Peşrevden Sonra...

Peşrevden Sonra...

17.09.2014 02:01
Güncellenme:
Takip Et:

Adım adım birincisinden de ikincisinden de daha tehlikeli olabilecek bir toplu savaşa doğru ilerliyor muyuz, yoksa çoktan içine girdik de farkında mı değiliz? Koşullar farklıdır ama bu farklılıklar durumu daha tehlikeli hale getiriyor. Silahlı güç biriktirmiş büyük devletleri kapsayacak ve kaçınılmaz olarak küçük olanları da sürükleyecek savaşlar, halklar için yığınsal kırımlara yol açar. Açıyor da zaten. Adına “dünya savaşı” denilebilecek bir toplu savaşın peşrev sahnelerini izlediğimiz günlerdeyiz; daha şimdiden acımasız bir kırım başlamıştır.

***

Bu kez savaşın merkez alanının Avrupa değil Ortadoğu ve çok parçalı olması ise hesaplaşmanın ideolojik boyutlarını farklılaştırıyor. Batı ülkelerinin eski Sovyet topraklarını yeni Rus imparatorluğuna yeniden kaptırmama niyeti de savaş rüzgârlarını hızlandırdı. İdeolojik hazırlık, kendini kolay teslim etmeyecek İslamcı teröre karşı savaşla ifade edilirken “uzak ülke” kendini sağlama alacak stratejiler peşindedir. Bu kez “medeniyetin”, “tek dişi kalmış bir canavar” olmadığı, aptal bir ideolojik saplantı ile kafa keserek savaş kazanmaya çalışanlarla savaştığı için “haklılık kazandığı algısına” güvendiği de ortada. Bu kaotik peşrev günlerinde at izi ile it izini, sap ile samanı birbirinden ayırmak o kadar kolay değildir.

***

Sıradan ve basit karşılaştırmalar da doğrusu işi kolaylaştırmıyor. Soğuk Savaş yıllarında stratejisini değiştiren, hem ekonomide hem uluslararası politikada “sert olmaya” karar veren ABD, baba oğul Bush döneminde hem bugünlerin tohumlarını atmayı başarmış hem de hâlâ esrarengiz ikiz kuleler saldırısında kazandığı sözde “haklılığı” sonuna kadar sömürme olanağı bulmuştu. Bugün artık çok bilinçli, planlı bir eylem olması gerekmiyor ama, emperyalistler dersek dudak büküyor kimi arkadaşlar, büyük güçler için, nesnel olarak “hasat” zamanıdır. Üstelik ekonomide iflas etmiş “sert” politikalar da bunalımın uluslararası alana daha fazla yansıtılmasını zorunlu kılıyor.

***

İnsan kesme sahnelerini “medeniyetin” teknolojik olanaklarıyla tüm dünyaya yayarak, son zamanlarda neredeyse meşru politik bir araç sayılan terörü gerçek anlamıyla buluşturan; “tedhiş”e dönüştüren IŞİD, Irak işgalinin eli kanlı çocuğudur. Adına “Arap Baharı” denilen ama baharla hiç ilgisi olmayan Batı kışkırtması, Ortadoğu’da dengeleri bozdu; insan hayatını istatistik veriye çevirdi. Arkası gelecektir; “ayağımız toprağa değmeyecek” diyen Obama’nın da ayağı sonunda yere değecektir.

***

Rusya’nın geri çekileceğini boykot vb. türden korkutmalarla geri adım atacağını düşünenler de yanılıyorlar. Topraklarını, zenginliklerini, Ukrayna ve Ortadoğu’daki stratejik kazanımlarını korumakta ikircikli davranmayacaktır. Bu kez Hitler döneminin kara gücüne dayanan orduları savaşmıyor. İş büyürse füzelerin ve nükleer tehdidin gündeme geleceğinden kuşku duyulmamalıdır. Peşrev çok uzun olmayan bir gelecekte elense çekmeye dönüşecek, kamyonetlerle, yüzleri maskeli “cihat askerleriyle” köy köy kasaba kasaba savaşanlar, büyük savaşın yalnızca figüranları olduklarını kısa sürede anlayacaklardır.

***

“Türkiye bu sahnenin neresindedir, ne durumdadır” diye soruyorsanız, kendini dev aynasında gören, ama hesapların tutmadığını yavaş yavaş anlamaya başlayan bir iktidarın elindedir Türkiye. “Irak işgaline katılsak iyiydi, fırsat Suriye’de kaçmasa bari” rüyasını bu kez de terör örgütü IŞİD kâbusa çevirdi. Can sıkıcı bir durum olduğu ortada ama ideolojik ortaklıklar, IŞİD’li, El Nusra’lı “Sünni blok” hesapları tutmadıysa dünyanın sonu değil ya. Ve bakmayın siz efelenmelere, sağlam sığınağın ABD, Batı, NATO olduğu “kadim devlet şifresi”dir. Acı gerçek ise saf tutmanın Soğuk Savaş yıllarındaki kadar kolay olmamasıdır.
Peşrevden sonrası karanlık...  

