‘Toplumsal ruh sağlığı’
Yakup Kepenek
Son Köşe Yazıları

‘Toplumsal ruh sağlığı’

14.01.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen günlerde sıra dışı bir gelişme yaşandı. MHP, toplumsal ruh sağlığı yasa önerisini Meclis’e verdi.
Bireyciliğin, “Her koyun kendi bacağından asılır” deyişindeki gibi çok aşırı bir noktaya taşındığı günümüz Türkiyesi’nde, ruh sağlığı bağlamında da olsa toplumsallığın gündeme getirilmesi çok önemli ve olumludur.
Bu nedenle de konu enine-boyuna tartışılmalıdır.

Gerekçesi sağlam!
Yasa önerisi, önemli bir yasal ve kurumsal boşluğu doldurarak, ruh sağlığı hizmeti alanlarla bu hizmeti verenlerin çıkarlarını dengeli bir biçimde korumayı amaçlıyor.
Konu ile ilgili tüm dernek ve meslek örgütlerinin katılımıyla hazırlanmış olması, önerinin bu amacı gerçekleştireceğini güvence altına alan en güçlü yönüdür.
Her kentte bir Ruh Sağlığı İzlem ve Denetim Kurulu oluşturulmasını öngören öneri, ruh sağlığı ile ilgili tedavi gören kişilerin ilaçlara ücretsiz olarak erişebileceğini; on sekiz yaşının altındaki herkesin ruh sağlığı hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanabileceğini; bir kişiye ruhsal sorunu nedeniyle güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde, bunun bu konuda eğitim alan kolluk güçleri tarafından yerine getirileceğini ve kişiye uygulanacak tedavi süreciyle ilgili bilgilendirme yapılacağını ve bu konuda onay alınacağını öngörüyor.
Öneri, çoğu Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası örgütlerin güvenilir sayısal verileriyle gerekçelendiriliyor. Ülkemizde her altı kişiden birinde tanı konacak düzeyde ruhsal hastalık bulunduğu ve bunların ancak yüzde 14’ünün bir uzmana başvurabildiği; son on yılda, yüzde 27’si kadın olmak üzere yaklaşık 29 bin intihar olayı saptandığı; intihar edenlerin yüzde 34’ünün 15-29 yaş grubundan oluştuğu; yine son beş yılda antidepresan ilaç kullanımının yüzde 56 arttığı, önerinin dayandığı ana noktalardır.
Kuşkusuz bu gerekçeler toplumsal ruh sağlığının ne kadar bozuk olduğunu kanıtlıyor. Ancak bu gerekçeler birer sonuçtur; peki, ya gerçek nedenler?

Neden bozuk?
Toplumsal ruh sağlığının bozukluğu kanımca şu üç ana nedene dayanıyor: Özgürlük ve hukuk yoksunluğu, eşitsizlik ve işsizlik.
Bu ülkede, yıllardır, özellikle 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliğinden sonra, tarafsız ve bağımsız yargı artık yok. Yargı Başkan’a bağımlı olduğundan, başta düşünce ve örgütlenme olmak üzere hak ve özgürlükler de iyice işlemez ve kullanılamaz duruma düşüyor. Özellikle de basın yayın, bilimsel çalışma ve sendikal hak ve özgürlüklerin yokluğu, toplumu tam anlamıyla bunaltıyor. Dahası, böyle bir ortamda bu ülkede, gelişmiş demokrasi var; yargı bağımsız ve tarafsızdır yalanlarıyla, sabahakşam insanların akıllarıyla alay edilmesi, akılla açıklanamaz!
Hiç unutulmasın ve unutturulmasın: Dokuz yaşında kızların evlenebileceğine dair fetva verilen bir ülkedir burası! İnsan değil, mal gibi görülen dokuz yaşının gelini, yirmili yaşlarında artık büyükannedir; ama, yine de dayak yer! Bunu hangi akıl kaldırabilir? Çocukluğu, önce taciz ve tecavüzlerle yüz yüze getiren, sonra da evliliğe dönüştüren böyle bir anlayışın geçerli olduğu bir toplumsal yapıda ruh mu kalır ki onun sağlığı olsun!
Ve işsizlik... Bu ülkenin yönetimi, 15-24 yaş grubunda, çoğunluğu kadın ve önemli bir bölümü de üniversite mezunu olmak üzere, piyasada geçerli ücret karşılığı çalışmak isteyen her beş kişiden birine, sana iş yok diyor. Bin kişinin alınacağı, üstelik geçici bir iş için 55 bin kişi başvuruyor! Diğer taraftan bir yüksek yargı organı başkanının çocuğu örneğinde olduğu gibi, kimileri kolayca işe alınıyor ve sonrasında da bürokraside hızla yükseliyor. Sahi, şu Kavakçı ailesinin bilmem kaçıncı kuşaktan bilmem kaçıncı kişisinin Başkan’ın başdanışmanı ya da danışmanı yapılması, toplumu, özellikle de işsiz gençleri çıldırtmak için değilse, nasıl açıklanabilir?
Toplumsal ruh sağlığının gerçek nedenleriyle tartışılmasını AKP iktidarı kuşkusuz isteyemez. Yine de bu konu, çoğu düşünen insanını ya delirten ya öldüren ya da yurtdışına kaçırtan bu toplumun gündeminden hiç düşmemelidir.  

