Hakikate ihanet
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Hakikate ihanet

31.12.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gezi Parkı Direnişi’nin ilk günleri. Erdoğan polisin sert müdahalesini savunmak istedi. İstanbul’da uluslararası bir AB toplantısında, ABD’de Occupy Wall Street eylemlerinde polis müdahalesiyle 17 kişinin öldürüldüğünü söyledi.
Toplantıya katılanlar birbirlerine şaşkınlıkla baktı. Ertesi gün ABD Büyükelçiliği, Occupy Wall Street eylemlerinde polis müdahalesiyle kimsenin ölmediğini açıkladı.
Ne oldu? Hiçbir şey. Batılı diplomatlar ve gazeteciler aralarında kıkırdadılar o kadar.
Faiz lobisini hatırlayan var mı? Ya iktidar medyasının “Zello örgütünü?” Peki her şeyin arkasında Otpor olduğunu söyleyenleri?
Dolmabahçe’de camide bira içildiği iddiası? Çarşaf çarşaf kullanıldıktan sonra aslı çıkmayınca usulca unutuldu.
Kabataş’ta görüntüleri cuma gününe çıkacak olan taciz? Seçim meydanlarında bizzat Erdoğan’ın defalarca kullandığı bu mesele yalan çıkmadı mı?
O haberi yapanlar, haber üzerine sayfalarca yazı yazanlar. Bir saniye ama bir saniye utandılar mı?
İktidar gazetelerinden biri Noam Chomsky’yle uydurma bir röportaj yayımladı. Adamcağıza ancak kendi köşe yazarlarının yazabileceği seviyede AKP güzellemesi yaptırdılar. Hakikat ortaya çıkınca önce geri adım atmadılar. Dik durup eğilmemekten anladıkları buydu. Köşelerinde röportajı savundular, manifesto gibi açıklama yazdılar. Ne zaman ki röportajı yapan muhabirleri işi acemice Google’ın tercüme programıyla ispat etmeye çalıştı, söylenerek sustular.
Peki, bazı kahve lekeli sararmış kâğıtlara dayanıp İsmet İnönü’nün Atatürk’ü zehirlettiğini iddia ettikleri manşetlerle, yine o manşetleri savunan köşe yazılarının akıbeti?
Ardı ardına o garip lekeli eskitilmiş kâğıtlar geçerli evrak diye basıldı. Tarihçiler evraktaki tutarsızlıkları ortaya koyunca bir iki efelenip bir şey olmamış gibi yayınlarına devam ettiler.
Ergenekon, Balyoz ve Odatv davalarında yazıp çizdiklerinden bahsetmeyeceğim bile.
Bu memleketin Cumhurbaşkanı, Küba’yı Kristof Kolomb’dan önce Müslümanların keşfettiğini ve oraya bir cami yaptıklarını söyledi. Bahsettiği camiye benzeyen bir kayalıktı. Söylenenin iler tutar yanı yoktu. Yine de mesela iktidar medyasında bir köşe yazarı Kübalı müzisyen İbrahim Ferrer’in adının neden İbrahim olduğunu Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından sonra anladığını yazabildi. Cumhurbaşkanı’na itiraz edenleri de Türkiye’yi sevmemekle itham edebildi. İroni yapmıyordu.
İktidarın ve onun medyasının karnesinden sadece birkaç örnek bu. Sınırsız örnek vermek mümkün.
Yalan ve manipülasyon bütün otoriter rejimlerin silahı. Bu silahı hiç yüzü kızarmadan defalarca kullanabilecek bir rejimde yaşıyoruz.
Hakikat, iktidar ve onun medyası eliyle sürekli surette tahrif ediliyor, parçalanıyor, yok ediliyor.
Medya üzerindeki baskının sebebi bu. Sadece kendi tuhaf ve çarpık hikâyelerini anlatan gazete ve televizyonlar ayakta kalsın istiyorlar.
Hakikate düşman bir rejim, her gün aklımızla dalga geçiyor.
Fakat böyle rejimlerin kaderi aynıdır. Bir süre herkesi ve her şeyi zapturapt altına alabilirsiniz. Ancak eninde sonunda o düşmanlık ettiğiniz hakikatin altında ezilir kalırsınız.
Bu iktidar ve onun iradesini yitirmiş hizmetkârları hakikate ihanet etti.
Hakikatin bunu asla affetmeyeceğini ise unuttular.
Her şeye rağmen bazılarımızın inatla bu ihaneti belgeleyeceğimizi de.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018