Yazarın Son Yazıları

Sondan Bir Önceki

Sondan Bir Önceki

Devamını Oku
07.09.2018
İdeolojinin Ekonomiyle Dansı

İdeolojinin Ekonomiyle Dansı

Devamını Oku
05.09.2018
Gazetelere Döviz Darbesi

Gazetelere Döviz Darbesi

Devamını Oku
03.09.2018
Dişleri Sökülmüş Eleştiri

Dişleri Sökülmüş Eleştiri

Devamını Oku
02.09.2018
Hava Tükenmeden

Hava Tükenmeden

Devamını Oku
31.08.2018
Burjuvazi Mon Amour!

Burjuvazi Mon Amour!

Devamını Oku
29.08.2018
Haftanın Dökümü

Haftanın Dökümü

Devamını Oku
27.08.2018
Hep Biz mi Ödeyeceğiz?

Hep Biz mi Ödeyeceğiz?

Devamını Oku
26.08.2018
Unutma Yarın Cumartesi

Unutma Yarın Cumartesi

Devamını Oku
24.08.2018
Geleceği Kurtarmak (22.08.2018)

Geleceği Kurtarmak

Devamını Oku
22.08.2018
Büyük Sorunumuz: İşsizlik

Büyük Sorunumuz: İşsizlik

Devamını Oku
20.08.2018
Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amin

Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amin

Devamını Oku
19.08.2018
Gazetecilik ölüyor mu?

Gazetecilik ölüyor mu?

Devamını Oku
17.08.2018
Kim Kriz İster?

Kim Kriz İster?

Devamını Oku
15.08.2018
Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Devamını Oku
13.08.2018
Krizin İki Cephesi

Krizin İki Cephesi

Devamını Oku
12.08.2018
Zamanıdır Yeni Bir Aşkın

Zamanıdır Yeni Bir Aşkın

Devamını Oku
10.08.2018
Kriz İçinde Kriz

Kriz İçinde Kriz

Devamını Oku
08.08.2018
Gazetecinin İşi

Gazetecinin İşi

Devamını Oku
06.08.2018
Katı Olan Her Şey...

Katı Olan Her Şey...

Devamını Oku
05.08.2018
Necdet Bulut Olsa Ne Derdi?

Necdet Bulut Olsa Ne Derdi?

Devamını Oku
03.08.2018
Quo Vadis Kardeşler?

Quo Vadis Kardeşler?

Devamını Oku
01.08.2018
Hayvan Haklarına Ne Oldu?

Hayvan Haklarına Ne Oldu?

Devamını Oku
30.07.2018
Ben Gelmem!

Ben Gelmem!

Devamını Oku
29.07.2018
‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız...’

‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız...’

Devamını Oku
27.07.2018
Platon’un Devlet’ini Okurken

Platon’un Devlet’ini Okurken

Devamını Oku
25.07.2018
Otoriter ‘Demokrasinin’ HALLERİ

Otoriter ‘Demokrasinin’ HALLERİ

Devamını Oku
23.07.2018
Uçardık Gökyüzüne Doğru

Uçardık Gökyüzüne Doğru

Devamını Oku
22.07.2018
Açıkları Kim Kapatacak ya da Meclis’in İşlevi

Açıkları Kim Kapatacak ya da Meclis’in İşlevi

Devamını Oku
20.07.2018
Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor

Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor

Devamını Oku
18.07.2018
OHAL Gidiyor mu? AİHS 15. Madde Kısıtları Kalkıyor

OHAL Gidiyor mu? AİHS 15. Madde Kısıtları Kalkıyor

Devamını Oku
16.07.2018
Muhafazakârlık

Muhafazakârlık

Devamını Oku
15.07.2018
Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü...

Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü...

Devamını Oku
13.07.2018
Ne Oldu, Ne Olacak?

Ne Oldu, Ne Olacak?

Devamını Oku
11.07.2018
Medyanın Zor Günleri

Medyanın Zor Günleri

Devamını Oku
09.07.2018
Kana Rengini Veren Nedir?

Kana Rengini Veren Nedir?

Devamını Oku
08.07.2018
Bir Başka Açıdan

Bir Başka Açıdan

Devamını Oku
06.07.2018
Daron Acemoğlu Ne Diyor?

Daron Acemoğlu Ne Diyor?

Devamını Oku
04.07.2018
‘Gazetecilik Suç Değildir’ ve Gazetecinin Suçları

‘Gazetecilik Suç Değildir’ ve Gazetecinin Suçları

Devamını Oku
02.07.2018
‘Dur Bakalım Ne Olacak?’ (01.07.2018)

‘Dur Bakalım Ne Olacak?’

Devamını Oku
01.07.2018