İki ağır yara
Yakup Kepenek
Son Köşe Yazıları

İki ağır yara

26.03.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen hafta toplum yaşamının iki yarası, yargı ve basın, kaldırılamayacak kadar ağırlaştı.
Yaşananlar, bağımsız yargı diye bir şeyin kalmadığının; bağımsız gazetecilikten iyice uzaklaşıldığının ve toplumsal dokunun tam anlamıyla parçalanmakta olduğunun kanıtlarıdır.
 
‘Suçlu ayağa kalk’!
Hukuk fakültelerinin derslerinde öğretildiği gibi, insanlık tarihi bağımsız hukukun önemini gösteren büyük örneklerle doludur.
Sokrates (MÖ 469-399), ölüm cezası verildikten sonra yakın çevresinin seni kaçıralım önerilerini, ben uğruna savaş verdiğim hukuku çiğneyemem sözleriyle reddeder; gözünü kırpmadan hukuku yaşatmak için onuruyla ölüme gider. XIX. yüzyılda Potsdam’da bir değirmencinin mülküne el koymak isteyen Prusya Kralı Büyük Frederik’e “Ben de gider sizi Berlin’deki hâkimlere şikâyet ederim” sözleri çok şey söyler. Kuşkusuz bunlara bizim kültürümüzden de örnekler eklenebilir.
Bu ülkenin yargısı, içinde çok saygın hukukçuları bulundurmakla birlikte, toplumda adalete güven duygusunu yerleştirmedi, çok geç ve eksik işledi. Özellikle şu üç konuda, düşünce özgürlüğünün sınırlarının genişletilmesi, faili meçhul siyasi cinayetlerin aydınlatılması ve yolsuzlukların üzerine gidilmesinde sürekli olarak yetersiz kaldı.
Ancak geçen hafta bir adliye sarayında değil de Saray’da yapılan kura çekimine katılan 1236 hukukçunun CHS ve AKP Genel Başkanı’nı ayakta alkışlarla karşılamaları, yargının geleceği açısından, bugünleri de aratacak kadar kaygı vericidir.
Hele Danıştay Başkanı’nın ve bir Yargıtay üyesinin çocuklarının, onlarla birlikte toplam 27 yeni hukukçunun kayırılması ve üstelik bu kayırmanın HSK Başkanı tarafından savunulabilmesi, yargının kendi mensuplarına bile güven vermeyen hastalıklı yapısının bir göstergesi olarak tek sözcükle, ürkütücüdür.
Geleneksel olarak hukuk, sanığa, toplum adına, suçlu ayağa kalk der; bugün, toplum hukuka suçlu ayağa kalk diyebilmeli!
 
Kutsal birlik
Bozuk hukuk yapısı geçen hafta basın-yayında çok büyük bir depreme neden oldu. Uzak ara en büyük medya grubu el değiştirdi.
Böylece AKP iktidarının egemenliğini daha da pekiştirecek bir döneme giriliyor.
Türkiye, yıllardır, medyanın sermaye sahipliği konusunda tam anlamıyla bir yasal boşlukta yuvarlanıyor.
Önceki yılların gelişmeleri bir yana, ülke 1990’lara, özel TV yayıncılığında bir sıçrama yaşandığı; serbest piyasacılığın kutsandığı; sermayenin hukuk, kural ve ilke tanımadığı gelişmelerle girdi. Enerjiden iletişime dek en önemli sektörlerde iş yapan büyük sermaye sahipleri, basın yayın sektörüne balıklama daldılar; basın-yayının kamuoyunda oluşan büyük gücünü, yalnız toplumda değil, iktidarlar karşısında güçlenmek amacıyla kullanmaya çalıştılar. Sermayedarlar arasında rekabette eşitliği yok eden bu süreçte, basın yayın patronları sendika düşmanlığı yapak çalışanlarını, neredeyse tümüyle sendikasızlaştırdılar; birçoğunu acımasızca işten çıkararak iktidarlara yakın olma yarışına girdiler ve bu arada meslek ilkelerine dayalı bir iç dayanışma bile sergilemediler; tersine birbirlerini yediler.
AKP iktidarı, basın-yayının gerçek gücünün bilincinde olmayan bu hastalıklı yapısını, başta yargı olmak üzere, devlet gücünü ve yandaş sermayeyi de kullanarak kendi yararına çalıştırıyor.
Ülkede, sermaye+devlet+parti ve medya dörtlüsünden oluşan, hak ve hukuk tanımayan bir kutsal ittifak var.
Bugün, ah vah ederek ağıt yakmak yerine bağımsız yargıyı, özgür basını ve demokratik devleti oluşturmanın, bir an önce nasıl başarılacağı konusunda kafa yormak ve çalışmak zamanıdır.
Çünkü bu iki büyük toplumsal yara, yargı ve basın-yayın, yalnız ve ancak demokratik devletle birlikte iyileştirilebilir. 

