AKP rejimi neden ayakta kalamaz?
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

AKP rejimi neden ayakta kalamaz?

25.10.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP iktidarı, oyların yüzde 50’sini alarak kazandığı 7 Temmuz 2011 seçimlerinden sonra Türkiye’nin hangi sorununa kalıcı ve adil bir çözüm buldu?
Var mı çözülmüş bir tane esaslı sorun gösterebilecek olan?
Sakın bana “Başörtüsü” demeyin.
Evet, başörtüsü yasakları kalkmış olabilir ama iktidar bunu toplumun her kesiminin taleplerine cevap veren özgürlükçü ve çoğulcu reformlar serisinin bir parçası olarak yapmadı. Tam tersine, başörtüsü yasağı kalkarken, diğer yandan kasaba muhafazakârlığını “milletin değerleri” adı altında tüm ülkeye norm olarak devlet gücüyle dayatan İslamcı toplum mühendisliği projesi bir abanma halinde uygulanmaya konulmuştur...
Dolayısıyla başörtüsü, toplumun değişik kesimlerinde özgürlüklerin en geniş zeminde teneffüs edilmeye başlandığı bir anda serbestleşmedi. Tam tersine, bireysel hak ve özgürlüklerin sınırlanması ve İslami olarak görülmeyen yaşam tarzlarının dar alanlara hapsedilmesi için teşebbüslerin yaygınlık ve istikrar kazandığı bir dönemde kaldırıldı başörtüsü yasağı.
2011’den bu yana AKP iktidarının, ülkede hukukun işlerliği, hesap verebilirlik, girişim ve mülkiyet özgürlüğü, basın ve ifade hürriyeti, insan hakları, çoğulculuk, katılımcılık ve laiklik namına ne varsa, bunları adım adım ortadan kaldırarak, keyfi bir İslamcı baskı rejimine dönüşmesini izliyoruz.
Bu rejimin yapısal özellikleri ve siyasi kültürü, toplumu toplum olmaktan çıkarıp birbirine düşman edilmiş topluluklar toplamına dönüştüren bir kutuplaşma, içeride ve dışarıda çatışma ve darbe üretiyor.
Böyle bir rejim ülkenin sorunlarını çözemez, bekleyen acil reformları gerçekleştiremez. Bu rejim ancak sorunları büyütür, karmaşıklaştırır ve mevcut olanlara yenilerini ekler.
Bu rejim, sürdürülebilir bir büyüme ve refah temin edemez. İş kontratının yargı güvencesi altında bulunmadığı, yatırımcının ayrımcılığa tabi tutulduğu, ihale düzeninin bir göz boyamacılıktan ibaret olduğu, öngörülebilirliğini yitirmiş ve istikrarsız bir ülke, iç ve dış yatırımcı için değil, sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen rejim oligarkları için caziptir.
Durum böyle olduğu için, medya üzerindeki rejim tasallutu ve muhalefetin tüm çapsızlığına rağmen 7 Haziran 2015 seçimlerinde rejimin partisi yenilgiye uğradı ve parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti. Buna rağmen sonucu kabullenmeyip iktidarını geçici bir süre için de olsa paylaşmaya yanaşmayan muktedir, ülkeyi kaos ve terör tehdidi altında yeniden seçime götürdü.
Sonuç ortada...
15 Temmuz Cemaat darbesine, AKP’nin zamanında bu kesimle girmiş olduğu fiili koalisyon ilişkisinin devlette ve bilhassa TSK’de yol açtığı derin zafiyet kadar, PKK’ye karşı siyaseten tercih edilmiş savaşın doğurduğu konjonktür zemin sağlamıştır.
15 Temmuz, “Bu bize Allah’ın bir lütfudur” şeklindeki “veciz” ifadeden de anlaşılacağı gibi, rejim konsolidasyonu amacıyla tarihi bir fırsat olarak görüldü ve şimdi sürekli OHAL hukuksuzluğu sathında bu ülke bir karşı darbe anayasasını kabule zorlanmak üzere referanduma sürükleniyor.
Ve bu arada eğitimi tamamen dinselleştirmek için, devletin laik ve nispeten modern ve kaliteli eğitim veren köklü okulları da tasfiye ediliyor. Başarırlarsa bunun sonucu, yenilikçi, açık fikirli ve rekabetçi olmayan, bilimsel düşünceyi içselleştirme imkânından yoksun, adeta çaresizlikte ve fırsatsızlıkta eşitlenmiş bağnaz nesiller yetiştirmek olacak.
Kariyeri yolsuzluklar nedeniyle bitmiş olan eski bir AKP’li bakanın sözleri geliyor aklıma: “Bizden mucit çıkmaz, biz ara eleman ülkesiyiz.” Bu “ara eleman” zihniyetinde olanlar şu anda da zaten ülke yönetiminde söz sahibidir ve “sıyırmamak” için bilişime falan fazla kafa yormamayı tavsiye ediyorlar.
Kurum yıkıcılığında son aşamaya gelmişlerdir.
Böyle giderse, elindeki yetişmiş insan gücü ve sermayesini de kaçıran, sürekli istikrarsızlık ve çatışma üreterek yoksullaşan başarısız bir ülkeye dönüşüp Ortadoğu’nun iflah olmazları arasındaki yerimizi alacağız.
Tabii böyle giderse...
Lakin ilelebet böyle gitmez. Bu rejimin bir orta vadesinin olamayacağını biliyoruz.
Hayranlarının reislerine bağlılıkları bir fanatizme de dönüşmüş olsa, tek başına hiçbir kişilik kültü ya da sosyal sınıf dayanışmasının, güvenlik, istikrar ve refah üretme kabiliyetini kati biçimde yitirmiş bir baskı rejimini sürgit ayakta tutmaya yetmeyeceği görülecektir.
Burası Türkiye; bu ülkenin dünya sistemine ve kendi sorunlarına karşı bağışıklığı yok. Türkiye’nin ne Çin gibi demografik ve endüstriyel bağışıklığı var, ne Rusya gibi enerji ve doğal kaynak avantajı. Bizimkisi yoksun bir baskı rejimi. Çalışmadan, üretmeden, yenilikçi ve rekabetçi olmaya zorlanmadan refah içinde yaşamak karşılığında hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeye hazır kitlelerin rızasını yerden fışkıran bir zenginlikten onlara pay vererek satın alacak gücü yok.
Türkiye demokrasiye mahkûm, bu rejime mahkûm değil.

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018