Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Barış Soruları
Toplumu barış ortamına hazırlamak amacıyla yola çıkan akil insanlar, kimi yerde oldukça sert tepkilerle karşılaşıyorlar.
Oysa sert tepkiye hiç gerek yok; toplumun akil insanlara sorabileceği ve sorulması gereken o kadar çok soru var ki!
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı bir toplumsal yapıyı oluşturan ana bağlantı halatlarıdır; toplumun sağlıklı olmasının temel taşıdır. Günümüz Türkiye’sinde hukukun üstünlüğünden ve yargı bağımsızlığından söz edilebilir mi? Var olan hukuk düzeni burada barışın yuvalanmasına uygun mu?
Bilinen bir gerçektir ki demokrasilerde yasama, yargı ve yürütme erklerinden sonra, dördüncü güç, halkın doğru bilgi almasını sağlayan basın-yayın ya da medyadır. Ülkemizde, basın çalışanlarının onlarcası hapislerde; kalan yazar ve yorumcular ya işlerinden kovuluyor ya da baskı altında kalıyor. Bu durum, basın-yayın özgürlüğünü yok olma noktasına götürüyor. Bu basın-yayın yapısı, toplumsal barışa katkı yapabilir mi?
Üniversiteler özgür ve özerk bir ortamda bilimsel üretim yapılan; her türlü görüş ve düşüncenin özgürce tartışıldığı ve bu özellikleriyle toplumsal gelişmenin öncüsü olması gereken kuruluşlardır. Ülkemizde üniversite sayısı son yıllarda hızla arttı; her ilde en az bir üniversite var. Birçok bilim insanı tutukludur. Çoğu üniversiteler, özgür düşünceye ve bilimsel üretime olanak tanımayacak kadar baskıcı bir anlayışla yönetiliyor. Yüzlerce öğrencinin tutuklu ya da sudan nedenlerle hükümlü olduğu üniversite ortamı barış ile bağdaşıyor mu?
Silah taşımanın neredeyse kutsal sayıldığı ABD’de bile, son yıllarda yaşanan kitlesel insan öldürmeler nedeniyle, kişisel silah kullanılmasının sınırlandırılması yolunda adımlar atılıyor. Ülkemizde insanların hızla silahlandığını bu konudaki sayılar kanıtlıyor. Barışın sağlanması amacıyla sivil halkın da silahsızlandırılması için hükümete bir öneri götürmeyi düşünüyor musunuz?
Sorular çoğaltılabilir. Örneğin, milletvekili adaylarını partilerin genel başkanlarının saptaması, halkın yöneticilerini seçme hakkı anlamına gelen demokrasi ile nasıl bağdaştırılıyor? Ek olarak, eğitim düzeni değişik görüşlerin hoşgörü içinde açıklanacağı barışçı bir yapıda mı; çocukların ve gençlerin yaratıcı yeteneklerini özgürce geliştirmelerine uygun mu? Sendikaların üzerindeki baskılar kaldırılamaz mı? Merkezi ve yerel yönetimleriyle devletin, insanları işe almada eşitlikçi olması, ayrıca mal ve hizmet alımlarında değişik sermaye kesimlerine eşit davranması sağlanamaz mı?
Bunlar ve benzeri konular barışa giden yolun taşları olarak neden gündeme yerleştirilmiyor?
Sürecin işleyişi öyle ki, isteseler de istemeseler de, akil insanlar, AKP’ye yönelebilecek eleştirileri önceden göğüsleyen bir konumda bulunuyor. Böyle bir konum, tarihsel açıdan da toplumsal açıdan da olması gereken derinlikten yoksundur; giderek yanlış ve sorunludur. Çünkü AKP’nin hukuk, özgürlük ve eşitlik, özetle demokrasi açığı çok büyüktür.
Bu ıaçık, barış gibi kutsal bir amacın sağlanması ve bunun anlamlı ve kalıcı olması bakımından büyük bir sorundur; barış sürecini sorunlu kılmaktadır. Asıl bu nedenle, akillerin de toplum tarafından uyarılması çok büyük bir önem taşıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'