Yazarın Son Yazıları

Bilimden uzaklaşan Türkiye!

Devamını Oku
06.01.2020
Eşitsizlikler derinleşiyor

Eşitsizlikler derinleşiyor

Devamını Oku
01.04.2019
Yerelde yeşermeli

Yerelde yeşermeli

Devamını Oku
25.03.2019
Yıkımı durdurmak!

Yıkımı durdurmak!

Devamını Oku
18.03.2019
…İzin verirse demokrasisi!

…İzin verirse demokrasisi!

Devamını Oku
11.03.2019
‘Komünist’!

‘Komünist’!

Devamını Oku
04.03.2019
Hukuksuzluğun bu kadarı!

Hukuksuzluğun bu kadarı!

Devamını Oku
25.02.2019
Başkan- sermaye-emek

Başkan- sermaye-emek

Devamını Oku
18.02.2019
ODTÜ ile ‘uçurmak’!

ODTÜ ile ‘uçurmak’!

Devamını Oku
11.02.2019
İzmir zamanıdır!

İzmir zamanıdır!

Devamını Oku
04.02.2019
‘Normalleşiyor’!

‘Normalleşiyor’!

Devamını Oku
28.01.2019
‘Parlamento’

‘Parlamento’

Devamını Oku
21.01.2019
‘Toplumsal ruh sağlığı’

‘Toplumsal ruh sağlığı’

Devamını Oku
14.01.2019
Sermaye-devletparti - SDP

Sermaye-devletparti - SDP

Devamını Oku
07.01.2019
Bilgisizliğin gülmecesi

Bilgisizliğin gülmecesi

Devamını Oku
31.12.2018
‘Yücel’in Çiçekleri’

‘Yücel’in Çiçekleri’

Devamını Oku
24.12.2018
Rejimi dizginlemek

Rejimi dizginlemek

Devamını Oku
17.12.2018
Karadeniz karartılıyor!

Karadeniz karartılıyor!

Devamını Oku
10.12.2018
2019’a doğru (03.12.2018)

2019’a doğru

Devamını Oku
03.12.2018
Kaşıkçı cinayetinin izdüşümleri

Kaşıkçı cinayetinin izdüşümleri

Devamını Oku
26.11.2018
‘He For She’

‘He For She’

Devamını Oku
19.11.2018
Geleceğe bakılmalı

Geleceğe bakılmalı

Devamını Oku
12.11.2018
Açılışla gelen ve giden

Açılışla gelen ve giden

Devamını Oku
05.11.2018
Cumhuriyet; sağı, solu

Cumhuriyet; sağı, solu

Devamını Oku
29.10.2018
‘Reisleşmenin’ üniversitesi!

‘Reisleşmenin’ üniversitesi!

Devamını Oku
22.10.2018
Demokrasi: Temelden

Demokrasi: Temelden

Devamını Oku
15.10.2018
Yerel demokrasi zamanı

Yerel demokrasi zamanı

Devamını Oku
08.10.2018
Yalan ile beslenmek!

Yalan ile beslenmek!

Devamını Oku
01.10.2018
Demokrasi - yargı bağımsızlığı bağı

Demokrasi - yargı bağımsızlığı bağı

Devamını Oku
24.09.2018
Eğitim-2018: Curcuna

Eğitim-2018: Curcuna

Devamını Oku
17.09.2018
Rejimin çalışmayan dişlileri

Rejimin çalışmayan dişlileri

Devamını Oku
10.09.2018
Aziz Sancar… Küsmüş?!

Aziz Sancar… Küsmüş?!

Devamını Oku
03.09.2018
‘Bizim Güngör’ diyenlere bak!

‘Bizim Güngör’ diyenlere bak!

Devamını Oku
27.08.2018
Rejimin temel sorunu

Rejimin temel sorunu

Devamını Oku
20.08.2018
Demokrasinin can suyu ve bir soru

Demokrasinin can suyu ve bir soru

Devamını Oku
13.08.2018
Karadeniz’in…

Karadeniz’in…

Devamını Oku
06.08.2018
Muhalefetsiz!

Muhalefetsiz!

Devamını Oku
30.07.2018
Asıl sorunlar: Ekonomi ve CHP

Asıl sorunlar: Ekonomi ve CHP

Devamını Oku
23.07.2018
İlk değerlendirme

İlk değerlendirme

Devamını Oku
16.07.2018
Suçluyorum

Suçluyorum

Devamını Oku
09.07.2018