‘Parlamento’
Yakup Kepenek
Son Köşe Yazıları

‘Parlamento’

21.01.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen hafta dünya siyaset tarihinde önemle yer alabilecek bir olay yaşandı; İngiltere parlamentosu bu ülkenin adına kısaca Brexit denilen AB üyeliğinden ayrılmasıyla ilgili düzenlemeyi ezici bir çoğunlukla reddetti.
Parlamentoların önemsizleştirildiği bir dünyada çağdaş parlamentonun doğum yeri olan İngiltere’de yaşanan bu parlamento başkaldırısının hiç kuşkusuz kalıcı yansımaları olacaktır.

Gerçekten halkın seçtiği olunca
İngiltere’de parlamentonun, Lordlar ve Avam kamaraları olmak üzere iki kanadı var. Ancak, ülkeyi asıl yöneten House of Commons da (Halkın Evi) denilen ve halkın seçimiyle gelen temsilcilerinden oluşan Avam Kamarası’dır (Halkın Meclisi). Haziran 2017’de yapılan son seçimlerde Muhafazakâr Parti 650 üyeli Avam Kamarası’nda 330, İşçi Partisi de 232 üye elde etti; kalan üyelikler İskoçya Milli Partisi, Liberal Parti arasında paylaşıldı.
Olayımıza dönelim, 634 üyenin katıldığı Brexit oylamasında, anlaşmaya yalnızca 202 üye evet dedi; 432 üye ret oyu verdi. Hükümet, İngiltere tarihinde şimdiye dek hiç görülmemiş olan 230 karşı oy farkıyla çok ağır bir darbe aldı. Ertesi gün yapılan oylamada da ise aynı hükümet, aynı parlamentoda, 306 oya karşı 325 oyla güvenoyu aldı. Başbakan çıkış yolu bulmak üzere tüm parti liderleri görüşeceği sözünü vermek zorunda kaldı.
İngiltere parlamentosunun gücünü anlatmak için, tarihin eleğinden geçerek günümüze gelen güzel bir deyim vardır: Parlamento kadını erkek, erkeği kadın yapmak dışında her şeyi yapabilir.
Bu gücün gerçek kaynağı halktır. İngiltere’de milletvekili adaylarını, partilerin genel başkanları değil, toplumla iç içe olan parti örgütleri belirler. Her seçim çevresinden bir milletvekili çıkar ve bu durum seçmen ile vekilini deyim yerindeyse bütünleştirir.

Türkiye siyaseti başaramadı!
Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi-TBMM o günün olağanüstü koşullarının da bir sonucu olarak, diğer dönemlere göre daha güçlüdür.
Cumhuriyet düşmanları ne kadar yalan söylerse söylesin, o günlerin TBMM’si, Hitler faşizminden kaçıp ülkemizde çalışma olanağı bulan bir büyük hukukçunun sözleriyle: üyeleri sadece tek parti mensubu oldukları halde Hitler döneminin Alman Rayhstag’ı …gibi politik nüfuzu sıfır olan bir evet efendimciler topluluğu hiç değildi (Hirsch, E. Hatıralarım, A.Ü. Hukuk Fakültesi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 1985, s. 348).
Sonraki yıllarda TBMM’nin özgür kimliğini sergileyebildiği yalnızca iki olay var.
Bunlardan biri 14 Mayıs 1950’de seçilen Meclis’te, Demokrat Parti - DP grubunun tutumudur. İktidardaki CHP’’nin 69, buna karşı, muhalefetteki DP’nin 416 milletvekilliği kazandığı 1950 seçimlerinden sonra cumhurbaşkanı seçilen DP Genel Başkanı Celal Bayar yemin töreni için TBMM Genel Kurulu’na girer. İşte o sırada olan olur; DP Meclis Grubu ayağa kalkmaz. Gerekçeleri nedir biliyor musunuz? Milli irade hiç kimsenin karşısında ayağa kalkmaz!
Çünkü DP milletvekilleri henüz genel başkanlarına bağımlı kılınmamıştır; “Yeter Söz Milletindir” diyerek ve yüzde 70 dolayında bir bölümü bu partinin yerel örgütleri tarafından saptanmasıyla milletvekili olmuşlardır.
İkinci olay, 1 Mart 2003’te “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için hükümete yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresinin, o yıllarda iki partili olan TBMM’de, 178 milletvekilinden oluşan CHP Grubu’nun, Genel Başkan Deniz Baykal’ın öncülüğünde tam kadro barışçı duruşu ve kimi AKP’lilerin oy vermemeleri sonucu anayasaya göre reddedilmiş sayılmasıdır. Bugün böyle bir tezkerenin TBMM’den geçmeyeceğini rüyanızda bile göremezsiniz.
Bugünkü TBMM’nin yasama görevi esas olarak Başkan’ın çıkardığı kararnamelere kalmıştır; bütçe hakkı Başkan’ındır; yürütme gücü Başkan’da toplandığından bu gücü denetleme görevinden de söz edilemez.
İngiltere’de parlamento büyük gücüyle ben varım derken Türkiye’de artık parlamento kalmamıştır denilirse, bu hiç yanlış olmaz! Parlamento olmayınca rejimin adı da demokrasi olmuyor!  

