Türkiye ve ABD: Çatışmalı boşanma
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Türkiye ve ABD: Çatışmalı boşanma

14.11.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye ve ABD, Soğuk Savaş’ın iki müttefikiydi.Aralarında tanımlanmış ortak çıkarlar söz konusuydu.
Türkiye o zamanlar Batı sisteminin parçasıydı. Bundan dolayı iki ülke arasında bazı ortak değerlerin varlığından bile bahsedilebilirdi.
40 yıl süren Soğuk Savaş 90’ların başında Batı İttifakı’nın Sovyetler Birliği’ne karşı zaferiyle sonuçlandı. Soğuk Savaş’ı izleyen üçüncü on yılın sonuna yaklaşırken, Türk-Amerikan ilişkileri hakkında artık şu tespiti kesinliğe yakın bir biçimde yapabiliriz:
Türk-Amerikan ilişkileri Soğuk Savaş’ı izleyen düzensizliğe ayak uyduramamıştır; ilişkilerin üzerinde durduğu kaide güncelleştirilememiştir.
Soğuk Savaş sonrasında ikili ilişkilerin yeni bir stratejik ortaklık temelinde tanımlanması şart değildi. Lakin belirli prensipler çerçevesinde bir düzene oturtulması gerekirdi.
En basit biçimde açıklamaya çalışacağım:
Soğuk Savaş’ın iki müttefiki arasında ortak çıkar kalmayınca ne olur?
Farklılaşan ve hatta karşıtlaşan çıkarlar arasında çatışma başlar.
Soğuk Savaş’ın iki müttefiki arasında ortak değer kalmazsa ne olur?
Değerler çatışması yaşanabilir.
İlişkilerin ittifak durumundan çatışma sathına sürüklenmiş olması bir başarısızlıktır.
Ve özellikle Ankara için daha büyük bir başarısızlıktır bu.
İki eski müttefikin ekonomik, askeri, diplomatik ve kurumsal kapasitelerinin çapını birbiriyle kıyaslayın. Bir de bu iki aktörün zamanında birbirlerine nasıl ve ne dereceye kadar nüfuz edebilmiş olduklarını karşılaştırın. Fevkalade asimetrik bir tablo karşınıza çıkar.
Ortaklığın yerini çatışmaya bıraktığı bir anda zayıf olanın, güçlü olana karşı oyununu çok daha hassas, akıllı ve öngörülü biçimde oynaması gerekir. Ya da gerekirdi...
Günümüz Türkiye’sinin ABD’ye karşı kendine özgü ekonomik ve askeri bağışıklıkları var mıydı, bölgedeki diğer aktörlerle dengeleyici, alternatif ittifaklar geliştirmesi mümkün müydü, yumruklar sıkılmadan önce bütün bu sorulara pozitif cevaplar verilebiliyor olması gerekirdi.
Bakınız, bugün bir bütün olarak Türk medyasının verip vermediği kriz haberlerinin hepsi, bir eski ittifak ilişkisinin çatırdayarak çökerken çıkardığı gümbürtüden ibarettir.
Büyük tedirginlik yaratan Sarraf hadisesi...
Fethullah Gülen’in her şeye rağmen ABD’de rahatça ikamet edebilmesi...
Tutuklanan Amerikan konsolosluk görevlileri...
Karşılıklı vize yasakları...
ABD’nin PYD’yi silahlandırması...
Rusya’dan S-400 alımı...
Ve bazı Türk bankalarına milyarlarca dolar ceza kesileceği yolundaki haberler...
Bu gümbürtüler, ikili ilişkilerde yaşanan derin krizin semptomlarıdır yalnızca. Dolayısıyla, bu semptomlardan bazıları ortadan kaldırıldığı takdirde, sırf buna bakarak ilişkilerin nihayet sağlıklı ve sürdürülebilir bir zemine oturtulduğu zannına kapılmamak lazımdır.
Lakin Türkiye’nin ABD’yle meselesinin özü tam da bu hususun eksikliğiyle ilgilidir: İlişkilerin sağlam bir kaide üzerinde yeniden tanımlanması ve bu yolla çatışmanın önlenmesi.
Bu iş, ortak çıkarları ve bunları uzun vadeye taşımaya yardımcı olacak değerleri birlikte tespit etmekten geçer.
Bunu başarmak ise bugünkü şartlarda mümkün görünmüyor.
Nedenlerin başında, Soğuk Savaş yıllarında iki ülkeyi birbirine bağlayan güvenlik önceliklerinin şimdi net biçimde ayrışmış olması geliyor.
Hikâyesi uzun, arka planı karmaşık ama değişimin bir örneği olarak yeterince çarpıcı: 1999’da PKK’nin liderini Türkiye’ye teslim etmiş olan ABD’yi, 2014’ten başlayarak PKK’nin Suriye’deki uzantısı PYD’yi iyice silahlandırmış ve eğitmiş bir ABD olarak bulduk karşımızda.
Bugün İran, Suriye, Rusya ve Körfez bölgesi söz konusu olduğunda da Türkiye ve ABD’nin çıkarları değişen oranlarda uyuşmazlık ve çatışma içindedir.
Çatışmanın psikolojik boyutu da var. Ankara’daki iktidarın 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’yi görmesi ve ABD’nin de Ankara’daki bu algının hiç değişmeyecek olduğunu bilmesi, ilişkileri nihayetsiz zehirleyen, esaslı bir güvensizlik faktörüdür.
İki eski müttefikin birbirine güven duyması mevcut halde mümkün değildir. Bu da ilişkilerin düzelmesini önler, çatışmayı derinleştirir. 

Dahası, ülkede Saray ve medyası tarafından sürekli biçimde pompalanan Amerikan karşıtlığı toplumda o kadar yüksek seviyelere çıktı ki sonunda bu durum Washington’ın elini nihayet serbest bıraktı. ABD, zaten kaybedildiğini düşündüğü Türkiye halkını, vize yaptırımı kararını alırken hesaba katmadı. 

Dış politikanın kanunudur: Başarısızlıktan sorumlu olan aktörlerin yerini yenileri almadıkça ikili ilişkilerde yitirilen güveni yeniden tesis etmek imkânsızdır.

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018