Kılıçdaroğlu: Anadilinde eğitim \nolmaz, ‘seçmeli Kürtçe’ tartışılabilir

\n\n\n

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün açıkladığı seçim beyannamesinde ve ardından partisinin ‘Çocuk Politikaları Raporu’nu anlatmak üzere dün bir araya geldiği basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda Kürt sorunu konusunda CHP’nin yeni tutumunu belirginleştirdi. Seçim beyannamesini açıklarken “Kürt kökenli vatandaşların kimliklerini yaşamalarının önündeki tüm engellerin kaldırılacağını” vurgulamakla yetindi. Bu noktada merak edilen Kürtçe eğitim-öğrenim konusuna CHP’nin yaklaşımının ne olacağıydı?

CHP lideri bu konuya girmese de aynı gün açıklanan beyannamede “Talep eden yurttaşlarımıza anadili öğrenimi olanağı sunacağız” taahhüdü yer aldı. Ancak bu vaadin pratikte nasıl uygulamaya geçirileceği sorusu yine yanıtsız kalmıştı. Bu belirsizlik CHP liderinin dünkü açıklamalarıyla bir nebze daha giderildi.

Kılıçdaroğlu, “Anadilini öğrenme konusunda sorun yok. Çocuklar annenin dilini öğreniyor. Okuma-yazma bölümü var. Orada da bir sınırlamamız söz konusu değil. Öğrenebilirler ve öğrenilebilmeli. Ama anadilinde eğitimi uygun görmüyoruz. Toplumu ayrıştırabilir. Resmi dilimiz Türkçedir. Hepimiz bunu öğreneceğiz. Çocuklar da daha ilköğretime başlarken bilecek ve okuyacak” dedi.

‘Anadilini öğrenme’ konusunu sorular üzerine biraz daha açan Kılıçdaroğlu, Kürtçenin devlet okullarında ‘seçmeli ders’ olarak öğretilmesi opsiyonuna daha yakın durduklarının sinyalini verdi ve “Kürtçe seçmeli ders tartışılabilir” diyerek CHP’nin Kürtçe eğitim/öğrenim konusunda geldiği son noktayı ortaya koydu.

Bakalım başta iktidar partisi AKP olmak üzere diğer partiler bu konuda nasıl bir yaklaşım sergileyecek? Kürtçe eğitim/öğrenim konusunda bugün yapılacak açıklamalar seçimlerden sonra başlayacak ‘yeni anayasa’ tartışmalarında belirleyici olacaktır.

Kılıçdaroğlu’nun önceki gün seçim bildirgesini açıkladığı basın toplantısının gecikmesi dün bazı basın organları tarafından ‘cuma namazı saatine kasten denk getirme’ şeklinde değerlendirildi. CHP lideri bir soru üzerine bu konuya açıklık getirerek “Biz toplantıyı 11’de yapmayı planlamıştık. Ama bildirgeler İstanbul’da basılmıştı ve gelmesi gecikti. Doğal olarak program da sarktı. Yoksa özel olarak belli saate denk getirme düşüncemiz olamaz” dedi. Partinin Bilim Kültür Platformu Başkanı Sencer Ayata da “Önceki gece geç saatlerde biten beyannamenin İstanbul’daki matbaada basımı sırasında ‘olağanüstü şanssızlık’ yaşandığını ve gecikme meydana geldiğini” belirterek tüm sorumluluğu üzerine aldı.

Bu konuyu, ‘partililerin cuma namazına gidişini engelleme’ gibi kasti bir davranış gibi gösterme taraflısı yayınların, inanç özgürlükleri konusundaki tutumu bilinen Kılıçdaroğlu’na büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum. Tam tersine, Milliyet yazarı Mehmet Tezkan’ın da belirttiği gibi yaşanan bu ‘şanssızlık’tan zarar gören kişi Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve partisi olmuştur.

Çünkü televizyonlardan canlı yayınlanan o taahhütlerin asıl hedefi CHP’nin milletvekili adayları değil, Anadolu’daki milyonlarca çiftçi, emekli, işsiz, memur ve diğer halk kesimleriydi. Ne yazık ki bu insanların bir bölümü o saatte cuma namazında olduğu için bu önemli mesajlar adresine tam anlamıyla ulaşamamış oldu.

Umarım CHP liderinin kurmayları bu ‘şanssızlıktan’ gerekli dersi çıkarırlar.

\n\n\n

REKLAM FİLMLERİNDEKİ KILIÇDAROĞLU

Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı “Çocuk Politikaları Raporu”, ‘çocuk bütçesi’ hazırlanması; ‘her öğrenciye günde bir süt, bir öğün yemek verilmesi; anaokulu öncesi çocuklar için her semtte çocuk merkezleri açılması, Doğu, Güneydoğu’da dil engelinin yardımcı personelle aşılması; her doğan çocuk için aileye yarım altın verilmesi, bez-mama harcamalarının karşılanması’ gibi özellikle dar gelirli ailelerde ilgi uyandıracak sosyal yönü güçlü projeler içeriyor. Mesajların, kampanya boyunca televizyonlarda yayınlanacak çocuk konulu bir kampanya filmi eşliğinde basına tanıtılması çok etkileyici bir yöntem.

Biri yoksul diğeri zengin iki çocuk arasındaki sosyoekonomik farkın CHP tarafından kapatılacağı mesajının verildiği İstanbul’un varoşlarında çekilen film konusunda Kılıçdaroğlu “Hakikaten oynayan iki çocuk da o rolleri gibi yaşayan çocuklar” dedi.

Filmde mesajları kendi sesiyle veren Kılıçdaroğlu’na “teatral yönünün güçlü olup olmadığı” sorulduğunda, “Lisede tiyatroya meraklıydım. Cevat Fehmi Başkut’un ‘Paydos’ oyununda yaşlı adamı canlandırmıştım” demekle yetindi.