Mustafa Kemal’in sivilleriyiz!

11 Kasım 2021 Perşembe

Birilerinin başına taş düştü galiba! Ne zamandır 10 Kasım’ları, milli bayramları yok sayanlar, Atatürk’ün adını anmamak için o günlerde hep “hastalanan” devlet erkânı, otoriteye yaranma yarışında olan kurumlar ve zatlar, hatta onlara kul köle olmuş yandaş medya bile dün Atatürk’ü baş tacı etmişti... 

Hayrola!? Bir parantezin, KARŞIDEVRİM PARANTEZİNİN kapanmakta olduğunu, onlar da mı fark etmeye başladı! Dünya döndükçe ileri-geri savaşı bitmez ki! Kutlamaların, bayram sevincinin, içimizdeki yasın, resmilikten kurtulup, devlet emrinden, mecburiyetinden çıkıp, halkın, milletin hür iradesine teslim edilmesinden çok mutluyum. Bu nedenle yazının tepesine bu başlığı koydum.

BİZ KİMİZ?

Mustafa Kemal Atatürk’ü, yılda bir gün, milli bayramlarda değil, soluk aldığım her an minnetle, sevgiyle, saygıyla anan bir insan, onun devrimlerinden güç alarak yaşamımı sürdüren bir kadın olarak haykırıyorum: “Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün Sivilleriyiz!”

Biz kim miyiz? Cehalete, kötülüğe, ihanete, yalana, talana karşı savaşmaktan asla vazgeçmeyenleriz. 

Kadın erkek eşitliğine ve Cumhuriyetin bir kadın devrimi olduğunun bilincinde kadın ve erkekleriz. Kadınların her gün vahşice öldürüldüğü bir ortamda “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diyenleriz. Anayasaya saygımız olduğu için de bunu yok saymaya kimsenin yetkisi olmadığını bilenleriz.

Laiklik ve hukuk devleti kavramlarının gerçek değerlerine dönüştürmek için seferberlik ilan edenleriz.

Ümmet değil, akıl toplumu olmayı savunanlarız. Din ve inancın devletin, gösterişin itibarın değil, her bireyin ahlak ve vicdanının bir parçası olduğunu biliriz.            

Biz hukukun üstünlüğüne, bağımsız olması gerektiğine inananlarız. Şahsın iki dudağı arasındaki yargı kararlarına, adaleti kin ve intikam aracı kılanlara, ülkeyi dünyanın en büyük gazeteci, yazar, düşünür hapishanesine dönüştürenlere düşmanız. 

Biz haksızlığa hukuksuzluğa isyan eden; kadın gazetecilere belden aşağı vuranlara öfkelenen; Atatürk sayesinde Meclis’e girebilmiş bir kadın milletvekiline, “Bu iktidardan önce kadınların sokağa çıkamadığını, AKP’nin iktidara gelmesiyle 2002’de seçilme hakkını elde ettiğini” söylemesine sinirlenmekten çok, acıyanlarız. 

Tehditle, baskıyla, gözdağıyla, vicdansızlıkla, hoyratlıkla insanların yüzünden gülümsemeyi silenleri affetmeyecek olanlarız. 

Sevgili Okurlar, şair ve tiyatro insanı  Süleyman Apaydın, düşüncelerimi benden çok daha güzel söylemiş. 

İşte, ülkedeki her evde bulunması gereken o ünlü şiir: 

YIKIN HEYKELLERİMİ

“Ey milletim/ Ben Mustafa Kemal’im/ Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim /Hâlâ en hakiki mürşit değilse ilim/ Kurusun damağım dilim/ Özür dilerim/ Unutun tüm dediklerimi/ Yıkın diktiğiniz heykellerimi

*

Özgürlük hâlâ/ En yüce değer/ Değilse eğer/ Prangalı kalsın diyorsanız köleler/ Unutun tüm dediklerimi/ Yıkın diktiğiniz heykellerimi

*

Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı/ Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı/ Baş tacı edebiliyorsanız/Sanatın içine tüküren adamı /Unutun tüm dediklerimi/ Yıkın diktiğiniz heykellerimi

*

Yetmediyse acısı şiddetin savaşın/ Anlamı kalmadıysa/ Yurtta sulh dünyada barışın

Eğer varsa ödülü silahlanmayla yarışın/ Unutun tüm dediklerimi /Yıkın diktiğiniz heykellerimi

*

Özlediyseniz fesi peçeyi/ Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi/ Hâlâ medet umuyorsanız/ Şıhtan şeyhten dervişten/ Şifa buluyorsanız/ Muskadan üfürükçüden

Unutun tüm dediklerimi /Yıkın diktiğiniz heykellerimi

*

Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek/ Kara çarşafa girsin diyorsanız /Yobazın gazabından ürkerek/ Diyorsanız ki okumasın/ Kadınımız kızımız/ Budur bizim alın yazımız/ Unutun tüm dediklerimi /Yıkın diktiğiniz heykellerimi

*

Fazla geldiyse size/ Hürriyet cumhuriyet /Özlemini çekiyorsanız/ Saltanatın sultanın

Hâlâ önemini anlayamadıysanız/ Millet olmanın/ Kul olun/ Ümmet kalın /Fetvasını bekleyin şeyhülislamın/ Unutun tüm dediklerimi/ Yıkın diktiğiniz heykellerimi/ Rahat bırakın beni.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları