kibir, adam kayırma, yolsuzluklar, adaletsizlik ve baskı rejimi- hesaplaşması...

Armudun sapı, üzümün çöpü denilecek zaman değil...

Türkiye ellerimizden kayıp gidiyor...

İlk seçimde,

“Örgütlü iyilik amansız kötülüğü yenecek…”