Yazarın Son Yazıları

Bilimden uzaklaşan Türkiye!

Devamını Oku
06.01.2020
Eşitsizlikler derinleşiyor

Eşitsizlikler derinleşiyor

Devamını Oku
01.04.2019
Yerelde yeşermeli

Yerelde yeşermeli

Devamını Oku
25.03.2019
Yıkımı durdurmak!

Yıkımı durdurmak!

Devamını Oku
18.03.2019
…İzin verirse demokrasisi!

…İzin verirse demokrasisi!

Devamını Oku
11.03.2019
‘Komünist’!

‘Komünist’!

Devamını Oku
04.03.2019
Hukuksuzluğun bu kadarı!

Hukuksuzluğun bu kadarı!

Devamını Oku
25.02.2019
Başkan- sermaye-emek

Başkan- sermaye-emek

Devamını Oku
18.02.2019
ODTÜ ile ‘uçurmak’!

ODTÜ ile ‘uçurmak’!

Devamını Oku
11.02.2019
İzmir zamanıdır!

İzmir zamanıdır!

Devamını Oku
04.02.2019
‘Normalleşiyor’!

‘Normalleşiyor’!

Devamını Oku
28.01.2019
‘Parlamento’

‘Parlamento’

Devamını Oku
21.01.2019
‘Toplumsal ruh sağlığı’

‘Toplumsal ruh sağlığı’

Devamını Oku
14.01.2019
Sermaye-devletparti - SDP

Sermaye-devletparti - SDP

Devamını Oku
07.01.2019
Bilgisizliğin gülmecesi

Bilgisizliğin gülmecesi

Devamını Oku
31.12.2018
‘Yücel’in Çiçekleri’

‘Yücel’in Çiçekleri’

Devamını Oku
24.12.2018
Rejimi dizginlemek

Rejimi dizginlemek

Devamını Oku
17.12.2018
Karadeniz karartılıyor!

Karadeniz karartılıyor!

Devamını Oku
10.12.2018
2019’a doğru (03.12.2018)

2019’a doğru

Devamını Oku
03.12.2018
Kaşıkçı cinayetinin izdüşümleri

Kaşıkçı cinayetinin izdüşümleri

Devamını Oku
26.11.2018
‘He For She’

‘He For She’

Devamını Oku
19.11.2018
Geleceğe bakılmalı

Geleceğe bakılmalı

Devamını Oku
12.11.2018
Açılışla gelen ve giden

Açılışla gelen ve giden

Devamını Oku
05.11.2018
Cumhuriyet; sağı, solu

Cumhuriyet; sağı, solu

Devamını Oku
29.10.2018
‘Reisleşmenin’ üniversitesi!

‘Reisleşmenin’ üniversitesi!

Devamını Oku
22.10.2018
Demokrasi: Temelden

Demokrasi: Temelden

Devamını Oku
15.10.2018
Yerel demokrasi zamanı

Yerel demokrasi zamanı

Devamını Oku
08.10.2018
Yalan ile beslenmek!

Yalan ile beslenmek!

Devamını Oku
01.10.2018
Demokrasi - yargı bağımsızlığı bağı

Demokrasi - yargı bağımsızlığı bağı

Devamını Oku
24.09.2018
Eğitim-2018: Curcuna

Eğitim-2018: Curcuna

Devamını Oku
17.09.2018
Rejimin çalışmayan dişlileri

Rejimin çalışmayan dişlileri

Devamını Oku
10.09.2018
Aziz Sancar… Küsmüş?!

Aziz Sancar… Küsmüş?!

Devamını Oku
03.09.2018
‘Bizim Güngör’ diyenlere bak!

‘Bizim Güngör’ diyenlere bak!

Devamını Oku
27.08.2018
Rejimin temel sorunu

Rejimin temel sorunu

Devamını Oku
20.08.2018
Demokrasinin can suyu ve bir soru

Demokrasinin can suyu ve bir soru

Devamını Oku
13.08.2018
Karadeniz’in…

Karadeniz’in…

Devamını Oku
06.08.2018
Muhalefetsiz!

Muhalefetsiz!

Devamını Oku
30.07.2018
Asıl sorunlar: Ekonomi ve CHP

Asıl sorunlar: Ekonomi ve CHP

Devamını Oku
23.07.2018
İlk değerlendirme

İlk değerlendirme

Devamını Oku
16.07.2018
Suçluyorum

Suçluyorum

Devamını Oku
09.07.2018