Yazarın Son Yazıları

Bilimden uzaklaşan Türkiye!

Devamını Oku
06.01.2020
Eşitsizlikler derinleşiyor

Eşitsizlikler derinleşiyor

Devamını Oku
01.04.2019
Yerelde yeşermeli

Yerelde yeşermeli

Devamını Oku
25.03.2019
Yıkımı durdurmak!

Yıkımı durdurmak!

Devamını Oku
18.03.2019
…İzin verirse demokrasisi!

…İzin verirse demokrasisi!

Devamını Oku
11.03.2019
‘Komünist’!

‘Komünist’!

Devamını Oku
04.03.2019
Hukuksuzluğun bu kadarı!

Hukuksuzluğun bu kadarı!

Devamını Oku
25.02.2019
Başkan- sermaye-emek

Başkan- sermaye-emek

Devamını Oku
18.02.2019
ODTÜ ile ‘uçurmak’!

ODTÜ ile ‘uçurmak’!

Devamını Oku
11.02.2019
İzmir zamanıdır!

İzmir zamanıdır!

Devamını Oku
04.02.2019
‘Normalleşiyor’!

‘Normalleşiyor’!

Devamını Oku
28.01.2019
‘Parlamento’

‘Parlamento’

Devamını Oku
21.01.2019
‘Toplumsal ruh sağlığı’

‘Toplumsal ruh sağlığı’

Devamını Oku
14.01.2019
Sermaye-devletparti - SDP

Sermaye-devletparti - SDP

Devamını Oku
07.01.2019
Bilgisizliğin gülmecesi

Bilgisizliğin gülmecesi

Devamını Oku
31.12.2018
‘Yücel’in Çiçekleri’

‘Yücel’in Çiçekleri’

Devamını Oku
24.12.2018
Rejimi dizginlemek

Rejimi dizginlemek

Devamını Oku
17.12.2018
Karadeniz karartılıyor!

Karadeniz karartılıyor!

Devamını Oku
10.12.2018
2019’a doğru (03.12.2018)

2019’a doğru

Devamını Oku
03.12.2018
Kaşıkçı cinayetinin izdüşümleri

Kaşıkçı cinayetinin izdüşümleri

Devamını Oku
26.11.2018
‘He For She’

‘He For She’

Devamını Oku
19.11.2018
Geleceğe bakılmalı

Geleceğe bakılmalı

Devamını Oku
12.11.2018
Açılışla gelen ve giden

Açılışla gelen ve giden

Devamını Oku
05.11.2018
Cumhuriyet; sağı, solu

Cumhuriyet; sağı, solu

Devamını Oku
29.10.2018
‘Reisleşmenin’ üniversitesi!

‘Reisleşmenin’ üniversitesi!

Devamını Oku
22.10.2018
Demokrasi: Temelden

Demokrasi: Temelden

Devamını Oku
15.10.2018
Yerel demokrasi zamanı

Yerel demokrasi zamanı

Devamını Oku
08.10.2018
Yalan ile beslenmek!

Yalan ile beslenmek!

Devamını Oku
01.10.2018
Demokrasi - yargı bağımsızlığı bağı

Demokrasi - yargı bağımsızlığı bağı

Devamını Oku
24.09.2018
Eğitim-2018: Curcuna

Eğitim-2018: Curcuna

Devamını Oku
17.09.2018
Rejimin çalışmayan dişlileri

Rejimin çalışmayan dişlileri

Devamını Oku
10.09.2018
Aziz Sancar… Küsmüş?!

Aziz Sancar… Küsmüş?!

Devamını Oku
03.09.2018
‘Bizim Güngör’ diyenlere bak!

‘Bizim Güngör’ diyenlere bak!

Devamını Oku
27.08.2018
Rejimin temel sorunu

Rejimin temel sorunu

Devamını Oku
20.08.2018
Demokrasinin can suyu ve bir soru

Demokrasinin can suyu ve bir soru

Devamını Oku
13.08.2018
Karadeniz’in…

Karadeniz’in…

Devamını Oku
06.08.2018
Muhalefetsiz!

Muhalefetsiz!

Devamını Oku
30.07.2018
Asıl sorunlar: Ekonomi ve CHP

Asıl sorunlar: Ekonomi ve CHP

Devamını Oku
23.07.2018
İlk değerlendirme

İlk değerlendirme

Devamını Oku
16.07.2018
Suçluyorum

Suçluyorum

Devamını Oku
09.07.2018