Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeter ki kararmasın...
Yaş gününü 4. kez hapishanede kutlayan Mustafa Balbay’a açık mektup:
\n\n\n\n\nSevgili Mustafa Balbay,
\nÖnce yaş gününü kutluyorum. Farkındayım 2 gün geciktim, ama fotoğraflı yazı günüme denk gelsin diye özellikle bugünü seçtim… Çünkü sana yaş günü armağanı olarak Abidin Dino’nun “Gerilla Desenleri”nden birini yollamak istedim… Sen Abidin Dino’yu seversin. Onun bu desenine baktığımda, her çizgiye sinmiş direnci görüyorum. Birbiriyle bütünleşmiş bir kadın ve bir erkek, tepeden tırnağa direnç kesilmişler... Deseni seninle paylaşma düşüncesi, geçen pazar Ayşe Arman’ın sevgili karın Gülşah’la yaptığı geniş kapsamlı röportajı okurken gelip içime yerleşti. (Dört yıldır hükümsüz tutuklu olan seni ve Silivri’de yaşananları yok sayan medyada durumu görünür kıran Ayşe Arman’ı bu röportaj için kutluyorum. Geç olması bile, hiç olmamasından yeğdir.)
\nKalem, kitap ve bomba
\nSevgili Mustafa Balbay,
\nGeçen günlerde yeni kitabın “Denizlerin Davası” (Cumhuriyet Kitapları) elimden düşmedi. Bu kitabını da hücrede yazdın. Hapishanede yazdığın beşinci kitap... Doğrusu çoktan hazırdı, ama seni içeri aldıklarında ve bilgisayarlarına, dosyalarına el koyduklarında, kitabın da yok edildi!
\nArtık kimse yadırgamıyor böyle şeyleri: Zaten o muhteşem (!) İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, en veciz biçimde durumu açıkladı. Güneydoğu’daki silahlı çatışmalarla ilgili açıklama yaparken şöyle dedi:
\n“Ülkenin olağanüstü gündemi sadece çatışma alanı ile ilgili değildir, bu çatışma İstanbul’da kalemle devam ediyor, İstanbul’da kitapla devam ediyor. Geçimli’de atılan havan mermisiyle burada, Ankara’da yazılan yazıların bir farkı yoktur” dedi.
\nNeymiş, iyice anladık değil mi? Havan mermisiyle kitabın, silahla kalemin bir farkı yokmuş! E yani, sen de bu kadar çok yazar ve okursan, zavallı yargıçlar ne yapsın! Ne kadar kitap o kadar köfte, özür dilerim, o kadar hapis! Ne kadar ekmek -dil sürçmesi- ne kadar kalem, o kadar hücre!
\nGerçekten bu hükümetin düşünce biçimini en harikulade biçimde yansıtan ve temsil eden böyle bir esaslı bakan, aransa bulunmaz! Her konuşması bana Kenan Evren’i anımsatıyor. O da aynen bunları söylerdi!
\nGençliğe güvensizlik…
\nSevgili Balbay, Halit Çelenk’le söyleşileri, 68 olayları değerlendirmeleri, belge, mektup ve yarınlara yönelik ipuçlarını da içeren kitabının son bölümü “Sonra ne oldu?” beni çok etkiledi. O muhteşem bakanın dile getirdiği zihniyeti sen önceden ortaya koymuşsun. Okurlarla paylaşmak istiyorum:
\n“12 Mart’ın izleri silinmeden 12 Eylül geldi. 1990’lar ve 2000’ler boyunca 12 Eylül’ün sonuçlarından pek çoğu ortadan kaldırıldı, ama özü değişmedi. Yani gençliğe güvensizlik, her türlü toplumsal hareketi “devlete yönelik kalkışma” olarak algılama anlayışı aynen korundu.
\nBu anlayışı sürdürmenin başlıca yolu da şu oldu:
\nYargıyı kontrol altında tutmak.
\nİktidara gelip kendi hukukunuzu oluşturduğunuzda yetkilerin ve güçlerin en büyüğünü ele geçirmiş oluyorsunuz.
\n2010’lu yıllara bu iklimde girdik.
\nEğer hükümeti eleştirmek için kullandınızsa yumurta ile kurşun, kitap ile bomba arasında hiç fark yok. Her biri terör faaliyetinin parçası.
\nYasalar böyle...
\nHidroelektrik santralına hayır derken parasız eğitim istiyoruz derken yalnız değilseniz, grup halinde iseniz, sadece terör faaliyetinde bulunmuş olmuyorsunuz; aynı zamanda silahlı terör örgütü kurdunuz demektir.
\nYasalar böyle...
\nDüşüncenizi insanlarla paylaşmak istiyorsanız, bir de kazara eliniz kalem tutuyorsa, silah tutmaktan daha tehlikeli bir iş yaptınız, halkı silahlı isyana teşvik ettiniz demektir.
\nYasalar böyle...
\nTürkiye’nin daha iyi yönetilmesi için önerileriniz varsa, Meclis’in, hükümetin işleyişindeki olumsuzluklara dikkat çekiyorsanız, durum daha da vahimdir; Meclis’i ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmektesiniz demektir.
\nYasalar böyle...
\nNeden böyle?
\nÇünkü Deniz’leri idam sehpasına götüren ‘iktidarsam devlet benim’, ‘hukuk, amaçlarım için araçtır’ mantığı değişmedi. Bu satırları demir parmaklıkların arkasında, tutukluluğun dördüncü yılında adalet beklerken yazıyorum.
\nUmutsuz muyum?
\nKesinlikte hayır.
\nNerede olursa olsun, daha yaşanılası bir Türkiye için mücadele etmek gerek.”
\nSevgili Balbay, hayallerin arasında şu da var: “Gençliğin sadece geleceğimiz değil, aynı zamanda bugünümüz olduğu bir Türkiye hayal ediyorum” diyorsun. Çok haklısın. Hepimizin hayali bu!
\nÖyleyse mücadeleye devam: “Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir…”
\nSeni ve Gülşah’ı umutla kucaklıyorum…
\n\n\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık